mutasavvıf mevlânâ celâleddîn-i rûmî'nin mesnevi 5. ciltte neşrettiği ibretlik hikâyedir.



bir halayık şehvetinin çokluğundan, hırsının fazlalığından bir eşeği kendisine alıştırmıştı. o eşek kendisine yakınlaşmayı adet edinmiş, insana yakın olmayı öğrenmişti.

***

o hilebaz halayığın bir kabağı vardı. eşek kendisine ölçülü yaklaşsın diye kabağı eşeğin aletine takardı. yakınlaşma zamanında aletin yarısı girsin diye bu işi yapmaktaydı. çünkü eşeğin aleti tamamı ile girse rahmi de parçalanırdı damarları da.

***

onda hiçbir illet görünmedi kimse bunun iç yüzünü haber veremedi. halayığın efendisi “kadın” bu işin aslını adamakıllı araştırmaya başladı. eşeğin haline dikkat edip dururken bir de ne görsün? o halayık eşeğin altına yatmıyor mu? bunu kapının yarığından gördü bu hale pek şaştı.

***

eşek erkekler dişilerine nasıl yakınlaşırsa aynen onun gibi halayığa yakınlaşmış işini becermekteydi. sustu, halayığa hiçbir şey söylemedi. bu işe tamah ettiği için işi gizledi.

***

halayık bütün fesat aletlerini gizleyip kapıyı açtı. yüzünü ekşitip gözlerini yaşartarak, dudaklarını oynatmaya başladı, güya oruçluyum demek istiyordu. eline sapı yıpranmış bir süpürge aldı develerin yatması için ahırı süpürüyor göründü. elinde süpürge kapıyı açınca kadın; ‘dudak altından seni usta seni dedi’.

yüzünü ekşittin, eline süpürgeyi aldın iyi. fakat yemeden içmeden kesilmiş eşeğin hali ne? işi yarıda kalmış öfkeli aleti oynayıp durmada. gözleri kapıda seni beklemede. bunu dudağı altından söyledi, halayıktan gizledi. kadın anlamamış görünüp, dedi ki:

“tez çarşafını başına al. filan eve git benden selam söyle. şunu söyle; ‘böyle yap şöyle et’.”

***

kadın kapıyı kapadı, sevine sevine eşeği kendisine çekti cezasını da tattı ya! eşeği çeke çeke ahırın ortasına getirdi. o erkek eşeğin altına yattı. o kadın da muradına ermek üzere halayığın yattığını gördüğü sekiye yatmıştı.

eşek ayağını kaldırıp aletini daldırdı. eşeğin aletinden kadının içine bir ateştir düştü. alışmış eşek kadına abandı, aletini ta hayalarına kadar sokar sokmaz kadın da geberdi. eşeğin aletinin hızından ciğeri parçalandı damarları koptu, birbirinden ayrıldı. soluk bile alamadan derhal can verdi. seki bir yana düştü o bir yana. ahırın içi kanla doldu, kadın baş aşağı yıkıldı öldü. kötü bir ölüm kadının canını aldı. [mesnevi-cilt 5 1335-1420. beyitler s.112-118]

buradan

devamını gör...
anlayamayanlar için tekrar yazayım.
o hikayedeki kadın sensin. o eşek de ucu bucağı olmayan isteklerin, arzuların. o kabak da aklın.
hikaye kısaca demek istiyor ki aklını isteklerinle arana bir kalkan yapmazsan, aklını kullanmayıp isteklerinde haddini aşarsan, sonun o kadın gibi olur.
devamını gör...
tüyler ürpertici bir hikaye. mevlana gibi bir âlimin daha farklı bir hikaye yazmasını beklerdim. sonuçta çoğu kişi bunun anafikrine inmeye çalışmayacak, mevlana eşekle sekiz döndürmeyi anlatmış ehehehe deyip taşlayacaklar. anafikri daha farklı bir hikaye ile verebilirdi.
devamını gör...
25 bin beyitlik bir eserin, 20-30 beyitlik bir kısmını teşkil eden hikayedir.
devamını gör...
yunan mitolojisini okurken otuzbir de çekiyosunuzdur siz 65 iq ile bu kadar oluyo siz de haklısınız..
devamını gör...
tasavvuf denen şeyin din ile bir ilgisi yok. mevlana tam bir şarlatan kendine vahiy geldiğini iddia eden seks bağımlısının teki. o değil bir de saygı gösteriliyor gerçekten okumayan insan aptal insandır. okusa bunların nasıl sahtekar olduğunu algılarlardı diye tahmin ediyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mevlana kabak hikayesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim