1.
(bkz: mülkiyet nedir) proudhon tarafından yazılmış "mülkiyet hırsızlıktır" görüşünü savunduğu eser. öncelikle mülkiyetin tanımı yapılır. sonra mülkiyet savunucularının görüşlerine cevap verir ve en sonda mülkiyetin olanaksızlığı hakkında görüşlerini dile getirir.
- fakat benim gönlüme göre olan eşitliktir. yardımseverlik despotluğa, hayranlık köleliğe dönüşür; eşitliğin kardeşi olan ise dostluktur. ey dostlar, imrenmeden ve ihtişamdan uzakta aranızda yaşayıp gitsem, bizi bir araya getiren eşitlik olsa ve kader tayin etse nasibimizi! sy 233
-insan ne kadar cahilse, itaati, yönetene duyduğu güven de o kadar mutlaktır. sy 265
- dolayısıyla ben ticareti veya mübadeleyi toplumsal bir edim olarak tanımlıyorum.
bir bıçak için karısını, bir cam parçası için çocuklarını ve nihayet bir konyak için kendisini satan yerli özgür değildir. muhatap olduğu tüccar onun ortağı değil düşmanıdır.
bir somun ekmek pişirip bir lokmasını yiyebilen, sarayı inşa edip de ahırda yatan, lüks kumaşlar dokuyup da paçavralar giyen, her şeyi üretip de her şeyden mahrum kalan uygarlaşmış işçi, özgür değildir. hizmet ve yevmiye değiştokuşunda işçinin ortağı olmayan patron onun düşmanıdır.
yurduna gönülden değil, korku zoruyla hizmet eden asker özgür değildir; silah arkadaşları ve komutanları, bakanlar veya askeri yargı organları hep onun düşmanlarıdır. sy 132
- fakat benim gönlüme göre olan eşitliktir. yardımseverlik despotluğa, hayranlık köleliğe dönüşür; eşitliğin kardeşi olan ise dostluktur. ey dostlar, imrenmeden ve ihtişamdan uzakta aranızda yaşayıp gitsem, bizi bir araya getiren eşitlik olsa ve kader tayin etse nasibimizi! sy 233
-insan ne kadar cahilse, itaati, yönetene duyduğu güven de o kadar mutlaktır. sy 265
- dolayısıyla ben ticareti veya mübadeleyi toplumsal bir edim olarak tanımlıyorum.
bir bıçak için karısını, bir cam parçası için çocuklarını ve nihayet bir konyak için kendisini satan yerli özgür değildir. muhatap olduğu tüccar onun ortağı değil düşmanıdır.
bir somun ekmek pişirip bir lokmasını yiyebilen, sarayı inşa edip de ahırda yatan, lüks kumaşlar dokuyup da paçavralar giyen, her şeyi üretip de her şeyden mahrum kalan uygarlaşmış işçi, özgür değildir. hizmet ve yevmiye değiştokuşunda işçinin ortağı olmayan patron onun düşmanıdır.
yurduna gönülden değil, korku zoruyla hizmet eden asker özgür değildir; silah arkadaşları ve komutanları, bakanlar veya askeri yargı organları hep onun düşmanlarıdır. sy 132
devamını gör...