1.
(la yorona) 'ağlayan kadın' anlamına gelen bir meksika hikayesidir. aynı zamanda chavela vargas' ın efsanevi şarkısıdır. hem hikaye hem de şarkı çok hüzünlü olmakla birlikte coco'dan hatırlayacağımız gibi hareketli ve enerjik yeniden-yorumlamaları da mevcuttur.
bu parçayla birlikte gitara aşık olacaksınız efendim, uyarmadı demeyiniz.
chavela vargas'ın yorumu:
coco versiyonu:
bu parçayla birlikte gitara aşık olacaksınız efendim, uyarmadı demeyiniz.
chavela vargas'ın yorumu:
coco versiyonu:
devamını gör...
2.
devamını gör...
3.
latin amerika geleneğinin en korkunç ve gizemli figürlerinden biri olarak bilinen la llorona, bölgedeki birçok ülkede temsil edilen ve hatta dünyanın diğer bölgelerindeki ülkelerde bile izi sürülebilen bir karakterdir. la llorona, bir talihsizlik yaşamış ve cevaplar aramak, düzeni ve huzuru bozmak için yaşayanların dünyasına geri dönen bir kadındır.
efsanenin kökeni: üzüntü ve acı
bir ülkenin veya bölgenin kültürünün parçası olan tüm efsaneler, insanların mantıklı bir açıklama bulamadıkları soruları hayal gücüne dökme yollarıdır.
la llorona, ölülerin dünyasından dönen ve çocuklarını yaşarken öldürdüğüne inanılan (bazı geleneklerde çocuklarını öldürmediği ancak karanlık koşullarda onları kaybettiği belirtilir), ve onları kendisiyle götürmek için arayan bir kadın figürüdür. bu karakter yaşayanların dünyasında varlığını çocuklarını kaybettiği için çektiği acının hıçkırıkları ve acı dolu şarkılarla gösterir. bu efsanenin kökeni muhtemelen geceleri duyulan doğa seslerine ve bu sesleri açıklamak için anlatılan hikayelere dayanmaktadır.
la llorona'nın öyküsü, ülkeden ülkeye ayrıntılı olarak farklılık göstermektedir. aslında, bu hikayeye sahip her latin amerika ülkesi, hikayeyi ana karakterin adını değiştirerek anlatır. ancak bu hüzünlü ve çaresiz kadın figürünün gece nehir, bataklık, akarsu veya lagün gibi boşluklarda bulunması gibi tüm hikayelerde merkezi ve tekrarlanan unsurlar da bulunmaktadır.
birçok analist ve uzman, bu efsanenin latin amerika halkları tarafından aborjin geleneklerinden aldığını iddia ediyor. bu geleneklerde la llorona adında bir tanrıçanın varlığının kişinin kendi çocuklarının ölümü anlama geleceğine inanılırdı ve bu yüzden kendisinden kaçınmak için farklı yollara başvurulurdu.
kaynak
devamını gör...
4.
ispanyolca konuşan halklar arasında "la llorona" (ağlayan kadın) adlı çok çok eski bir masal vardır. bazıları bunun 1500'lerin başlarından, meksika'nın aztek topraklarından ispanyol fatihlerce istila edildiği zamanlardan kaldığını söyler, ama masal bundan çok daha eskidir. bir hayat nehrinin ölüm nehrine dönüşmesi üzerine bir masaldır. protagonista * nehre dadanan bir kadındır; üretken ve cömerttir, kendi bedeninden yaratır. yoksuldur, soluk kesici bir güzelliği vardır, ama ruh ve tin bakımından zengindir.
"la llorona" tuhaf bir masaldır, çünkü sanki kendine ait büyük bir içsel hayatı varmış gibi zaman boyunca evrimi sürdürmeye devam etmektedir. toprağı sürükleyen, önünde bulunan şeyleri alıp götüren, yığdığı toprakla kendi bedenini oluşturan hareketli büyük bir kum tepesi gibi, bu öykü de, her kuşağın psişik sorunlarının üst üste yığılmasıyla kurulmuştur. la llorona masalı kimi zaman, ispanyol fatih hernan contes'in tercümanı ve sevgilisi olduğu söylenen yerli kadın ce. malinalli ya da malinche' ye dair bir öykü olarak anlatılır.
ama "la llorona" nın duyduğum ilk versiyonunda benim de yetiştiğim kuzey ormanlarında patlak veren bir iç savaş sırasında kadın kahraman olarak anlatılıyordu. masalı tekrar dinlediğimde la llorona 1950'lerde meksikalıların, birleşik devletler'den zorla sürgün edilmesine karşı direnen bir muhalifle ilgiliydi. güneybatıda öykünün sayısız versiyonunu dinledim; bunlardan birini yaşlı ispanyol toprak bağışı çiftçileri anlatmıştı. onlara göre, kadın new mexico' da ki toprak bağışı savaşlarına katılmış, ama zengin bir müteahhit, bu yoksul, fakat güzel ispanyol kızından faydalanmıştı.
bunların yanı sıra bir de hayalet öyküsü vardır; bu öyküde la llorona, geceleyin bir araba parkında gezinip inlemektedir. "aıds'li fahişe" masalında ise la llorona, austin' deki town river'da mesleğini icra etmektedir. en şaşırtıcı olanını küçük bir çocuk anlatmıştı. size, önce büyük la llorona masallarının genel öykü çizgisini ve sonra da öyküde meydana gelen en şaşırtıcı değişikliği anlatacağım.
la llorona
zengin bir hidalgo, bir soylu, güzel, ama yoksul bir kadını elde etmek için ona kur yapmış ve sevgisini kazanmış. kadın ona iki oğlan doğurmuş, ama adam evlenmeye tenezzül bile etmemiş. günlerden bir gün kadına ispanya'ya döneceğini, orada ailesinin seçtiği zengin bir kadınla evleneceğini ve oğullarını yanında götüreceğini bildirmiş.
genç kadın çılgına dönmüş ve durmadan bağırıp çağırıp çığlıklar atan deli kadınlar gibi davranmış. adamın yüzünü tırmalamış, kendi yüzünü tırmalamış; adamın üstünü başını yırtmış, kendi elbiselerini paralamış. sonra iki küçük oğlunu kaptığı gibi yanına alarak nehre koşmuş ve onları hızla alan suya fırlatmış. çocuklar suda boğulmuş, la llorona kederle nehir kıyısında çökmüş ve orada ölmüş.
hidalgo ispanya'ya dönmüş ve zengin kadınla evlenmiş. la llorona' nın ruhu cennete yükselmiş. orada kapının efendisi ona cennete gelebileceğini, çünkü acı çekmiş olduğunu, ama çocuklarının ruhlarını nehirden kurtarana kadar içeri giremeyeceğini söylemiş.
işte günümüzde la llorona 'nın, yani ağlayan kadının uzun saçlarıyla nehir kıyılarını taramasının, uzun dallar gibi parmaklarını suya sokup çocukları için dipleri yoklamasının nedeninin bu olduğu söylenir. yaşayan çocukların karanlık bastırdıktan sonra nehir kıyısına neden gitmemeleri gerektiğinin cevabı da buradadır, çünkü la llorona kendi çocukları sanıp onları sonsuza kadar alıp götürebilir.
şimdi modern la llorona'ya geçelim. kültür çeşitli etkiler altında kaldıkça, düşünme biçimimiz, tutumlarını ve sorunlarımız da değişir. la llorona öyküsü de değişmiştir. bu masalı bana, geçen yıl colorado'da hayalet öyküleri toplarken tanıştığım, ön dişleri olmayan ve sıska(ama bir gün uzayacak) bedenini gerçek olmayacak denli büyük ayaklarıyla taşıyan 10 yaşındaki danny salazar anlattı. bana söylediğine göre, la llorona, çocuklarını masalın eski halinde anlatılan nedenlerle öldürmemişti.
"hayır, hayır" diye iddia etti danny. la llorona nehir kıyısında fabrikaları olan zengin bir gidalgo'yla birlikte yaşıyordu. ama bir şeyler yanlış gitmişti. gebeliği sırasında la llorona nehrin suyundan içmişti. ikiz oğulları kör ve parmaklarının arası perdeli doğmuşlardı, çünkü hidalgo, fabrikalarının atıklarıyla nehri zehirlemişti
hidalgo, la llorona'ya ne onu ne de bebeklerini istediğini söyledi. fabrikanın ürettiklerini satın almak isteyen zengin bir kadınla evlendi.
la llorona, bebekleri nehre attı, çünkü aksi halde çok zor bir hayatları olacaktı. sonra da üzüntüsünden düşüp öldü. cennete gitti, ama aziz petrus ona, oğullarının ruhlarını bulana kadar cennete giremeyeceğini söyledi. şimdi la llorona kirli nehre bakıp durmakta ve çocuklarını aramaktadır, ama onları görmekte çok zorlanabilir, çünkü su çok kirli ve bulanıktır. şimdi onun hayaleti uzun parmaklarıyla nehrin dibini taramaktadır. şimdi durmaksızın çocuklarına seslenerek nehir kıyısında gezinmektedir.
la llorona öyküsü tanrının karısı ateşin başına oturduğundan beri anlatılmaktadır.
birçok latin ana baba la llorona'yı bir tür mistik bebek bakıcısı olarak kullanır. pek çok çocuk onun kendi boğulan çocukları yerine başka çocukları kapmasına dair öykülerden o kadar korkar ki, nehir kıyısındaki çocuklar karanlık bastıktan sonra sudan uzak durmayı ve eve zamanında dönmeyi bilirler.
kurtlarla koşan kadınlar
"la llorona" tuhaf bir masaldır, çünkü sanki kendine ait büyük bir içsel hayatı varmış gibi zaman boyunca evrimi sürdürmeye devam etmektedir. toprağı sürükleyen, önünde bulunan şeyleri alıp götüren, yığdığı toprakla kendi bedenini oluşturan hareketli büyük bir kum tepesi gibi, bu öykü de, her kuşağın psişik sorunlarının üst üste yığılmasıyla kurulmuştur. la llorona masalı kimi zaman, ispanyol fatih hernan contes'in tercümanı ve sevgilisi olduğu söylenen yerli kadın ce. malinalli ya da malinche' ye dair bir öykü olarak anlatılır.
ama "la llorona" nın duyduğum ilk versiyonunda benim de yetiştiğim kuzey ormanlarında patlak veren bir iç savaş sırasında kadın kahraman olarak anlatılıyordu. masalı tekrar dinlediğimde la llorona 1950'lerde meksikalıların, birleşik devletler'den zorla sürgün edilmesine karşı direnen bir muhalifle ilgiliydi. güneybatıda öykünün sayısız versiyonunu dinledim; bunlardan birini yaşlı ispanyol toprak bağışı çiftçileri anlatmıştı. onlara göre, kadın new mexico' da ki toprak bağışı savaşlarına katılmış, ama zengin bir müteahhit, bu yoksul, fakat güzel ispanyol kızından faydalanmıştı.
bunların yanı sıra bir de hayalet öyküsü vardır; bu öyküde la llorona, geceleyin bir araba parkında gezinip inlemektedir. "aıds'li fahişe" masalında ise la llorona, austin' deki town river'da mesleğini icra etmektedir. en şaşırtıcı olanını küçük bir çocuk anlatmıştı. size, önce büyük la llorona masallarının genel öykü çizgisini ve sonra da öyküde meydana gelen en şaşırtıcı değişikliği anlatacağım.
la llorona
zengin bir hidalgo, bir soylu, güzel, ama yoksul bir kadını elde etmek için ona kur yapmış ve sevgisini kazanmış. kadın ona iki oğlan doğurmuş, ama adam evlenmeye tenezzül bile etmemiş. günlerden bir gün kadına ispanya'ya döneceğini, orada ailesinin seçtiği zengin bir kadınla evleneceğini ve oğullarını yanında götüreceğini bildirmiş.
genç kadın çılgına dönmüş ve durmadan bağırıp çağırıp çığlıklar atan deli kadınlar gibi davranmış. adamın yüzünü tırmalamış, kendi yüzünü tırmalamış; adamın üstünü başını yırtmış, kendi elbiselerini paralamış. sonra iki küçük oğlunu kaptığı gibi yanına alarak nehre koşmuş ve onları hızla alan suya fırlatmış. çocuklar suda boğulmuş, la llorona kederle nehir kıyısında çökmüş ve orada ölmüş.
hidalgo ispanya'ya dönmüş ve zengin kadınla evlenmiş. la llorona' nın ruhu cennete yükselmiş. orada kapının efendisi ona cennete gelebileceğini, çünkü acı çekmiş olduğunu, ama çocuklarının ruhlarını nehirden kurtarana kadar içeri giremeyeceğini söylemiş.
işte günümüzde la llorona 'nın, yani ağlayan kadının uzun saçlarıyla nehir kıyılarını taramasının, uzun dallar gibi parmaklarını suya sokup çocukları için dipleri yoklamasının nedeninin bu olduğu söylenir. yaşayan çocukların karanlık bastırdıktan sonra nehir kıyısına neden gitmemeleri gerektiğinin cevabı da buradadır, çünkü la llorona kendi çocukları sanıp onları sonsuza kadar alıp götürebilir.
şimdi modern la llorona'ya geçelim. kültür çeşitli etkiler altında kaldıkça, düşünme biçimimiz, tutumlarını ve sorunlarımız da değişir. la llorona öyküsü de değişmiştir. bu masalı bana, geçen yıl colorado'da hayalet öyküleri toplarken tanıştığım, ön dişleri olmayan ve sıska(ama bir gün uzayacak) bedenini gerçek olmayacak denli büyük ayaklarıyla taşıyan 10 yaşındaki danny salazar anlattı. bana söylediğine göre, la llorona, çocuklarını masalın eski halinde anlatılan nedenlerle öldürmemişti.
"hayır, hayır" diye iddia etti danny. la llorona nehir kıyısında fabrikaları olan zengin bir gidalgo'yla birlikte yaşıyordu. ama bir şeyler yanlış gitmişti. gebeliği sırasında la llorona nehrin suyundan içmişti. ikiz oğulları kör ve parmaklarının arası perdeli doğmuşlardı, çünkü hidalgo, fabrikalarının atıklarıyla nehri zehirlemişti
hidalgo, la llorona'ya ne onu ne de bebeklerini istediğini söyledi. fabrikanın ürettiklerini satın almak isteyen zengin bir kadınla evlendi.
la llorona, bebekleri nehre attı, çünkü aksi halde çok zor bir hayatları olacaktı. sonra da üzüntüsünden düşüp öldü. cennete gitti, ama aziz petrus ona, oğullarının ruhlarını bulana kadar cennete giremeyeceğini söyledi. şimdi la llorona kirli nehre bakıp durmakta ve çocuklarını aramaktadır, ama onları görmekte çok zorlanabilir, çünkü su çok kirli ve bulanıktır. şimdi onun hayaleti uzun parmaklarıyla nehrin dibini taramaktadır. şimdi durmaksızın çocuklarına seslenerek nehir kıyısında gezinmektedir.
la llorona öyküsü tanrının karısı ateşin başına oturduğundan beri anlatılmaktadır.
birçok latin ana baba la llorona'yı bir tür mistik bebek bakıcısı olarak kullanır. pek çok çocuk onun kendi boğulan çocukları yerine başka çocukları kapmasına dair öykülerden o kadar korkar ki, nehir kıyısındaki çocuklar karanlık bastıktan sonra sudan uzak durmayı ve eve zamanında dönmeyi bilirler.
kurtlarla koşan kadınlar
devamını gör...
5.
meksika yöresinden epey ünlü bir ağıt.
devamını gör...
6.
beyaz kadın efsanesi bir çok ülkede bilinse de aslında ispanyolların efsanesidir. beyaz kadın ya da ağlayan kadın olarak da bilinir. bu kadınlar eşleri tarafından aldatıldıktan sonra kendi canlarına kıyan kadınlar olarak bilinir. kendilerini öldürdükten sonra beyaz kıyafetler içinde dolanıp onlara ihanet eden eşlerine görünürler. bir diğer teoride ise aldatıldıktan sonra kendisini ve çocuklarını öldürdükleri söyleniyor.
bazı anlatımlarda ise eşlerini aldatan erkekleri avladıkları onları tuzaklarına çekmek için etraflarında dolandıkları söyleniyor.
daha çok kuytu köşelerde ya da göl nehir kenarlarında dolanıp yaramazlık yapan çocuklara görünüp onları korkuttukları hatta kaçırdıkları söylenmekte.
anlayacağınız isminin bile bir çok anlamı olan bu efsanenin konu olarak da bir çok söylentisi bulunmakta.bunun başlıca sebepleri arasında bir çok ülke de farklı farklı anılması olabilir. bir çok ülke bir çok kültür bir çok korku ve sonucunda çıkan anlamlı ya da anlamsız efsanelere sebep oluyor. ancak hepsinin tek bir ortak payı var o da beyaz kıyafetle dolanmaları.
ayrı olarak bu efsane bir çok insanın sevdiği ve izlediği dizi olan supernatural da yer almaktadır.
bazı anlatımlarda ise eşlerini aldatan erkekleri avladıkları onları tuzaklarına çekmek için etraflarında dolandıkları söyleniyor.
daha çok kuytu köşelerde ya da göl nehir kenarlarında dolanıp yaramazlık yapan çocuklara görünüp onları korkuttukları hatta kaçırdıkları söylenmekte.
anlayacağınız isminin bile bir çok anlamı olan bu efsanenin konu olarak da bir çok söylentisi bulunmakta.bunun başlıca sebepleri arasında bir çok ülke de farklı farklı anılması olabilir. bir çok ülke bir çok kültür bir çok korku ve sonucunda çıkan anlamlı ya da anlamsız efsanelere sebep oluyor. ancak hepsinin tek bir ortak payı var o da beyaz kıyafetle dolanmaları.
ayrı olarak bu efsane bir çok insanın sevdiği ve izlediği dizi olan supernatural da yer almaktadır.
devamını gör...