birkaç ay önce youtube’da karşıma çıkan, doğaya umut veren en güzel oluşumlardan biri. kanalın adı mossy earth ama yaptıkları işler sadece “yeşillendirme”yle sınırlı değil; resmen gezegenin yaralarını sarmaya çalışıyorlar. youtube sayfası için buradan

mercandan ormana, çölden nehre kadar her ekosistemde restorasyon projeleri yürütüyorlar. bir videoda izlanda’daki lav çöllerini yeniden yeşillendiriyorlar; başka bir videoda ingiltere’de kunduzların bir bölgeyi nasıl su tutan, kuşlara ve bitkilere yaşam alanı sağlayan bir vadiye dönüştürdüğünü gösteriyorlar. kimi zaman göletler yapıyorlar, kimi zaman kurumuş nehirleri canlandırıyorlar. bu kadar farklı habitatı aynı anlayışla ele almaları gerçekten ilham verici.

kanalın en sevdiğim yanı “doğaya romantik bakış” değil, bilimsel ve uzun vadeli bir yaklaşım sergilemeleri. yani sadece ağaç dikmiyorlar, “ekolojik denge nasıl geri gelir?” sorusuna ciddi cevaplar arıyorlar. mesela izlanda'da bir yanardağın yakınlarında simsiyah topraklara lupin denilen, türkçe'si acı bakla galiba, mor çiçekli nitrojen düzenleyici bitkiler ve oraya özgü huş ağacı tohumlarını azar azar devasa bir alana ekmişler. aradan geçen 1 yılda acı baklalar mor ve yeşil renkleriyle bölgeye renk getirmiş. huş ağaçları bir karış boya ulaşmış, rüzgardan korunacak şekilde acı bakla çalılarının arasında sert bir kışı geçirecek kadar dayanıklı olduklarını kanıtlamış. video'daki anlatıcı diyor ki amacımız hızlı büyüyen ağaçlarla bir an önce karbon sıfır hedefine ulaşmak değil. dengeli, bölgeye özgü, buraya tekrar canlılık getirecek sağlam adımlarla büyüyen bir orman oluşturmak. yani adamlar küreselcilerin güdümündeki hükümetler ve şirketler gibi günümüzü kurtarmayı yada 2030'u düşünmüyor, 2100'ü ve çok daha sonrasını düşünüyorlar diyebiliriz. daha önce diktikleri yada kendiliğinden yetişmiş huş ağaçlarının olduğu alanlar kelebekler ve kuşlarla hayat dolmuş. türkiye'deki çıplak kalmış tepeleri, dağları doğa koruma alanı ilan ederek böyle canlandırabiliriz. arıların çoğalmasını sağlayıp uygun fiyata bal gibi bal yiyebiliriz. tabi tarımda büyük şirketlerin tohumlarını ve ilaçlarını kullanmayı bırakmamız da şart. ata tohumlarla tohum bankası da kurabiliriz. her şeye para bulunuyor, sarayın özel uçaklarından birini satıp sağlıklı bir yaşam için de para ayırabiliriz.

karı koca bir çift gönüllü bu sayfayla beraber 20 hektarlık kum fırtınalarının yaygın olduğu bir alanı yeşillendirmişler. ulusal toprak koruma ajansından gübre ve çim tohumları almışlar. onları ekip toprağı öncü türlerle yavaşça canlandırıyorlar. 5 yıl sonra çimler ölmüş olacak. ama çimin ve gübrenin iyileştirdiği topraklar küçük fidanlara ilk yıllarında yardım etme amacını tamamlamış olacak. ve huş ağaçları sağlıkla büyümeye devam edecek. karı koca yağmur çamur demeden yıl boyunca toplam 32 bin fidan dikeceklermiş. işleri bittiğinde toz fırtınaları yerine yemyeşil bir orman olacağını görme amacıyla bu zorluğa katlanıyor adam.

benim aklıma ister istemez türkiye geliyor. mesela iç anadolu'daki çıplak tepeler, hes'lere kurban edilmiş karadeniz'deki dereler yerine kunduz projesine benzer şekilde küçük barajlarla ve sulak alanlarla doğa iyileştirilebilir. ege ve akdeniz’deki orman yangınlarından sonra, mossy earth tarzı biyoçeşitliliğe ve yerel türlere önem vererek yeniden ormanlaştırma modelleri uygulanabilir. hatta bazı yerlerde tek tip çam ağacı dikilmiş ormanları ağaçları keserek seyreltip farklı türler bile dikiyorlar. monokültür yerine eski ormanlık alanlar gibi farklı canlı türlerini barındıracak, kendi kendine büyümeye devam edebilecek alanlar oluşturmaya çalışıyorlar. iç anadolu’daki bozkırlarda bile kontrollü ağaçlandırma, toprağı kaplayacak ot, çalı ve çiçekleri artırma, ve küçük göletlerde su toplama projeleriyle mikro ekosistemler kurulabilir. bursa'da madenler sebebiyle ormanlar ve su kaynakları yok olmuş. şimdi insanlar susuzluk çekiyorlar.

insan düşünmeden edemiyor, o madenlerin varlığı insanlara ne kadar fayda sağladı? türkiye susuzluğa, kirlenmiş toprağa, yok olmuş ormanlara değecek bir getiri sağladı mı? yada susuzluk ve doğanın katli uğruna maden işletmelerine izin verilmesine halk neden tepki göstermiyor? çok geç olmadan bu aç gözlü politikaları protesto edip halkın ölümüne madenleri engellemesi gerek bence. zararın neresinden dönersek kardır. mossy earth gibi sayfaların da kanıtladığı gibi, eğer insanlar elini taşın altına koyarsa, toprağımızı tekrar iyileştirebilir, doğayla uyumlu ve bolluk içinde yaşayabiliriz.

özetle: mossy earth sadece “bir youtube kanalı” değil, doğaya yeniden nasıl yaklaşmamız gerektiğini gösteren bir okul gibi. keşfettiğimden beri her videosunu dikkatle ve özenerek izliyorum. türkiye’de de böyle bir oluşumun olmasını, hatta bir gün böyle bir projede yer almayı çok isterim. ama yolsuz hükümetin orman bakanlığı tema vakfına yapılan bağışları bile kontrol ettiği için böyle projelerin mümkün olduğu kadar şeffaf, akılcı ve iyi organize şekilde yapılması gerek.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mossy earth" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim