1.
amerika'nın ilk versiyonunu 1979 da ürettiği ana muharebe tankı.
tankın üretim hikayesi 60 lı yılların sonlarında başlıyor. o dönem sovyetlerin üretmiş olduğu t-62 ve t-64 tanklarının karşısında natonun elinde bulunan leopard 1 ve m60 patton tankları sınırları korumakla görevliydi. fakat bu tanklar sovyet tanklarına göre zayıf kalmaktaydı. ayrıca sovyetlerin anti-tank silahlarına yaptığı yatırımlarda bu durumu daha da açmaza sürüklüyordu ki anti-tank silahları sovyetlerde manga seviyesine kadar inmişti. daha bunun helikopteri, uçağı derken natonun bir çözüme ihtiyacı vardı.
bu durumun çözümü adına 1968 de amerika o dönem doğu almanya ile birlikte mbt-70 adında bir tank projesi geliştirmeye başladı. fakat proje iki ülkenin farklı ekollerinden ötürü açmaza girdi ve de almanya projeden 1970 yılında çekildi. 1971 e kadar amerika tek başına götürmek istese de başarılı olamadı.
ekoller arasında şöyle bir fark vardı. amerika anglosakson ekolü gereği tankı zırhlı bir şövalyeye dönüştürme kafasındaydı ve atış gücü, ağırlık, yakıt ve ikmal gibi konular sonra geliyordu.
almanların ekolü ise daha basitti. sahaya çıktığında tankın ilk karşısına çıkan tankı vurup saf dışı bırakmasına yönelik bir ekolü benimsemişti. dolayısıyla vuruş gücü ve serilik ön plandaydı ki almanlar 1942 den bugüne halen en iyi atış gücüne sahip top teknolojilerine sahiptirler.
1971 de proje iptal olduktan sonra amerika arayışlar içerisindeyken 1973 yılında chrysler kendi prototipini pentagona sunmuş ve onay alıp çalışmalara başlamıştır.
1974 yılında beğenilen bu ilk prototip yaklaşık 58 ton ağırlığındaydı. daha sonra motor ve bazı konularda yanına general motorsu yanına alan chrysler 1976 yılında ikinci prototipi üretti. sonrasında da pentagon ile sözleşme imzalandı. 1978 de banttan çıkan tank 1979 a kadar pek çok test gördü ve bunları başarıyla geçti. 1980 yılında ise ordu için seri üretim başladı.
ilk versiyonda 105 mm lik yivli bir top kullanılmış olsa da topun menzil sorunları nedeniyle başka çözümlere gidilmesi gerekti.
öte yandan motor olaraksa agt-1500 motoru tercih edildi ki halen bu çözüm kullanılmakta. normalde modern tanklarda dizel motor tercih edilir. hem yakıt hem de tork bakımından avantajlar sağlar. fakat agt-1500 farklı şekilde gaz türbin motorudur. zaten üretim amacı da daha çok helikopterler içindir. yalnız bu motorun şöyle bir avantajı vardır. neredeyse her türlü sıvı yakıtı kullanabilir. benzin olur, dizel olur, kerosen olur hatta jet yakıtı bile kullanabilir.
fakat bu motorun bazı dezavantajları da yok değildir. son versiyonlarda kilometre başına 4 litre gibi korkunç bir rakam tüketmekle birlikte çok sıcak bir egsoz gazı vermektedir ki özellikle termal güdümlü anti-tank silahları için bu nimettir. öte yandan sahada piyade genelde tankın arkasından sahaya sürülür tankın korumasından faydalanabilmesi adına. bu motorlarla o işte zordur.
abrams 1980 yılından sonra sahadaki her çatışmadan sonra güncellenmiştir.
zaman içerisinde toplar 120 mm lik yivsiz setsiz bir topla değiştirilmiş, aktif ve pasif koruma sistemleri eklenmiş olup zırh korumasındaki seyreltilmiş uranyum miktarı da artmıştır. bunların dışında meskun mahal çatışmaları için de modernizasyona tabii tutuldu ve israil yapımı trophy sistemleri kullanılmaya başlandı. 2.dünya savaşı sonrasında tanklarda kullanılmayan tank telefonu bile eklendi ki pek çok başka modernizasyona daha tabi tutulup sürekli güncel kalması sağlandı.
1.körfez savaşında ise saddam hüseyinin tank ordusunda yaklaşık 40 civarı tankı yok ettiği bilinmektedir. tabii ırak ordusundaki tankları ayrıca ele almak lazım ki o da başka bir konu.
şu an itibariyle 58 ton olarak çıkan ilk versiyon 74 ton civarında bir ağırlığa sahiptir ki bunun getirdiği başka problemler vardır.
öte yandan seyreltilmiş uranyum zırhı isabet alıp patladığında ortalığa yaydığı gazlardan dolayı radyoaktif zehirlenmelere sebebiyet vermekte hatta uzun vadede kanser vakalarına kadar işi götürebilmektedir.
peki amerika halen neden bu tankta ısrarcıdır derseniz. kısa ve öz olarak işe yarıyorsa bozmayalım mantığı ile sadece sahadaki tecrübeler sonrasında modernizasyonlar ile yollarına devam etmeyi seçmekteler.
bugün dünyada m1 leri amerika dışında ırak, kuveyt, suudi arabistan, mısır ve avustralya kullanmaktadır. bir kaç defa bize de teklif edilmiştir ama türkiye hiç bir zaman bu tankın müşterisi olmamıştır.
tankın üretim hikayesi 60 lı yılların sonlarında başlıyor. o dönem sovyetlerin üretmiş olduğu t-62 ve t-64 tanklarının karşısında natonun elinde bulunan leopard 1 ve m60 patton tankları sınırları korumakla görevliydi. fakat bu tanklar sovyet tanklarına göre zayıf kalmaktaydı. ayrıca sovyetlerin anti-tank silahlarına yaptığı yatırımlarda bu durumu daha da açmaza sürüklüyordu ki anti-tank silahları sovyetlerde manga seviyesine kadar inmişti. daha bunun helikopteri, uçağı derken natonun bir çözüme ihtiyacı vardı.
bu durumun çözümü adına 1968 de amerika o dönem doğu almanya ile birlikte mbt-70 adında bir tank projesi geliştirmeye başladı. fakat proje iki ülkenin farklı ekollerinden ötürü açmaza girdi ve de almanya projeden 1970 yılında çekildi. 1971 e kadar amerika tek başına götürmek istese de başarılı olamadı.
ekoller arasında şöyle bir fark vardı. amerika anglosakson ekolü gereği tankı zırhlı bir şövalyeye dönüştürme kafasındaydı ve atış gücü, ağırlık, yakıt ve ikmal gibi konular sonra geliyordu.
almanların ekolü ise daha basitti. sahaya çıktığında tankın ilk karşısına çıkan tankı vurup saf dışı bırakmasına yönelik bir ekolü benimsemişti. dolayısıyla vuruş gücü ve serilik ön plandaydı ki almanlar 1942 den bugüne halen en iyi atış gücüne sahip top teknolojilerine sahiptirler.
1971 de proje iptal olduktan sonra amerika arayışlar içerisindeyken 1973 yılında chrysler kendi prototipini pentagona sunmuş ve onay alıp çalışmalara başlamıştır.
1974 yılında beğenilen bu ilk prototip yaklaşık 58 ton ağırlığındaydı. daha sonra motor ve bazı konularda yanına general motorsu yanına alan chrysler 1976 yılında ikinci prototipi üretti. sonrasında da pentagon ile sözleşme imzalandı. 1978 de banttan çıkan tank 1979 a kadar pek çok test gördü ve bunları başarıyla geçti. 1980 yılında ise ordu için seri üretim başladı.
ilk versiyonda 105 mm lik yivli bir top kullanılmış olsa da topun menzil sorunları nedeniyle başka çözümlere gidilmesi gerekti.
öte yandan motor olaraksa agt-1500 motoru tercih edildi ki halen bu çözüm kullanılmakta. normalde modern tanklarda dizel motor tercih edilir. hem yakıt hem de tork bakımından avantajlar sağlar. fakat agt-1500 farklı şekilde gaz türbin motorudur. zaten üretim amacı da daha çok helikopterler içindir. yalnız bu motorun şöyle bir avantajı vardır. neredeyse her türlü sıvı yakıtı kullanabilir. benzin olur, dizel olur, kerosen olur hatta jet yakıtı bile kullanabilir.
fakat bu motorun bazı dezavantajları da yok değildir. son versiyonlarda kilometre başına 4 litre gibi korkunç bir rakam tüketmekle birlikte çok sıcak bir egsoz gazı vermektedir ki özellikle termal güdümlü anti-tank silahları için bu nimettir. öte yandan sahada piyade genelde tankın arkasından sahaya sürülür tankın korumasından faydalanabilmesi adına. bu motorlarla o işte zordur.
abrams 1980 yılından sonra sahadaki her çatışmadan sonra güncellenmiştir.
zaman içerisinde toplar 120 mm lik yivsiz setsiz bir topla değiştirilmiş, aktif ve pasif koruma sistemleri eklenmiş olup zırh korumasındaki seyreltilmiş uranyum miktarı da artmıştır. bunların dışında meskun mahal çatışmaları için de modernizasyona tabii tutuldu ve israil yapımı trophy sistemleri kullanılmaya başlandı. 2.dünya savaşı sonrasında tanklarda kullanılmayan tank telefonu bile eklendi ki pek çok başka modernizasyona daha tabi tutulup sürekli güncel kalması sağlandı.
1.körfez savaşında ise saddam hüseyinin tank ordusunda yaklaşık 40 civarı tankı yok ettiği bilinmektedir. tabii ırak ordusundaki tankları ayrıca ele almak lazım ki o da başka bir konu.
şu an itibariyle 58 ton olarak çıkan ilk versiyon 74 ton civarında bir ağırlığa sahiptir ki bunun getirdiği başka problemler vardır.
öte yandan seyreltilmiş uranyum zırhı isabet alıp patladığında ortalığa yaydığı gazlardan dolayı radyoaktif zehirlenmelere sebebiyet vermekte hatta uzun vadede kanser vakalarına kadar işi götürebilmektedir.
peki amerika halen neden bu tankta ısrarcıdır derseniz. kısa ve öz olarak işe yarıyorsa bozmayalım mantığı ile sadece sahadaki tecrübeler sonrasında modernizasyonlar ile yollarına devam etmeyi seçmekteler.
bugün dünyada m1 leri amerika dışında ırak, kuveyt, suudi arabistan, mısır ve avustralya kullanmaktadır. bir kaç defa bize de teklif edilmiştir ama türkiye hiç bir zaman bu tankın müşterisi olmamıştır.
devamını gör...
2.
herkes bu tankın motorlarının gaz türbinini neden dizele çevirmediğini amerikalıların birşey iş görüyorsa değiştirmeye gerek yok mantığıyla açıklar ama ben buna katılmıyorum.bildiğimiz gibi abd ordusu en güçlü ordudur ve bunun bence en önemli sebebi muazzam lojistik yetenekleridir.ukrayna rusya savaşında yakıtı bitip yolun ortasında bırakılan tankları hepimiz gördük.bence abd nin bu motordaki ısrarının sebebi tankın hiçbir zaman savaş dışı kalmamasını istemesidir.zaten oldukça ağır olan bu tank lojistikte oldukça sıkıntı yaşıyorken birde dizel motorla kullanılırsa işler çok daha kötüye gidebilir.
devamını gör...