kyk borçları silinmeli mi sorunsalı

koskoca devlet o kadar vergi alacak, üstüne öğrencisine borç verip misliyle geri alacak? hadi len ordan, ne anlatıyorsunuz? yok hırsızlık yok borç. sorunda orada zaten, onca vergi alıp kendi öğrencine borç para veriyorsun. saray masrafından kısılsın? paranın değeri düşüyormuşmuş, geçin bu ayakları. para eziyormuş falan tabi ezecek, devlet onu karşılıksız yetiştirmiyor zaten, atandığı zaman vergicikleri kesiyor ya hani. zaten atanamamakta cabası, adam işsizken para isteniyor. verme o zaman suriyeliye, kendi öğrencine karşılıksız ver? kaldı ki devlet dairesinde çalışan adama maaşını herhalde devletin verecek, almanya mı versin? kafaya bak.

edit: ben insanlar borcunu ödemesin demiyorum yine ödesin ama burslar karşılıksız olmalıdır, elin suriyelisini besleyip kendi öğrencisine karşılıksız burs veremiyorsa kılıf aramayın.

iki tarafında haklı da haksız da olduğu açıklama bulunabilir. ödenmeli çünkü bile bile borç aldın. ödenmemeli çünkü yarın iyi bir iş sahibi olduğunda zaten kişiden fazlasıyla vergi alacaksın. herkesin eğitim hakkı var ve devlet bunu sağlamalı falan filan. iki tarafa da haklısın denilebilir ama ödenecekse de bu kadar yüksek faizle geri alınmamalı.
devlet geçiş garantisi verilen ama o kadar araç geçmediği için cebinden ödediği günlük köprü ücretleri ile kaç öğrencinin kyk borcunu ödeyebilir? oradaki akılsızlık mı devlete daha pahalıya patlıyor yoksa bu çocuklara verilen meblağ mı, illa kasamızdan para çıkacaksa hangisi için çıkması daha faydalı görünüyor; bunu da bir düşünün derim.

kyk borcunu ödemiş birisi olarak silinmesi taraftarıyım. zira o kadar büyük şirketlerin vergi borcu silinirken ona ses etmeyen halkın buna gram ses etme hakkı yok.

ha adalet dört dörtlük işlese silinmesin derim ve zaten adalet dört dörtlük işlense insanların böyle bir tepkisi olmaz.

en azından faizlerini silin bari.

eskiden harç kredisi ve öğrenim kredisi vardı. ben harç kredisi aldım ama öğrenim kredisi almadım. harçlar birinci öğretime kaldırıldı.

öğrenim kredisi alırken geri ödemeli olarak alındığını kişiye sözleşme imzalatılarak bilgi veriliyor. bugün bir bankadan kredi çekerken de aynı mantık var. tek fark öğrenci olarak kefil ya da teminat göstermeden verilen bir para bu.

ilkesel olarak öğrenim kredisi almayı seçmenin geri ödemeyi kabul etmesi ve kanuni faizini de ödeyeceğini bilerek alması söz konusu olduğundan sonradan buna karşı çıkılmasını mantıklı bulmuyorum.

okuldan mezun olup maaşa geçen kişiden bu para makul ölçü içinde geri alınmalı. makul ölçü derken enflasyon farkı diyerek inanılmaz derecede artış yapılmamalı.

kamu bankasından alınan ve geri ödenmeyen krediler, milyonlarca liralık tahsilinden vazgeçilen vergi borcu, ertelenen milyonlarca liralık geri ödemeler var.

bunlar ortada durup dururken, devlet başka şekillerde milyarlarca dolar zarara sokulurken eğitim bedava olmalı diye düşünüyorum ama bunun da şartları olmalı.

her ile 2-3 uyduruk üniversite açıp buraya öğrenci almak yerine bir çok okulu teknik eğitim veren meslek yüksek okuluna çevirip , köklü üniversitelere öğrenci alarak bu öğrencilere karşılıksız burs verilmesini destekliyorum ama mezun olunca da zorunlu hizmet olması şartıyla.

silinmemeli.catir catir ödeyecekler yok öyle yağma

ben ödüyorum. bitti bitecek. buna rağmen silinmesini düşünüyorum. en azından faizinin silinmesi gerekiyor. ana parayı da işe başladıktan sonra geri ödemeli.

ben okulu uzunca okudum. okul bitmeden evime kağıt geldi kyk borcu yüzünden. ulan okuyorum daha nasıl ödeyeyim? o dönem tabi ki ödemedim. bi dünya faiz bindi. gerçi bi dünya diyorum ama son günlerde twitterda gördüklerimden sonra bizimkine faiz falan denmez.

silinmez boşa hayal kurmayın. devlet nasıl para kazanacak. birinden kyk alacak, diğerine trafik cezası kesecek. bu çark böyle işliyor.

ödeyenlere haksızlık yapılmayacaksa silinsin.

bir sürü zırlayan işe yaramaz insanlar görüyorum gene puahahha, çatır çutur ödeyecek diyenler falan.bizim en büyük derdimiz öğrenciler olarak ülkeden gitmek, bir sürü platform kuruldu bunun için hatta bir sürü firmada eğitip bünyesine katmak için mezun öğrenci topluyor. pasaportum hala gelmedi, (kanıtı da ekte)gelmiyor çünkü yığılma olmuş ne kadar avukat,doktor,mühendis varsa kaçıyor.kısaca bu ülkeyi,öğrencilerinin 6 milyarlık borcu ile kurtarmaz,kendini döndüremez ama bu ülkede ki başarılı öğrencilerini kaybederse o gariban ananızı ne doktora götürebilirsiniz, karınızı sokakta taciz edip samuray kılıcı ile kestiklerinde ne avukat bulabilirsiniz.yakında bokunuzda boğulcaksınız crab mentality yaptığınız için haberiniz yok olm, çok az kaldı.

faizlerin silinmesini yanlış bulduğum olay. bu krediyi çekerken enflasyon oranında faiz ile geri ödemeyi kabul etmiş oluyorsunuz zaten. 2022 yılında mezun olan biri, borcunu ödemeye 2 yıl sonra 2024 te başlayacak. yani 2 yıl sonra faizsiz odedikleri için hava parası olacak. bu değirmen nasıl dönecek, suyu nereden gelecek merakla beklediğim konudur. + yeni yıl itibariyle krediyi başvuran herkese değil daha seçici olacak şekilde vermeye başlayabilirler. uzun vadede yarardan çok zararı olacaktır.

şu hükümet sürekli yanlış şeyler yapıyor bunları düzeltmek için attıkları bir adımda da kahraman oluyorlar. bir kere her yerde üniversite açıp bu kadar öğrenci yaratmanın manası yoktu, üniversiteleri az sayıda tutup kalitesini arttırmaları gerekiyordu. yazık değil mi torpille dönen çok sayıda taşra üniversitesinin giderlerine. araştırma görevlisine ayrı para, akademisyen ayrı para, orada okuyan öğrencilere ayrı para gidiyor. vallahi bunlarda planlama ve para idaresi sıfır. 20 tane üniversite az açsalar bütün ülkeyi krediyle falan uğraştırmayıp direkt burs bile verecekler. diğer yandan bunları yapmıyorsun her yere üniversite açıyorsun o zaman neden faizi kaldırıyorsun, vatandaş normalin en azından 4-5 kat üstündeki öğrenci kapasitesinin faiz farkını ödemek zorunda mı? 30 binlik kredi 90 bine çıkmış e ne var bunda diyelim ki bu enflasyon falan hiç böyle olmadı asgari ücret 2binde kaldı ve bu kişi her ay 500tl ödeyecek yani aldığı maaşın dörtte biri, şimdi enflasyon artışı sonrası da ayda 1500 tl ödeyecek yine asgari ücretin hemen hemen dörtte biri. yani değişen çok fazla bir şey yok sadece enflasyon nedeniyle rakam şişik görülüyor. ha tabi ki ekonomimiz bu kadar yolunda ve hesaplar bu kadar basit ilerlemiyor. birçok kişinin iş bulma sıkıntısı veya farklı borçlanma durumları var devlet bu kişilere özel farklı bir yapılandırma uygulamalıydı.

şu an benim de kyk borcum var ve seneye ödemeye başlayacaktım. 2023ten 2027ye kadar her ay 600-700 bandında bir ödemesi vardı. nasıl ki o parayı çok ihtiyacım olmasa da üniversitesi zamanı aldım ve ezdimse işe girdiğimde de ufak ufak ödeyecektim hatta pek hissetmeyecektim bile.

popülizmle devlet yönetilmesinden nefret ediyorum bu yüzden chpden de nefret ediyorum, seçime kadar sırf popülizm uğruna uzun vadeli planlaması yapılmayan, kaynak yaratılmayan ve enflasyonu daha da tırmandıracak daha ne kararlar alınacak bakalım.

edit: alttaki arkadaşın dediği birçok şeye katılmakla beraber tahminen ne zaman bir kategoriye koyulmadan tartışmayı öğreneceğiz? kyk borçlarını savunanlar çetelerin vergi aflarını da mı savunuyor veya onları hiç eleştirmemiş olmak zorunda mı? hemen zihninizde karşı kategoriye koyuyorsunuz ki sempati toplamak ve üstünlük sağlamak daha kolay olsun. kılıçdaroğlu siyasi bir manevra yaparak kamuoyunda yükselen faizli kredi sorunu için "ödemeyin biz iktidara gelince sileceğiz" dedi. erdoğan silerse sonuçları onun hatası olarak görülecekti silmezse de gençlerden oy kaybedecekti o silmeyi tercih etti ama hangi ülkede doğru bir biçimde bir hafta içerisinde faizlerin bu şekilde silinmesi ve gelecekte de alınmaması karar verilebilir ki? yök, bankalar, maliye bakanlığı ve daha çok birçok kuruluşun ortak bir paydada uzun vadeli bir planlama yaparak alması gerekmiyor mu bu kararı. ama hayır yine bir adam çıktı ve böyle yapalım dedi uyar mı diye sorsa bile kimse korkusundan bir şey söyleyemedi ve birkaç günde bütün faizlerin silinmesine karar verdi. hala görüyoruz ki çoğu kişi ülkenin başına ne geldiyse böyle siyasi çıkar sağlamak adına düşünülmeden verilen kararlar olduğunu idrak edemiyor, her şeye sadece duygusal açıdan bakabiliyor.