1.
(ing. fallacy of special pleading)
bir iddiayı kanıtlamak için kullanılan akıl yürütmenin sonucunun, iddianın kendisi ile çelişmesi durumunda, "her konuda doğru ama bu iddianın sonucu hariç" diye, sığınılan mantıktan muaf tutulması.
- x doğrudur çünkü a geçerlidir
- a geçerliyse x yanlıştır
- evet ama a, x için geçerli değildir
diye gider.
propagandada, ideolojilerin aklanmasında ve inanç meselelerinde çok kullanılır.
mesela
*her komplike şeyin kendinden üstün bir tasarımcısı olması gerekir.
* nasıl bir saat kendiliğinden ortaya çıkmıyorsa, saatten milyar kat daha karmaşık olan bu dünya, bu hayat, bu evren kendiliğinden ortaya çıkamaz
* o zaman yaratıcı vardır.
şimdi gelelim mazeret safsatası ksımına:
* tanrı çok komplike bir varlıktır. (tüm evrenden, bildiğimiz ne varsa hepsinin toplamından ve ötesinde komplikedir)
* her komplike şeyin kendinden üstün bir tasarımcısı olması gerekir.
* o zaman tanrının da bir yaratıcısı, tanrısı olması gerekir. sonuçta yukarıdaki iddian bunu gerektiriyor.
- yok ama, tanrı hariç
- neden? kendi iddiana aykırı?
- öyle inanıyorum.
burada mantıksal çıkarım gibi görünen şeyin aslında akıl yürütme değil, inanç sonucu benimsendiği gösterilmiş olur.
not: işin inanç kısmıyla derdim yok. herkesin en doğal hakkıdır. burada sorun, inancın akıl yürütme gibi makyajlanmasıdır.
not 2: bir örnek verdim, komünizmden neo-liberalizme politik akımları aklamak, tuttuğun takımı yüceltmek ve daha bin türlü şeyde kullanıldığını görürsünüz.
bir iddiayı kanıtlamak için kullanılan akıl yürütmenin sonucunun, iddianın kendisi ile çelişmesi durumunda, "her konuda doğru ama bu iddianın sonucu hariç" diye, sığınılan mantıktan muaf tutulması.
- x doğrudur çünkü a geçerlidir
- a geçerliyse x yanlıştır
- evet ama a, x için geçerli değildir
diye gider.
propagandada, ideolojilerin aklanmasında ve inanç meselelerinde çok kullanılır.
mesela
*her komplike şeyin kendinden üstün bir tasarımcısı olması gerekir.
* nasıl bir saat kendiliğinden ortaya çıkmıyorsa, saatten milyar kat daha karmaşık olan bu dünya, bu hayat, bu evren kendiliğinden ortaya çıkamaz
* o zaman yaratıcı vardır.
şimdi gelelim mazeret safsatası ksımına:
* tanrı çok komplike bir varlıktır. (tüm evrenden, bildiğimiz ne varsa hepsinin toplamından ve ötesinde komplikedir)
* her komplike şeyin kendinden üstün bir tasarımcısı olması gerekir.
* o zaman tanrının da bir yaratıcısı, tanrısı olması gerekir. sonuçta yukarıdaki iddian bunu gerektiriyor.
- yok ama, tanrı hariç
- neden? kendi iddiana aykırı?
- öyle inanıyorum.
burada mantıksal çıkarım gibi görünen şeyin aslında akıl yürütme değil, inanç sonucu benimsendiği gösterilmiş olur.
not: işin inanç kısmıyla derdim yok. herkesin en doğal hakkıdır. burada sorun, inancın akıl yürütme gibi makyajlanmasıdır.
not 2: bir örnek verdim, komünizmden neo-liberalizme politik akımları aklamak, tuttuğun takımı yüceltmek ve daha bin türlü şeyde kullanıldığını görürsünüz.
devamını gör...
"mazeret safsatası" ile benzer başlıklar
mazeret
3