mızmız öğretim üyesi

maaşla çalışmıyormuş da hayrına halkı bilgilendirme görevine soyunmuş gibi davranan hoca tipidir. gerçi, bir çoğu böyledir fakat böyle olmayanlar da vardır, onlar baldır şekerdir.

sanki kendisi çok güzel ders anlatıyormuş gibi bizden harika şeyler yapmamızı bekleyen, yapılan ödevi-projeyi beğenmeyen bir kaşık suda boğulmasını istediğim şahıs.

online sisteme sövmekten ders işleyemeyen, yeter artık dersine işle çık diye çıldırdığımız, düşmanımın başına gelmesin denilen tiptir.

yüksek ihtimalle kredisi bile olmayan seçmeli dersin hocasıdır. hiçbir şeyi beğenmezler. en özenilmiş çalışmanın bile bok atacak bir yanını şıp diye bulur. kendisi yaratıcılıktan uzak, sığ bir insandır.

kitabında asla başarıyı takdir etmek veya iyi olana iyi demek yoktur. tek bildiği mızmızlanıp puan kırmaktır. bu sebepten mezun olan öğrencilerden biri ikisi bile mesaj atıp halini hatrını sormayacak, unutulmaya mahkûm gidecek olandır.

hayatınızda yolunda gitmeyen şeylerin sorumlusu biz değiliz, demek isterim kendilerine.

sorduğum soruyu bile cevaplamaya üşenir , sorduğuma pişman eder . cevabı hızlıca anlaşılmaz söyler . anlamayıp tekrar sorunca oflar puflar . sonra başka bir mızmız arkadaşını göstererek ona sormam gerektiğini söyler. aynı sorun tekrar başa sarar.

hiç çekilmeyen hocalardır. mesleğin vermiş olduğu egoyla sanki okul onun etrafında dönüyormuş gibi triplerde olurlar genelde.

sanırsın hepsi einstein ne bu hava ne bu çalım,azıcık bilim insanı olun egonuzdan arının,ögrenci düşmanı olmayın.bilgi dışında gıcıklık ve kin aktarımı yapmayın ögrencilere.

genelde tek kredilik derse giren ve kompleks içerisinde bulunan öğretmen. profesörlerde, bölüm başkanlarında böyle bir ruh hali görmedim ama x'e giriş gibi basit derslerin hocasında çokça kez gördüm.

hocadan yalnızca tahtaya daha büyük yazılması istendiği ve görülmediği için bağırmış, 'peki hocam' denilince 'tamam hocam' diyeceksin diye kükremiş olunan bir olaya şahit olmuştum. küfredilse ancak bu kadar tepki verilebilirdi. işte kompleks belirtisi midir yoksa akli bir sorun belirtisi midir bilinmez. bir kere sen öğretim üyesi olup saygın bir yere gelmişsin ve öğrencilerin bir şeyler öğrensin diye değil kendi egonu tatmin etmek için neden ders anlatırsın? zaten bir şey öğretmek istemiyorsun ki boşuna neden hem kendi zamanını hem öğrencilerin zamanında çalıyorsun?
çok sinirlendiğim durumdur.

bir de bunların maillerde vs. yanlış yazan 'tmm' gibi ifadeler kullanan versiyonları vardır ki artık ne denir? dakikalarca doğru kelimeyi bulmak ve açıkça yazmak için uğraşırsınız gelen mesaj 'tmm' şeklindedir.

genelde tek kredilik kolay derse girerler ve zorlaştırmak için ellerinden geleni yaparlar. benimde var bu tip hocam,şu pandemi yüzünden uzaktan eğitim olunca iyice abarttı sürekli ödev veriyor sınavları sabahın köründe yapıyor falan

kendisinin adı lazım olmayan sözlükte başlığı açılmış öğretim üyesi. öğrencilerden bir kaçını kendine ajan olarak ,öğrenciler arasında konuşulan şeyleri ona yetiştirmesi amacıyla, görevlendirmiştir. bir gün sırf bir öğrenci, aynı dersin diğer şubesine giren hocanın daha iyi olduğunu düşündüğünü söylediği ve ajanları bunu kendisine yetiştirdiği için dersin 1 saatini bölümdeki hocalara, bölüm başkanı dahil ve öğrencilere laf sokmaya harcamış olan kişi.

rahmetli matematik profesörümüz vardı üniversitede. küserdi arkasını bize döner camdan küçükçekmece gölünü izlerdi ders anlatmazdı.

toplu olarak dersten çıkılarak kariyeri bitirilebilir. hazırlıksız derse giren hocayı ptotesto ediniz. iran'da bile bu işler böyle.

şu başlığı anonim bir şekilde anatomi hocama atmayı o kadar çok isterdim ki, kendisini tanımlayan en güzel kelime "mızmız" gerçekten. şükür kurtuldum dersten.

asla çekilmeyen bir tip.
üniversitede seçmeli dersime giren bir hocam vardı böyle. her hafta hasta her hafta hayatından bezmiş bir havası vardı. derse girer girmez buram ağrıyor şuram ağrıyor diye başlar, aa hocam çok geçmiş olsun iyileşirsiniz umarım gibi ilgiyle karşılaşmayınca ders boyu trip atardı. üç kelime anlatır beş kelime mızmızlanırdı. nefret