matematik öğrenmenin zorluğu

daha o bölüme gelmedim ama ülkede genel olarak bir matematik ve ingilizce sorunu varsa bir sebebi olmalı.

sadece matematik değil ingilizce de aynı şekilde ilkokul ortaokul ve lisede toplam 8-10 sene görüyorsun mezun olunca yine bir hiç yani abartmıyorum 10 öğrenciden 7 si bu şekilde bu öğrencilerin değil eğitim sisteminin sorunudur

bunun sebebini kendi kişisel deneyimime bağlayarak açıklamak istiyorum ; hayatım boyunca her zaman sözel yanımın çok kuvvetli olduğu söylenilip duruldu bana.hatta çok küçük yaşta yazmaya başladığımda, kalemiminde güçlü olduğu bir şekilde aile içerisinde bilinen bir durum haline geldi.zaten benim edebiyat fakültesine gideceğim daha çocukluğumdan beri belliydi bana sorarsanız, narsistlik olarak algılanmasını istemem.

benim eğitim aldığım dönemde matematik hocalarının genel tavırı ; derste anlattıkları konuları anlayan öğrencilerin üstüne eğilerek , dersi onlarla götürmeleriydi.anlamayan ya da sayısal tarafı güçlü olmayan öğrenci ile uğraşıp, matematiği anlamlandırmaları sağlanmıyordu.açıkcası hoca galiba uğraşmak istemiyordu.

o dizilerde gördüğümüz hırslı, öğrencileri için kendilerini parçalayan hocaları ben pek gördüğümü söyleyemem.


dolayısıyla matematik hocalarının yaklaşımı bu şekilde olduğu sürece, çocugun eğer sayısal alanlara yatkınlığı yoksa gelişebilmesi zor.ancak evde anne veya baba sayısal alana dahilse ya da konulara hakimse çocugunu destekleyerek bu işi çözmesine yardımcı olabilir.

çözülmek istenseydi çoktan çözülmüş olacaktı denilesi sorunlar. (edit: tanım başlığın ilk haline göre yapılmıştı.) bir yerde bir sorun çok uzun süre devam ediyorsa, o sorunun çözülmesi birilerinin işine gelmiyor demektir. eğitim sorunumuz da, matematikten bağımsız olarak, genel bakışla böyle.

genel olarak bazı öğretmenlerin, düzgün ve anlaşılır cümle kurma problemi var. türkçe konusunda da eksik var çünkü eğitimde. bu kısmı geçiyorum. ne söylediği anlaşılmayan insanın anlattığı matematik de anlaşılmaz, bu 1.

matematik öğretenlerin en büyük eksiklerinden biri, anlattıkları konuların ne işe yaradığından bahsetmiyor olmaları. bunun müfredatta olmasına gerek yok. uzun uzun anlatmaya da gerek yok. "karmaşık sayılar mesela elektronik devrelerde kullanılır" de geç. öğrencinin kafasında hiçbir yere oturmayan, saçma sapan ve gereksiz konular haline geliyor konuların çoğu. zaten bu nedenle "gerçek hayatta ne işimize yarayacak?" sorusu çıktı piyasaya. bu 2...

bir başka sorun, hepimizin kanayan yarası olan ezbercilik. bir gün bir derste bir soru sorup çözmemizi istemişti matematik hocamız. konuyla hiç ama hiç ilgisi olmadığı halde logaritma ile kurdum denklemi ve doğru cevabı buldum. "logaritmayla mı buldun?" dedi kaşlarını şöyle bir kaldırarak, bir de şöyle bir baktı çözümüme. "ilginç" dedi gitti... oysa belki de üzerinde durulması gereken önemli bir şeyi fark etmiştik ya da zaten o problemlerin bir de logaritma ile çözülmesi mümkündü, kim bilir. fakat hocalar istiyor ki, o sırada hangi konuyu anlatıyorlarsa ille de onunla çözülsün soru. başka yöntemlerle de sonuca ulaşabiliyorsa önemli olanın bu olduğu düşünülmüyor. bu 3...

aklıma gelenlerden son olarak şu var ki bu da yine ezbercilikle ilgili aslında. sınavlara ille de her formülü ezberlemiş olarak girmeniz istenir. oysa gerçek hayat böyle bir şey değil. bir formülü unuttuğunuzda açıp bakabilirsiniz. sınavda önemli olan, farklı bakış açılarıyla düşünebilmek, sorunun çözümüne odaklanmak olmalı, neydi o formül diye düşünmek değil. bu yüzdendir ki öğrencilerin çoğu çözüm yolunu ezberler ve farklı bir soru türüyle karşılaştığında bakakalır şaşkın şaşkın. üniversite sınavlarında iyi puan alanların bir kısmı gerçekten çalışkan ve zekidir de bazıları da sadece ezberini iyi yapmıştır. sonuçta ortaya çok da vasıflı olmayan üniversite öğrencilerinin çıkıyor olmasının nedeni budur. bu da 4.

matematiği geç okuduğunu anlamayan yığınlar var bu ülkede. onu da geç adını yazamayan yüzbinler var hiç abartmıyorum. önce bunu çözmek lazım.

soyut bir konu olan matematiği "komşuya gittim bir onluk aldım" diye anlatmaya kalkarsanız çile bitmez. evet öğrenci komşuya gidip onluk alması gerektiğini biliyor, işlemi de yapıyor ama bunun mantığını anlayamıyor. mantık oturmayınca 10 yaşından sonra rahatlıkla kafadan yapabileceği basit aritmetik hesapları bile yapamayan kitleler ortaya çıkıyor.

özellikle son 20 yılda kırsaldan kente göçmüş orta yaş kitlede feci derecede kötü bu durum.

sayısal tarafının zayıflığından dem vurmuş bazı arkadaşlar. matematik bu ülkeden neden anlaşılmıyor sorusunun cevabı kesinlikle matematik dersinin uğraş gerektirmesidir. matematik dersi için formülü bilmen yetmez, formülün ispatının mantığını bilmen gerekir. aynı şey fizik için de geçerli.

bilimsel öğretimden uzak olunduğu için yaşanan zorluktur. bizim ülkede eğitim öğretim sorunlu zaten. bilimsel bir öğretim sistemimiz yok. ezbere dayalı bir sistem dahi yok çünkü öğretim diye bir şey kalmadı. bu iktidar başta oldukça eğitim öğretim diye bir şey olmayacak. çünkü düşünen değil biat eden insan lazım bu ağalara.

çok sevgili arkadaşlarım. muhtemelen sizlere basit gelecek birkaç matematik sorum var. yardım edecek biri var mıdır?
(dua ederim )

matematik ön yargısı yüzünden olandır.
en keyifli, en anlaşılır derstir.
hayattır matematik.
elle tutulur, gözle görülür.
ben, soru çözerken karalamanın faydası olduğunu düşünüyorum.
1-problemde ne varsa yaz,
2-verilenleri gör, istenene gör,
3-şeklini çizmeye çalış,
4- formül kur.
5-bilinenler bir tarafa bilinmeyenler bir tarafa.
mutlu son.
uğraşın, sonucunda en çabuk verim alınabilecek tek ilimdir bence matematik.
onunla uğraşana ulaşır.

bu başlık yanlış "matematik öğretilmesinin zorluğu" olmalıydı başlık..çünki öğretemiyorlar matematiği nerde nasıl kullanıcaz bunu anlatamıyorlar

doğru öğretmene denk gelinmemesinden kaynaklanan zorluktur. hem ortaokul hem lisede matematiği çok sevmemin tek nedeni öğretmenlerimdi. hatta şu an okuduğum bölüm lisedeki hocam sayesinde. mesleğine ve matematiğe aşık öğretmenler öğrencilerin hayatına ciddi anlamda katkı sağlayabiliyorlar.

matematik bölümünde okuyan bir ünivesite öğrencisiyim. lisede aynı sınıfta sayısal okuduğum arkadaşlarımın bile beni ilk görüşte tm ya da ts hatırladığı, herkesin sonrada şaşkınlıkla ay öyleydi dediği bir öğrenciydim. genel yatkınlığımın da bu alanda olmadığını biliyordum fakat ilkokuldan beri öğretmen konusunda çok şanslı biriydim. herkesin yakındığı matematik hocalarıyla hiç ders işlemedim. her zaman en sevecen olmasa da öğretmek konusunda seviyeyi tutturan öğretmenlerle ders işledim. matematik öğrenmek sabır isteyen bir iş ve bu sabrı önce öğretmende görmek gerek, on iki yıl boyunca matematik öğretmeninin kim olduğuyla ilgili matematiği öğrenmek isteyip istememek.

matematik ve zekanın çok ilintili olduğunu ima etmekten kaynaklanır. oysaki zaman ayıran herkes pratik yapa yapa, herhangi bir işi daha iyi yapar hale gelir.

ya bir de bu dersi yapabilen insancıklar şey der bize sen anlamak istemiyorsun önyargılısın vs.. yapma ya öyle miyiz? neye göre? neden bu derste yeteneği olmayan insanları kabul edemiyorlar bir türlü?mesela spora yeteneği olmayan birine şunu dediklerini duydunuz mu hiç: sen havada takla atmak istemiyorsun önyargılısın(!)

matematik 1 bilmeyen insan gerizekalı bir insandır. hakaret için değil tıbbi bir terim olarak kullanıyorum. zihinsel bir engeli vardır. 4 işlem yapacaksın, sayıları kafam almıyor diyerek şımarıklık yapmak neden?

21.yy'da. bilgiye bu kadar kolay ulaşırken saçma sapan bahanelerle kendinizi kandırıyorsunuz.

havada takla atmak öğrenilir ve başta hiç denemeden yapılmak istenmiyorsa bu bir önyargıdır.matematikte tıpkı böyledir daha bir şeyler için uğraşmamış veya yapabilir miyim diye matematik çözmeye çalışmamış insanlar, hemen ay çok zor falan diyorlar. yanlış anlaşılmasın ben matematik çok kolay demiyorum ama uğraşılırsa yapılabilir ve gerçekten zevkli hale gelebilir. benim matematikle aram kötü değildir fakat bende öyle doğuştan süper zeka falan değilim sadece uğraştım ve bir şekilde yapabildim. matematik emek işidir evet biraz zaman alır ama yaptığınızı gördüğünüz de ondan sonrası su gibi gelir. o saatten sonrası tamamen eğlence olur artık. ben matematiği bulmacaya benzetiyorum her çözdüğünüz konu bir sonraki konunun anahtarı niteliğinde. örneğin üstlü, köklü sayılar bilmeden türev yapamazsınız veya logaritma bilmeden integral çözemezsiniz. geometride üçgenleri bilmeden hiçbir şeyi yapamazsınız. bütün matematik birbirine zincir gibi bağlıdır. çocuk daha ilk konuyu öğrenmeden ortadan başlıyor böyle tabiki yapamaz. sonuçta her şeyin bir yapılış sırası var. sadece matematiğe karşı gereksiz bir önyargı olduğunu düşünüyorum. matematik yapmak isteyen insanın sadece yapması gereken zaman ayırıp çalışması. evet doğuştan gelen bir yetenek vardır fakat bu işin çoğunluğunu çalışmak oluşturur. bence isteyen herkes uğraştığı takdirde yapabilir.

yalnız yeni nesil sorular zor arkadaş. bu sene de ösym herkesin üstünden silindir gibi geçti.

arkadaşlar tüm tavsiyelere açığım, nolursunuz az motivasyon edin beni. elimde sürüyle kaynak var ama gözüm öyle korkuyor ki yapamıyorum şu dersi. temel kavramlarda takılıyorum zaten, gerisi gelmiyor. help me.

(bkz: çok özel ders verilir)

çok güzel şiir yada yazılar yazıyorsundur o zaman.