matematik öğrenmenin zorluğu

bence matematik yetkinliği doğuştan gelen bir yetenektir. herkesın sosyal zekası gelişmiş olmayacagı gibi sayısal zekası da gelişmiş olmayabilir. anlayamadıgınız sürece matametik zorlayıcıdır ama bir kez büyüsünü hissedince hep bulmaca gibi gelir size ben çocukları ders çalıstırırken işi hep oyuna, formulleri eğlenceye ve tabıkı tüyoları da buyuk kesıflere cevırıp anlatırım ki bakış açılarını değiltirebileyim.

çok çalışarakta başarılı olursunuz ama bir eylemi doğal olarak yapabilen mi daha kolay yapar yoksa çalışıp yapmayı deneyen mi?

aç çözümlü soruları, önce çözümüne bak sonra çözümü kapat kendin çöz. eğer böyle de anlamıyorsan boşver s@#₺ir et.

ya okulun son sinavinda matematikten 3 dogrum vardi. 25 soruda.

ben orda zirvede biraktim.

hani dedim, yok, benden matematikci olmaz. 5ci sinif cocugu sallasa daha cok dogru yapar.

3 dogrulu sinav mi olur.

bir şeyin neye yaradığı anlatılmadığı için, mantığını öğrenemeyen öğrencilerde gelişen tepkisel durum.

matris mesela... günlük hayatında kimin karşısında koca bir köşeli parantez içine rastgele yazılmış sayı çıkıyor? kimsenin. sen bunun ne olduğunu, nerede ne için kullanıldığını bilmezsen, o konu havada kalıyor doğal olarak zihninde. ancak ne işe yaradığını ve nasıl kullanıldığını bildiğin zaman ayakları yere basan bir konuya dönüşüyor.

sevmek de gerek tabii böyle şeyleri. insan sevmediği şeyleri dinlemiyor can kulağıyla.

ilkokul öğrencisine ortaokul matematiği, ortaokul öğrencisine lise matematiği hem de pratiksiz bir şekilde öğretmenin zorluğu. dahası proteyinsiz ve aç karın duran öğrencilere.

sistem, görünüşte çok eyi bir matematik dersi sunuyormuş gibi; ama esasta o dersin verimini yok etmek için de her şeyi yapıyor. çünkü pratik düşünen sayısalcılar köleci ve yassahçı düzeni sorgular. sömürüyü fark eder. dönyada matematik gibi sonucu tartışılamaz bir bilim yoktur çünkü.

merak, ilgi ve tekrar.

bu üç öğrenme çabası varsa sizde sadece matematik değil her şeyi öğrenebilirsiniz eğer beyin fonksiyonlarınızda herhangi bir sorun yoksa. kısaca herkes kadar aklınız varsa üstte yazan üç temel öğrenme disiplini işinizi görecektir.

matematik aşktır ya öyle bakın zor gelmez. nerde bir soru görsem aynı aşkla bakıyorum ona.

matematiğe mahallede çok yakışıklı/güzel birisiymiş, ama şansınıza size karşı boş değilmiş gibi bakın. haliyle tek yapmamız gereken azıcık ona yönelmek gerisi gelir diye düşünün.

iki bilinmeyenli denklemde; x’i o, y’yi siz yapın. denklemleri alt alta toplayın ya da çıkarın. sırasıyla bilinmeyenler bulunur sonra final, mutlu son.

kendine acemi olma fırsatı verirsen ne kadar çok şey başarabileceğini fark edersin

matematik zor değil. biz malız galiba.

bu yazı uzun olacak, beğenmiyen okumasın ve aşağıya da çemkirmeyin..................

ana fikir ve özet ;
-hiç bir şey zor değildir, sadece sen neyin hayatın boyunca senin işine yarayacak olduğuna karar vermek zorundasın, yoksa işin zor. önce okulda öğretmenilerin, okul bitince de tüm hayatın boyunca imamın mimamın işte dinle iştigal eden her türlü zarzavatın oyuncağı olursun.
-bu memleketin eğitim sisteminin ana misyonu ; gençleri geleceğe hazırlamak değil, gereksiz lüzumsuz, pek çoğu hayatın boyunca hiç bir işine yaramayacak, bir sürü ıvır zıvır bilginin hamalı edilmiş sürüler yaratmaktır.

uzun yazı, beğenmeyen buradan sonra ikilesin....
çemkirmeyin, okumak mecburi değil,
yazar engelle butonu da var, 40 kere söyletmeyin.

bir senaryo ;

16/17 yaşında bir orta/lise talebesi ve enaz 40 yaşında ki matamatik öğretmeni

öğretmen ; al bu fırmülü çöz, hayatında çok işine yarayacak
öğrenci : (iç ses ; hay ben senin anana bacına dalam, ne işime yarayacak ya la bu?)
dış ses ; hık mık dün gece sular kesikti çalışamadım
öğretmen ; (çocuğu sınıfa rezil etmek için) işteeeee bakııııınnn bir gerizekaaaalııııı
türev çözmesiniiiii veya bilmemneyiniiii bilmiyooooooo

yıllar geçer o süper dahi matematik öğretmeni kameralara, emekli maaşı ile geçinmenin ne kadar
zor olduğunu anlatıp ağlaşmaktadır, gerizekalı öğrenci dediğide, amerikada onun kapısının önünden
bile geçemeyeceği yerlere elini kolunu sallayarak girip, en üst yönetim katlarına çıkmaktadır.

konu ; ben rakı içmeyi çok seviyorum ama siz niye sevmiyorsunuz hödüklüğü, evine gelen misafirine bunu söylesen o rakı şişesini önce bir güzel vazelinler, sonra da o tötü şerifine monte eder ama öğretmen denen deyyus, bana ne ya senin türevinden integralinden diyen öğrenciyi aşağılamayı kendine hak bilmektedir (anasına bacısına basam ben onun eğer yaşıyorsa) hele bizim eğitim sistemimiz ? rezalet felaket insanlık dışı birşey.... insanları bilgi hamalı yapmayı kendine vazife edinmiştir,

lisede ; gerçekten olmuş mudur, yoksa olmamışmıdır belirsiz, belki de insan evladının tekinin bilmem neresinden uydurduğu belirsiz bir sürü şeylerin tarihini, hafızlamak anlamsız ve saçma bir iştir. bunu iyi ezberleyeni öğretmenler el üstünde tutar oysa 1 sene bile sürmeden unutursun gider... lisede o tarih diye öğrettikleri pek çok şeyin ileriki yaşlarımda okuduğum kaynaklardan, g*tten atma ve o günün hükümetinin istek ve arzularına göre tornalanmış aslında gerçekle hiç bir alakası olmayan şeyler olduğunu gördüm ama o küçücük yaşlarımızda o zokuk hükümetin emrettiği şekilde o b*kları ezberlemek zorunda kalmıştık.... veya denizin binlerce metre dibinde ki bir canlının fotosentezini mi ne ? koymuştu, onu bilemedik diye ikmale kaldık meğer çok önemliymiş, o bilmem ne s2min anteni canlısı bilmem ne yaparsa, bilmemne olurmuş, o da bilmemneye sebep olurmuş, zart zurt, l@n bana ne ul@n bütün bunlardan, belki ben tüm hayatımı dağın başında ki bir vilayette, muhasebecilik yaparak veya harita ve kadastro da devlet memuru olarak geçirecem ve hayatım boyunca denizi anca uzaktan seyredecem, ne işim olacak denizin bin metre dibindeki canlıyla ? hayır bu kadar deha öğrenciler yetiştirdinizde, o fizik matematik formüllerini hatmetmiş yutmuş, kimya deneyleri birincisi falan ? peki ya sonuç ? dünya hırsızlık ve yolsuzluk birincisi olduk sayenizde, halkın çoğunluğu 8 yaşında kızla nikah kıymak caaayizmidir yoksa değilmidirin derdine düşmüş sürüler, aha yetiştirdikleriniz de bu, ben holistik düşünmeyi amerikada öğrendim (burada holistik desem, millet bir prezervatif markası veya telekız acentası falan zannedecek) burada bize öğrettikleri ; efenim şu iş dinimize uygunmudur....... hay dininizi seveyim, ananızı bacınızı da ayrı seveyim, aha yetiştirdiğiniz dincileriniz, yolsuzluk olimpiyatı rekorları kırıyor. bütün dünya da bizimle maytap geçiyor......

bütün bunların sonunda, gençlere tavsiyem ; önce ne olacağınıza, ne meslek yapacağınıza karar verin, öğretmen dallamasına sorma kendin düşün ve karar ver (hepsini suçlamıyorum, mutlaka içlerinde iyiside vardır ama hiç biri senin geleceğini senin kadar düşünmez, sonuçta herif veya karı devlet memuru)...... ve tek derdi ay başı gelsinde gidem maaşımı çekem veya şu öğrenciyi ikmale bırakayımda anası babası gelsin bana yalvarsın, bende bin naz niyaz gidip özel ders vereyimde yolumu bulayım diyen öğretmen denen dallamanın söylediklerini boşverin (iyileri istisna) bu herifin bana öğrenmemi söylediği şey benim yapacağım meslek için bana gerekli mi yoksa değil mi ? sadece buna yoğunlaşın, gerisini de sittir edin, bilgi hamalı olmayın, amerikada öğrenciyi bunların yaptığı şekilde yetiştirmiyorlar, bu adam ne iş yapacak ? ne olacak ? biz ona gerektiği bilgiyi verelim gerisi tamamdır. zoolog mu olacak ? zooloji fakiltesine gidecek ve gereken bilgiyi oradan alacak, sınıfta 1 kişi zoolog olacak diye diğer 40 kişiye bir zoologun bilmesi gereken bilgiyi vermemize gerek yok der geçerler. gerçi bu sistemin her tarafı b*klu, imamı da aynı, öğretmeni de aynı, devlet memuru da aynı. şanssızlığımız da bu coğrafyada doğmuş olmamız. lüzumsuz bir sürü apır sapır laflar konuşup karşı tarafın sigortasını attır ve kendini asalak hımbıl ve sümsük herifin veya karının teki olduğun halde, sanki çok mühüm biriymiş gibi pazarlamaya çalış.

yaw bazen orta bebelerini görüyorum, sırtındaki çanta kendisinden daha ağır, o öğretmen denen *b*nenin evladı, senin ne derdin var ki, o yetişme çağında ki çocuğun sırtına o kitapları yıkıyorsun be otostop çocuğu, o çocuk büyüyecek, o kadar kitabı niye ona taşıttırıyorsun ? birine sordum öğretmen kitapları kontrol ediyor dedi, yanında kitabı olmayana düşük not atıyormuş, be anasına bastığımın çocuğu, senin görevin o çocuğa öğretmek değil mi ? niye o kalın kalın kitapları taşıtıyorsun ? al bu sistem ve bu sistemin adamı, bu memlekete adam yetiştirecek.......
vay vay vay.................
bu güne kadar yetiştirdkilerinizden belli..............................
sonuç ? hırsızlık ve yolsuzlukta dünya birincisi olduk,
neden ? çünkü dış güçler bizi çok kıskaniyooo.