#araştırma-inceleme
yazar: cansu yurtseven
yayım yılı: 2024
klinik psikolog cansu yurtseven'in terapi esnasında danışanlarına kullandığı metaforları ele aldığı ve birçok psikolojik konuya değindiği eseri.
yayım yılı: 2024
klinik psikolog cansu yurtseven'in terapi esnasında danışanlarına kullandığı metaforları ele aldığı ve birçok psikolojik konuya değindiği eseri.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "dionysos" tarafından 24.02.2025 21:04 tarihinde açılmıştır.
1.
klinik psikolog dr. cansu yurtseven tarafından kaleme alınan ve okuduğum en çarpıcı kitaplardan biri olan psikolojik kitaptır. yaygın kişisel gelişim kitaplarından farklı olarak, insan psikolojisinin derinliklerine inerek önemli durumlara ve bazı tutarsızlıklara değinmekte ve bunu yaparken de güçlü metaforlar kullanarak anlatımı derinleştirmektedir. bu kitabı kişisel gelişim kategorisine koymak haksızlık olur, çünkü geleneksel kişisel gelişim kitaplarından çok daha etkileyici ve sarsıcı bir dil barındırmakta. içinde, insanın kendini sorgulamasına neden olan ve adeta tokat etkisi yaratan pek çok cümle bulunmakta olup okurken sayfaları yavaşça sindirmek, bazen de durup içeriği gerçekten özümsemek gerekiyor. kimi bölümler, insanı kendi düşüncelerine dalmaya ve derin bir içsel yolculuğa çıkmaya zorlayan bir etkiye sahip.
kitaptan altını çizdiğim bazı alıntıları paylaşacağım:
yanınızda çiçek açmayanların kendisi de ona sunulan koşullar kötü olduğu için değil, oraya uygun olmadıkları için açmayacaklar. bu yüzden yeter ki açsın diye kuraklık seven bitkiye bol su vermekten, gölge sevene güneş ışığı vermekten, soğuğu sevene ısı vermekten vazgeçelim. çünkü bunların hepsi size göre doğru, bitkiye göre değil.
doğru yer, doğru zaman, doğru koşulsa herkes çiçek açar.
ikliminizi değiştirmek yerine doğru çiçekleri bulun.
hayat herkese tokat atar, diğer yanağınızı dönüp dönmeyeceğiniz sizin sorumluluğunuzdadır.
insan kendisinin bile nasıl olması gerektiğini bilmez.
olduğu gibi sevin, olması gerektiği gibi değil.
çıkmaz sokakta olduğunuzu fark ettiğiniz an geri dönmek, ilerlemektir.
kaçıyorsan bile bir hedefin olmalı,
her kaçma bir kez daha kendine çarpmadır.
amacın yaşamak, kazanmak değil
çok gördüm kaybetmenin mutluluk olduğunu.
insan kendi engelidir.
kendinizle inatlaşmayın,
yine siz kaybedersiniz.
kitaptan altını çizdiğim bazı alıntıları paylaşacağım:
yanınızda çiçek açmayanların kendisi de ona sunulan koşullar kötü olduğu için değil, oraya uygun olmadıkları için açmayacaklar. bu yüzden yeter ki açsın diye kuraklık seven bitkiye bol su vermekten, gölge sevene güneş ışığı vermekten, soğuğu sevene ısı vermekten vazgeçelim. çünkü bunların hepsi size göre doğru, bitkiye göre değil.
doğru yer, doğru zaman, doğru koşulsa herkes çiçek açar.
ikliminizi değiştirmek yerine doğru çiçekleri bulun.
hayat herkese tokat atar, diğer yanağınızı dönüp dönmeyeceğiniz sizin sorumluluğunuzdadır.
insan kendisinin bile nasıl olması gerektiğini bilmez.
olduğu gibi sevin, olması gerektiği gibi değil.
çıkmaz sokakta olduğunuzu fark ettiğiniz an geri dönmek, ilerlemektir.
kaçıyorsan bile bir hedefin olmalı,
her kaçma bir kez daha kendine çarpmadır.
amacın yaşamak, kazanmak değil
çok gördüm kaybetmenin mutluluk olduğunu.
insan kendi engelidir.
kendinizle inatlaşmayın,
yine siz kaybedersiniz.
devamını gör...
2.
şu hayatta kendini keşfet diye diye beynimizi yiyen kişisel gelişim kitaplarının aksine, metaforlarla dolu bir terapi seansına dönüşen bir şaheser. kitabı eline alıyorsun ve ''hmm, bu kadın bana şiirle psikolojiyi harmanlayıp sunacak galiba'' diyorsun, ama öyle böyle değil.
yurtsever, kelimeleri birer dreamkeeper gibi kullanıyor; her cümlede iç dünyana bir ayna tutuyor, ama o ayna bazen düz, bazen çarpık, bazen de ''ulan bu beni mi anlatıyo'' dedirten türden.
kitaptaki metaforlar öyle sıradan da değil. mesela, bir bölümde içimizdeki çocuk klişesini alıp onu bir sahipsiz kalmış bir oyuncak dükkanına benzetiyor. yani, evet, içimizde bir çocuk var, ama o çocuk bazen öyle bir dağıtmış ki dükkanı, temizlemek için önce kabullenmemiz gerekiyor.
üslup olarak da akademik bir ağırlığı yok, rahat, samimi, hatta yer yer mizahi. sanki bir arkadaşınla derin bir sohbet ediyorsun, ama o arkadaş bir yandan da seni terapötik bir şekilde eşeliyor. yani, ''kendini bir ağaç olarak görsen, hangi ağaç olurdun'' sorusu bile artık basit geliyor, çünkü yurtsever metaforları öyle bir işliyor ki, cevap vermek değil, gerçekten düşünmek zorunda kalıyorsun.
sonuç olarak, metafor, psikolojiyle edebiyatın flörtleştiği, kişinin kendine ''afbuyur? '' dediği bir kitap. okuyup geçilecek türden değil, üzerine uzun uzun iç çaylar demlenip düşünülecek bir eser. eğer iç sesinle derin ve anlamlı bir sohbet etmek istiyorsan, bu kitap tam bir iç dökme aracı. 10/10, tavsiye ederim, hatta üzerine bir de günlük yazılır.
yurtsever, kelimeleri birer dreamkeeper gibi kullanıyor; her cümlede iç dünyana bir ayna tutuyor, ama o ayna bazen düz, bazen çarpık, bazen de ''ulan bu beni mi anlatıyo'' dedirten türden.
kitaptaki metaforlar öyle sıradan da değil. mesela, bir bölümde içimizdeki çocuk klişesini alıp onu bir sahipsiz kalmış bir oyuncak dükkanına benzetiyor. yani, evet, içimizde bir çocuk var, ama o çocuk bazen öyle bir dağıtmış ki dükkanı, temizlemek için önce kabullenmemiz gerekiyor.
üslup olarak da akademik bir ağırlığı yok, rahat, samimi, hatta yer yer mizahi. sanki bir arkadaşınla derin bir sohbet ediyorsun, ama o arkadaş bir yandan da seni terapötik bir şekilde eşeliyor. yani, ''kendini bir ağaç olarak görsen, hangi ağaç olurdun'' sorusu bile artık basit geliyor, çünkü yurtsever metaforları öyle bir işliyor ki, cevap vermek değil, gerçekten düşünmek zorunda kalıyorsun.
sonuç olarak, metafor, psikolojiyle edebiyatın flörtleştiği, kişinin kendine ''afbuyur? '' dediği bir kitap. okuyup geçilecek türden değil, üzerine uzun uzun iç çaylar demlenip düşünülecek bir eser. eğer iç sesinle derin ve anlamlı bir sohbet etmek istiyorsan, bu kitap tam bir iç dökme aracı. 10/10, tavsiye ederim, hatta üzerine bir de günlük yazılır.
devamını gör...
"metafor (kitap)" ile benzer başlıklar
metafor
17