kyk borçları silinmeli mi sorunsalı

cevabı "hayır" olan soru. "ben ödedim, siz de ödeyin" kafasında asla değilim. ben ileride zorluk yaşayacağımı, kıçıma girecek olan kazığın ebatlarını düşünerek bu krediyi çekmedim zaten.

ancak ortada yapılmış bir sözleşme var. altına attığın imza var.

amaaaaa, bu kredinin faizleri tamamen silinmelidir, herkesin ödeyebileceği gibi esnek, kişiye özel ödeme planları yapılmasına izin verilmelidir. devlet, "kredi" adı altında gençlerini boğmamalıdır. bu düşüncem de asla değişmez.

siyasi partilerin borçları tek gecede siliniyorsa kyk borçları da silinmeli.

koca koca şirketlerin, bol bol vergi yükümlüsü olan kişilerin şıp diye siliniyorsa borçları eğer, kyk diye bir borç dahi olmamalı. tabi kime ne anlatacağız.

şimdi ben bu nalet borcu ilk işe girdiğim yıllarda daha asgari ücretin bir tık üstü maaş alırken güç bela ödedim. ben ödediysem herkes ödesin demiyorum ama eğer ki silinecekse bizi enayi yerine koymayıp ödediğimiz parayı geri vermeleri gerekir ki bu imkansızdır.

geri ödemek şartı ile aldığımız bir borç o yüzden silinmemeli nasıl ki kredi çekip ödüyorsak kyk borcu da aynı mantıkta. silinse ödeyenlere parası geri ödenmeyecek o yüzden bir borç alındıysa ve geri ödeyeceğimizi biliyorsak bu tartışma konusu dahi olmamalı.

mültecilere burs/maaş verilebiliyorsa silinmeli. mülteciler olmasa da devlet, öğrencilere sadece burs vermeli. kullanılmayacağı apaçık ortada olduğu halde bilmem kaç bin garantiyle, yap-işlet-borçlandır sistemiyle yapılan birkaç havalimanı yapılmamış olsaydı çoktan silinmiş bile olabilirdi.
istihdam sağlanamadığı halde zıpçıktı gibi köşe başına üniversitesi açılmasına izin veriliyorsa ve her yıl işsizlik garantili binlerce genç mezun ediliyorsa en azından borcu olmamalı.

kyk borçları silinmemeli, çünkü silinirse ödeyenlere büyük bir haksızlık olur. fakat faizleri silinebilir.

ayrıca, kyk borcu kullanmış kişilerden ilk 3 yıl faiz alınmamasını öneriyorum. ya da alınacaksa bile çok çok düşük bir meblağ olmalı.

yemeyip içmeyip ödeyenlere sormak lazım.
onlar karar versinler. siz öderken borçlarını sallayan bu şahısların kyk borçları affedilsin mi, yoksa affedilmesin mi?

siyasi partilerin borçları silindi diye kyk borçlanmasının silinmesini talep etmek, omurgasızlık konusunda bazı parti güruhlarının dahi önüne geçmektir. adam kayırmaya ve kanunsuzluğa isyan etmek yerine aynı kanunsuzluktan ve kayırmacılıktan faydalanmaya çalışan, borcuna sadık olmayan insanlar yarın en dürüst vatandaş olarak tanıtacak kendini. ulan ananız babanız kavanozdan kumbara yapmadı mı size? tasarruflu olmanın, borcunu ödemenin önemini anlatmadı mı? ne midesiz insanlarsınız?
yazık size adam kayırmacılıktan başka bir şey öğretmeyenlere... yazık sizi üniversiteye yollayanlara... yazık size üç yaşındaki çocuğun anladığı şeyi anlatamayan eğitim sistemine...

ödeyenlere ve sırf hayata borçlu başlamamak için kredi almayanlara büyük haksızlık olur. silinecekse biz niye almadık o hâlde. silinmemeli kesinlikle.

bence bir bireyin tüm eğitim süreci devlet tarafından ücretsiz karşılanmalı buna yüksek lisans ve doktora’da dahil.eğitim; devletin sunduğu standart’tır.bence devletin boynunun borcudur çünkü devlet kaynak yaratır, refahı halk yükseltir.

eğer borç dahilinde yapılacaksa, eğitimi devlet himayesinden çıkarsınlar; herkes eski zamanlarda ki gibi çocuklarına evde eğitim verdirsin.en azından herkes kendi bütçesine göre öğretmen tutar, çocugunu ev ortamında eğilimi ne ise o yönde eğitir.böylelikle insanlar eğitim aldıkları için borçlandırılmaz. ( tabi ki bu kısmı kinaye)

zaten gelirin, malın yoksa bir halt olmuyor. gelirin varsa da borcunu öde arkadaş.

iyi o zaman eskiden askerlik 2 yılmış şimdi 2 yıl yani 24 ay yapan adamlar çıksın biz enayi misiyiz desinler. ulan ne bencil boş beleş adamlarsınız lan siz. siz adam bile değilsiniz. bu memlekete bir faydanız yok bari bırakın bu insanlar bu yükten kurtulsun.

kyk alıp borcunu ödemiş birisi olarak söylemek isterim ki, silinmelidir. ama tabi bu şu demek: devletin önemli bir gelirinden vazgeçmesi ve daha önce borcunu ödemiş bireylerin haksızlığa uğramışlık hissi. dolayısıyla "eşitlik" kavramına da karşı bir durum ortaya çıkmış oluyor. ancak günümüz şartlarında kyk borcunun silinmesi özellikle işsiz kalmış gençlere can suyu olabilir. zira dışardan bakınca ekonomik şartlar en çok ülke gençliğini zorluyor gibi görünüyor. memlekette bazı futbol kulüplerinin milyarca vergi borcu affa uğrayabiliyorsa gençliğin de borçları pekala silinebilir gibi duruyor. ödeyen de ekonomik ortamı hesaba katıp alınmaca gücenmece yapmamalı diye düşünüyorum.

ünililer kredi almak zorunda kalıyor ve devlet diyor ki çalışmaya başladığında (2 yıl sonra) bu parayı senden az bir miktar faizle keseceğiz. bu çok normal bir şey, herhangi bir sorun yok lakin ki başta da dediğim gibi gençler kyk almak zorunda kalıyor, başka türlü geçinmeleri imkansız çünkü. şahsımca burada yapılması gereken silmek yerine direkt 2 yıl sonra değil de artık 5 yıl sonra mı 10 yıl sonra mı işe girildiğinde kesilmeye başlanması onu da atıyorum mesela 7 8 yıla bölerek alabilir devlet, kimse de zarar etmez geliri gideri belli bu işin. işin sürdürülebilir olması yerine direkt ortadan kaldırılmasını istemek tipik orta doğulu mantığı. ha ek olarak burs verilen kişi sayısı kesinlikle artırılmalı, yeni kriterler getirilmeli. bunlar da ayrı mesele tabii. ama halı altına süpürmeyi severiz biz.
not: kyk borcu ödemedim.

cevabı "bence bir sakıncası yok" olan soru.

bu ülkede nelere, kimlere ne paralar harcanıyor bir düşünün. dolayısıyla eğer düzgün bir yönetim sergilenirse, gençler zaten okumak için bu yola başvurmak zorunda kalmaz. devlet tüm masraflarını karşılasa da altından kalkar. bugüne dek krediye mecbur kalmış olanlara da paralarını iade bile edersiniz.

"okul bitip iş bulunca ödersin" diyen hükümetle "herkese iş sağlamak zorunda değiliz" diyen hükümet aynı. o nedenle silinmesini isteyen gençlere kızmıyorum ben. siz de kızmayın bence.

hayır canım kardeşim.

bunu savunanların genelde belli başlı kalıp argümanları oluyor:
1) beşli çetenin vergi borcu silindi benimkisi de silinsin

cevap: hayır, beşli çetenin borcunun silinmesi senin hırsızlığına kılıf olmaz. evet hırsızlık çünkü bile isteye aldığın, sözleşmesini okuyup imzaladığın parasını bi güzel yiyip ezdiğin parayı geri ödememek hırsızlık.

2) devlet bilmem nereye para harcıyor öğrenciye harcayamaz mı?

cevap: hayır harcayamaz. farkında değilsiniz galiba ama devlet üniversitesindeyseniz oradaki personelinden profesörüne, öğle yemeğinden ısınmaya her şeyi devlet ödüyor zaten üstüne ''şey ben 40 milyarcık para ezdim de onu da sen ödesen hihihihi'' demek mantıklı mı?

3) ben 40 milyara imza attım ama 120k ödeyeceğim, haksızlık.

cevap: hayır kardeşim senin zamanında yediğin paranın değeriyle şimdi ki paranın değeri bir değil. zamanında araba alacağın paraya bugün ıphone alıp ''devlet benden 40k istesin hihihihihi'' çakallığını bırak.

son söz: borcunu ödeyecek ahlaka sahip ol, alışma böyle borcunu öderken mızmızlanmaya, yarın bir gün başka yere borcun olur yine böyle ayak çekmeye kalkarsın adamı hoplatırlar.

öğrencinin kyk kredisi almama gibi bir lüksü olmadığı gibi aldığı halde kendisine ek gelir sağlaması lazım. eğitimin, sağlığın ayrıcalıklı bir zümrenin elinde toplanmasına gık demeyenler faiz silinmesi gibi son derece "sosyal demokrat" bir çözüme dahi dişlerini gösteriyor. devlet bali'de yapılan balayını karşılasın futbol kulübü denen şirketlerin, milyon dolarlık kodamanların hamiliğini yapsın ama esnaf şenlendirip akademiyi düzenleme için kurulan, garibana çıkış yolu olarak sunulan üniversiteler söz konusu olunca vergileeer diye yangın yapılsın. liberal anarko-kapitalist saçmalıklarla kafa ağrıtacaksanız vermeyin vergi. dağa çıkın. biz sosyal devlet istemiyoruz deyin.
tanım: gayet yapılabilir bir şeydir.

bir yanlışın savunması dünyada başka yanlışların olması olamayacağı için, "şurada başka işlere milyon harcanıyor ben niye borcumu ödeyeyim" diye bir mantıkla tartışılamaz. bir tacizci "ulan millet tecavüz ediyor, bizle uğraşcağınıza önce onların hepsini bitirin" derse saçmalamış olur mesela.

öğrenimini belirli bir seviyede ve alanda sürdürebilmek için borç almak gönüllülük esasına dayanan bir karardır. bu borcu alan şartlarını da kabul etmiştir. bu borcu almaktan kaçmak için çalışarak okuyan, gönlündeki şehre gitmeyenler de var. kaldı ki üniversite eğitimi muhakkak gerçekleşmesi gereken bir hak da değildir.

tercih yapacak arkadaşlara tavsiyem mantar gibi açılan dandik binalarda senelerce borç yemeden önce, bunun akıllıca bir yatırım olup olmadığını, o borca değip değmeyeceğini düşünmeleridir.

faizin nasıl hesaplandığı bu yazının konusu değildir.

benim bankaya ödemem gereken kredi borcum silinecekse bu da silinebilir.