1.
kuvvetler ayrılığı veya güçler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik yunan ve roma'da geliştirildi. kuvvetler ayrılığında güçler normal olarak yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kola ayrılmaktadır.
kaynak.
devamını gör...
2.
yasama yürütme ve yargının birbirinden tam olarak ayrı aynı zamanda da kendi içinde tam olarak bağımsız olması ve birbirlerinin denetleme organı olması gibi bir şeydir. akıbeti anadolu parsı gibi olmuştur 1950 lerde beypazarı civarında avcılar tarafından vurulmuştur.
devamını gör...
3.
palmenter sistem ve türevlerinde yumuşak, başkanlık sistemi ve türevlerinde ise katı şekilde uygulanan (uygulanması gereken) olan prensiptir. örneğin parlamenter sistemde yasama ile yürütme iç içe olabilirken, yani yurutmenin başı olan başbakan ve yürütmenin diğer yapıları olan bakanlıklar yasama organı içindeki milletvekillerinden oluşurken başkanlık sisteminde böyle bir durum söz konusu olamaz. yürütmenin başı olan başkan ve başkanın atadığı bakanları aynı zamanda yasama organının bir üyesi olamazlar.
devamını gör...
4.
tüm yönetimler 3 temel organa sahiptir; yasama, yürütme ve yargı. bu 3 temel kontrol ve güç organının bir elden değil, devlet içerisindeki birbirinden bağımsız çalışabilen farklı noktalardan kontrol edilmesine ise güçler/kuvvetler ayrılığı denir.
kısaca, yasama-yürütme-yargı kurumlarının yönetimini dağıtarak, bunlardan herhangi birinin her istediğini yapmasını engeller. birbirlerine bağımlı oldukları için tek başlarına her şeyi yapamazlar ve dolayısı ile bunlardan birini kontrol eden kimse de sistemin doğal sonucu olarak dizginlenmiş olur.
peki bu güçlerin ayrı olması neden önemli? çünkü bu güçler tek elden kontrol edilirse, yani aynı kişi / kurum hem yasamada hem yürütmede söz sahibi olup yargı organını da doğrudan / dolaylı kontrol edebilirse; onu dizginleyecek, istediği gibi at koşturmasını önleyecek bir kontrol mekanizması kalmamış olacaktır. bu durumda devletin tamamı her yönüyle tek bir iradenin emrine geçer ve o irade ne buyurursa onu gerçekleştirir.
güçler birliği durumunda daha hızlı karar alınabilir, ancak bunun nedeni kararı denetleyen ve alan yerin aynı olmasıdır, sistemin marifeti değil sonucudur bu. böyle bir durumda yapılmak istenen şeyin niteliği önemsizdir çünkü zaten alınacak aksiyonu engellenme şansınız yoktur.
ve maalesef, lider(e) bağımlı halklar güçler ayrılığına gereken önemi çoğu zaman vermezler.
kısaca, yasama-yürütme-yargı kurumlarının yönetimini dağıtarak, bunlardan herhangi birinin her istediğini yapmasını engeller. birbirlerine bağımlı oldukları için tek başlarına her şeyi yapamazlar ve dolayısı ile bunlardan birini kontrol eden kimse de sistemin doğal sonucu olarak dizginlenmiş olur.
peki bu güçlerin ayrı olması neden önemli? çünkü bu güçler tek elden kontrol edilirse, yani aynı kişi / kurum hem yasamada hem yürütmede söz sahibi olup yargı organını da doğrudan / dolaylı kontrol edebilirse; onu dizginleyecek, istediği gibi at koşturmasını önleyecek bir kontrol mekanizması kalmamış olacaktır. bu durumda devletin tamamı her yönüyle tek bir iradenin emrine geçer ve o irade ne buyurursa onu gerçekleştirir.
güçler birliği durumunda daha hızlı karar alınabilir, ancak bunun nedeni kararı denetleyen ve alan yerin aynı olmasıdır, sistemin marifeti değil sonucudur bu. böyle bir durumda yapılmak istenen şeyin niteliği önemsizdir çünkü zaten alınacak aksiyonu engellenme şansınız yoktur.
ve maalesef, lider(e) bağımlı halklar güçler ayrılığına gereken önemi çoğu zaman vermezler.
devamını gör...
5.
yukarida arkadaşlar ayrı ayrı tanımlar ile çok güzel ifade etmişler. ben ne olduğunu unutmuşum açıkçası. istifade edelim.
devamını gör...