misafir odası saçmalığı

istanbul gibi şehirlerde özellikle varlığını anlamadığım, salondan farkını hiç anlamadığım o garip odanın saçmalığı.

saçma bir odadır sadece misafirler için oluşturulmuştur.

başkaları için yaşamanın bir diğer örneğidir.

evi uygun genişlik ve oda sayısında olanlar için hiçte saçma olmayandır. hele bir de misafir odası içinde ayrı banyo tuvalet varsa en güzelidir. fakat şöyle de bir durum vardır ki; uzun süre kalmasını istemediğiniz misafir bu şartlar altında gitmek istemez. münasip bir dille yeter artık, bu kadarı da fazla demek istersiniz.

evin içinde ayrı bir evdir.

gereksizdir. imkanım olunca yapacağım ilk şey daha küçük bir eve taşınmak olacaktır. temizlemesi sorun, ısınması sorun. pandemiyle birlikte misafirlik olayı da bitti. ayrıca misafir geldiğinde neden ayrı bir odada oturup, gelmediğinde o odayı kapatalım. tamamen ölü boşluktur. küçük evler bana daha sıcak ve samimi geliyor.

farklı şehirlere dağılmış kalabalık bir sülale varsa cenaze, düğün gibi durumlarda fazlasıyla işe yarıyor.

misafir odası demek yaşanmamış bir hayat demek. apartman hayatı için geçerli bu. evler genellikle iki oda bir salon, ya da üç oda bir salon. salon içinde yaşamak için tasarlanmış, odalar ise yatak odası olarak. ya misafir gelirse üzerinden evin ana yaşam alanından kendinizi mahrum etmek hastalıklı bir durum. elalem için hayatı eksik yaşamak. evime misafir olarak kabul edebileceğim insandan utanacak bir ev halim yok netice itibariyle.

hiç kullanmadığımız çay takımları, desenli yemek tabakları bunları da gömeyim mi anne demişti bir arkadaşım. o gündür eşyaya tamah etmem.

bizim evin en soğuk odasıydı. ben bebeyken evimiz sobalıydı. misafir odası da evin diğer ucundaydı. kışları soba orayı ısıtamadığından hep buz gibi olurdu. o yüzden misafirleri sevmem. hiç ısınamadım bu misafirlik olayına.

biraz saçma olabilir ama biraz da saçma değil.

misafir kıymetlidir, yemeğin en iyi tarafı ona ayrılır, ona ikram edilir, rahat etmesi sağlanır. buradan yola çıkarak ona evin en güzel odası verilir. misafire hürmetten gelir yani.

gelen misafirlere günlük kullandığımız odanın kirini ve dağınıklığını göstermek istemeyen kadınlar tarafından kurulan, evin en gösterişli odası. öğrencilik yaptığınız zamanları hatırlayın, eve bir arkadaşınızı çağıracağınız zaman evi önce temizlemeniz gerekirdi ki gelen kişi hakkınızda yanlış intibalara kapılmasın. misafir odası böyle anlarda hayat kurtaran bir yerdir.

tembel olan yeni kuşak kadınları (belirli bir kısmı diyeyim de tüm kadınları karşıma almayayım şimdi) böyle bir oda oluşturma zahmetine girmek istemezler ve yeni kuşak sorumsuz erkekler de bu duruma ses etmezler (yine belirli bir kesimi) hal böyle olunca günümüzde anlam ve önemini yitiren bir oda olmuştur misafir odası.

yahu zaten çoğumuzun evi maksimum 3+1. ne misafir odası gözünü seveyim, ne kadar zengin zengin dertler bunlar...

aslında saçmalıktan ziyade eve gelen misafirin evde kusur bulmamasına özen gösterilip, bu amaçla konfor, temizlik ve görsellik bakımından olabilecek en iyi odanın misafir odası olarak kullanılması durumudur.

misafir için bir oda yapılacaksa eğer, sadece misafir yatak odası yapılmalı. onun haricinde gayet gereksiz.

yakın arkadaşlar,kuzenler hariç misafir sevmem etmem gelmeseler daha iyi olur. nedeni ise hepsi ayrı bir masraf ayrı bir gerilme ile sonuçlanıyor bir insanın yanında rahat olup hareket edemedikten sonra bakışlarına maruz kalıp misafir odasına özen göstereceğim hee*. ki şu corona tatavası geldikten sonra böyle odalar da kalmaz oldu zannımca.

evimde, hiç bir zaman olmamış olan saçmalık.
evimin her yanı benim ve ailemin.
gelenler ona göre gelsin.
misafir severim.
ama tören sevmem.
misafirim beni bilir, ben onu bilirim.
kimse kimseyi üzmez.

kozmik odadan farkı olmayan odadır
belli durumlarda girilebilir

4 oda ev diye tutturup bir odasını kullanmama saçmalığıdır. bir odayı böyle ziyan edip iki çocuğunu aynı odada yatıran bile gördüm.

gösteriş için yaşam alanınızı piç etmeyin.

misafire hürmet etmek iyidir, hoştur ama kendi evladı kek istese yapmayan annelerin misafir geleceğini duyduğu anda 5 dakikada fırına kek vermesi de abestir... herkese hak ettiği değeri hak ettiği kadar vermek gerekir diye düşünüyorum... bizim neslin * talihsizliği, misafire oda ayırıp çocuklarının yüzüne bile bakmayan annelerle büyümektir.