ericcartman yazar profili

ericcartman kapak fotoğrafı
ericcartman profil fotoğrafı
rozet
karma: 2634 tanım: 93 başlık: 55 takipçi: 48

son tanımları


orsalesta anafor

benim yazmayı bıraktığımı düşünerek gitmiş yazar.
ben hala okumaya devam ediyorum hocam, biraz kişisel yoğunluk birazda özel sebeplerden çok fazla tanım giremiyorum.
sözlükte gayet iyi gidiyor, umarım size nick altı girmem geriye dönmenize vesile olur. bizler buradayız*
devamını gör...

mutaassıp

sevilen şiirin en vurucu dizeleri

geliyormuşum, pencerelerde yaz ve bileklerimde bayat bir intihar.
oysa ölünecek bir şey yokmuş, gidince sen, yaşanacak bir şey olmadığı kadar..
devamını gör...

bir ömer hayyam rubaisi bırak

şarap küpü önüne serdik seccademizi;

şarap yakutuyla adam ettik kendimizi;

umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
camide, medresede yiten günlerimizi.
devamını gör...

geceye ilginç bir bilgi bırak

adolf hitler, lev troçki, tito, sigmund freud ve josef stalin birbirlerinden habersiz bir şekilde 1913 yılında viyana'da bulunmuşlardır.
devamını gör...

geceye acı ama gerçek bir cümle bırak

" katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor ve en sonunda insanlar yaşamın gerçek koşullarıyla ve diğer insanlarla ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyor." karl marx
devamını gör...

yaşam nedir

(bkz: yaşam nedir) nobel ödüllü fizikçi erwin schrödinger’in 1944 yılında basılan kitabıdır. genelde atom altı parçacıklar üzerine yaptığı çalışmalar ve schrödinger denklemi ile bilinir. kuantum mekaniği söz konusu olduğunda akla gelen ilk isimlerdendir. eserden önce yazarından biraz bahsetmemin sebeplerine gelince ilk olarak bu konuyu bir fizikçi olarak ele alması, ikincisi ise konuya hakim olmayan kişiler için biraz kafa karıştırıcı olabileceğini düşünmem. yazıldığı dönemi göz önüne aldığımızda ise güncel bir alt yapı oluşturmadan başlangıç seviyesinde bir kitap olarak okunmaması kanaatindeyim.


"bir canlı organizmanın uzamsal sınırları içinde meydana gelen olaylar fizik ve kimya disiplinleri ile açıklanabilir mi?" kitabın temel sorusudur. yaşamı ve evrim mekanizmasını istatistiksel fizik yasalarına bağlı bir şekilde yorumlayarak açıklamaya çalışmıştır. canlı organizmaların davranışlarını, daha özel olarak canlı hücrelerinin davranışlarını dönemin fizik kuralları üzerinden yorumlar. sonuçta; her canlı organizma, termodinamik bir sistemde çalışan ve onu bir bütün olarak hayata geçiren organize bir atom sistemidir. hücreler sistemini istatistiksel bir sistem olarak ele alır. atomları ayrı ayrı ele alarak bu sistemi açıklamak olanaksız olsa da, ortalama olasılıklara dayanarak bu yapılar hakkında fikir yürütebileceğimizi iddia eder. entropiye rağmen bir sistemin nasıl canlı kalabileceğini "negatif entropi" kavramını kullanarak açıklamaya çalışır. yine sy 50 ve 70 arasında mutasyonların, kuantum sıçramaları ile karşılaştırılması ve benzerlikleri üzerine durur. küçük bir molekül belki bir çeşit " katı tohumu" olarak adlandırılabilir. böyle küçük bir katı tohumundan yola çıkıldığında, giderek daha büyük atom ortaklıkları kurmanın iki farklı yolu varmış gibi görünüyor. görece daha tekdüze olan bir yol, aynı yapıyı üç yönde de defalarca tekrarlamaktadır. kristalleri büyütürken izlenen yol budur. periyodiklik sağlandığında, oluşturulan yığının boyutu için kesin bir sınır yoktur. öteki yol ise, tekdüze tekrarlama mekanizmasına başvurmadan, her bir aşamada daha da gelişen bir yığın inşa etmektir. her bir atom ve atom grubunun diğerlerinkine bütünüyle eşdeğer olmadığı ( periyodik yapıda ise eşdeğerdirler) ve bireysel bir rol üstlendiği giderek karmaşıklaşan organik moleküllerde durum budur. buna aperiyodik kristal ya da katı diyebilir ve hipotezimizi şöyle ifade edebiliriz: genin, belki de bütün kromozom ipliğinin aperiyodik bir katı olduğuna inanıyoruz. sy 87


kitabın benim için en ilgi çeken kısmı burasıydı. burada bahsedilen "aperiyodik katı" dna ya çok benzer
hatta neredeyse aynı işlevde bir yapıdır. (kitap yayımlandığında henüz dna keşfedilmemişti)
devamını gör...

neredeyse bir balina

(bkz: neredeyse bir balina) steve jones'un 1999 yılında yayımlanan kitabıdır. kitabın yazılış amacı; türlerin kökeninin mevcut bilimsel birikimin ışığında yeniden yorumlanması yada güncellenmesidir. kitap; yazıldığı dönemin bilgi düzeyi üzerine kurulu olsa da çok fazla detaya inmeden, konuya hakim olmayan kişilere de darwin'in kuramını güncel örneklerle, sade ve akıcı bir dille anlatıyor.

-

kladistiğin becerisi, genlerin karşılaştırmalı anatomisi sayesinde gelişmiştir. dna molekülü geçmişe uzanan ve kimileri beklenmedik desenler sergileyen milyonlarca bağlantı kurar. genleri temel alan bir floresan sondası, bir hayvanın başka hayvanlarla uyum düzeyini ortaya çıkarmakta kullanılabilir. birkaç bin bazın uyum gösterdiği bir bölgede olta kaldırılır ve kromozomlar üzerinde kızılımsı bir leke oluşur. insanlar ve domuzlar, ya da insanlar ve sığırlar, elliden fazla uzun seriyi ortak olarak taşırlar. bunlar, yavrularını canlı olarak doğurmak, tüylü olmak ve süt vermek gibi özellikler kadar, bu hayvanların ortak atadan geldiğine ilişkin kanıt oluşturur.
daha şimdiden pek çok canlının genleri baştan sona okunmuş durumda. ortaya çıkan sonuç, doğa bilimcilerin daha önceden imgelemlerine sığmayacak biçimde, canlılar arasında gruplar içinde gruplanmalar olduğudur. insan kromozomlarında bulunan otuz bin genin ve fare kromozomlarında neredeyse bir o kadarının yeri saptandı. pıgmap, domuzun genetik haritasını çıkarma çalışmasında, şimdiye kadar yaklaşık altı yüze yakın gen tanımlanmıştır. kedilerde, yüzden fazla genin kromozomdaki yeri belirlenmiştir. küçücük iplik kurdu, dna molekülündeki bütün harfleri okunan şimdiye kadar ki tek hayvan, tam olarak on dokuz bin doksan dokuz gene sahiptir ve bunların tümünün izleri sürülerek bulunmuştur. birkaç bakteri çeşidi ve tek hücreli parazitin de bütün genetik malzemesi deşifre edilmiş durumdadır.
bu canlıların çözülen genetik şifresi birbirine fazlasıyla benzemektedir. insanlar ve farelerde tümüyle aynı olan pek çok bölüm vardır ve iki bin insan geninin farelerde tam olarak özdeşleri bulunmaktadır. dna molekülünü deşifre etmek için yapılan yorucu çabalar, farelerde bulunan kromozomlardan birisinin düzeninin bir bölümü ile aşağı yukarı özdeş olduğunu ve sığırların bize farelerden de fazla benzediğini gösterdi. bitki genlerinin yarısından fazlasının farelerde eşdeğeri olduğu ortaya çıktı. nematod kurtçuğu ile maya bakterisinin kalıtım materyalinin yaklaşık yarsının ortak olduğu görüldü ( bu ikisi yaklaşık bir milyar yıl önce ayrılmıştır). oldukça uzak canlıların genetik tasarımda sergiledikleri bu beklenmedik paralellik şaşırtıcı olmuştur. insanlarda kalıtsal bir sinir sistemi hastalığına neden olan bir genin, maya bakterisinde ( sinir sistemi yoktur) tam bir dengi bulunmuştur. sy 402


- darwin'in düşüncelerinin bir bölümü bugün de geçerliliğini korumayı sürdürürken, kimi düşüncelerinin yanlış olduğu anlaşılmıştır. buna karşılık, türlerin kökeni, bir bilim eseri olduğu kadar sanat eseri olarak ele alınmayı da hak etmektedir. onun temel mesajları geçerliliğini korumaktadır. en gelişkin hayvan ve tasarlama yeteneğine sahip en yüksek varlık olarak insan, tıpkı diğer canlılar gibi, açlığın ve ölümün hüküm sürdüğü doğadaki savaşın içinden doğmuştur. ama yalnızca insan, bu savaşın sınırlarını kabul etmeyerek onun ötesine ilerleyebilmiştir. fakat bunu önceden belirlenmiş bir yazgı olarak değil, tümüyle kısa erimli ve çıkarcı seçilimin ardışık birikimi sonucunda gerçekleştirmiştir. sy 464
devamını gör...

evrim nedir

(bkz: evrim nedir) modern biyolojinin kurucularından biri olan ernst mayr'ın, evrim hakkında biraz daha bilgi edinmek isteyenler için, evrim hakkında bildiklerimizi ve bilmediklerimizi sorgulayan sade bir dille yazılmış eseridir. kitap; 1-) evrim nedir?, 2-) evrimsel değişim ve uyarlanmışlık nasıl açıklanır?, 3-) çeşitliliğin başlangıcı e evrimi : kladogenez, 4-) insanın evrimi, olmak üzere dört kısım ve on iki bölümden oluşur. son on sayfayı ise evrim hakkında sıkça sorulan sorulara kısa cevaplar ve eleştiriler için ayırmıştır.
özellikle kitabın son bölümünde insanın evrimini, taksonomik sınıflandırmasını ve kanıt olarak fosil kayıtlarını incelediği yerler göz atmaya değer.


- evrim çoğunlukla, beklenmedik bir şey olarak düşünülür. bazı evrim karşıtları, " her şey aynı kalsaydı daha doğal olmaz mıydı?" diye sorarlar. belki genetiği anlamadan önce bu soru geçerli olabilirdi ama artık olamaz. aslında, organizmaların oluşum şekli söz konusuyken evrim kaçınılmazdır. her organizma, en basit bakteri bile, binlerce hatta milyonlarca baz çiftinden oluşan bir genoma sahiptir. gözlemler, her baz çiftinin rastgele mutasyona tabi olduğunu göstermiştir. farklı popülasyonlar, farklı mutasyonlar geçirirler, eğer bunlar birbirlerinden soyutlanmışlarsa, kaçınılmaz olarak, nesilden nesle birbirlerinden daha farklı hale geleceklerdir. olası tüm senaryoların bu en basit olanı bile evrimi yansıtır. eğer bu senaryoya rekombinasyon ve seçilim gibi ileri biyolojik süreçler eklenirse, evrimin hızı üstel olarak artar. dolayısıyla, sadece genetik programların var olduğu gerçeği, değişmeyen bir dünya varsayımını imkansız hale getirir. bu nedenle evrim, bir tahmin ya da varsayım değil, yalın bir gerçektir. sy 325
devamını gör...

kör saatçi

(bkz: kör saatçi) dawkins'in bu kitabı yazış amacı; darwinci dünya görüşünün yalnızca doğru değil, varoluşumuzun gizemini çözebilecek tek kuram olduğunu okuyucuya göstermektir. evrimi herkesin anlayabileceği yalın bir dille anlatırken ayrıca evrim karşıtı görüşlere de cevap niteliğinde yazılan bu eser, ismini 18. yüzyıl tanrı bilimcisi paley'in iyi bilinen bir savından alır. paley'in 1802'de yayınlanan natural theology or evidences of the existence and attributes of the deity adlı eseri, tanrı savının bilinen en iyi açıklamalarındandır.

diyelim ki, ormanda yürürken ayağınız taşa takıldı ve taşın oraya nasıl geldiği sorusuyla karşı karşıya kaldınız. aklımıza gelecek yanıtlardan biri, ya taşın ezelden beri orada olduğu yada bu yanıtın saçmalığını göstermek çok kolay olacaktır. fakat diyelim ki yerde bir saat buldum ve saatin nasıl olup da orada olduğunu sorguluyorum. biraz önceki yanıt yani taşın ezelden beri orada olduğu yanıtı, saat için aklımdan geçmeyecektir.

paley, doğal fiziksel nesneler ile tasarlanmış üretilmiş nesnelerin farkını gösterir. buradan da şu sonuca çıkar. nasıl ki doğada saat benzeri bir nesne bulduğumuzda bunun doğruluğu ve tasarımındaki giriftlik bizi bu saatin bir yapımcısı olduğunu, insan elinden çıkması gerektiğini düşünmeye zorluyorsa, insanın mükemmelliğine bakarak onunda bir tasarımcısı, yaratanı olmak zorundadır.
hatta sık sık ortaya koyduğu insan gözü örneğiyle bu sonuca ulaşır. gözü, teleskop benzeri tasarlanmış bir aletle kıyaslar ve sonunda nasıl ki teleskopun görmeye yardım etmesi için bir tasarımcısı olmak zorundaysa, insan gözü içinde bunun olması gerekliliğini savunur.

dawkins akıllı tasarım argümanına cevap olarak, evrim mekanizmalarının aklı ve düş gücü olmadığını, geleceği planlayamayıp, ön göremeyeceğini ve eğer her şeyi tasarlayan bir saatçi (tanrı) varsa bu saatçinin kör olduğunu, yada başka bir deyişle böyle bir saatçi olmadığını, gösterir.


- en yalın biçimiyle doğal seçilim, çevrenin türe zorla kabul ettirildiğini ve bu çevreye en iyi uyum sağlayan genetik çeşitlemelerin hayatta kalabileceğini varsayar. zorla kabul ettirilen çevredir, türde bu çevreye uymak üzerine evrilir. sy400



- hemen hemen tüm halkların kendi yaratılış söylenceleri vardır. kutsal kitaptaki öyküde orta doğu'da çobanlık yapan bir kabilenin benimsediği öyküdür yalnızca. bir batı afrika kabilesinin dünyanın karıncaların dışkısından yaratıldığını söyleyen inancından daha özel bir konumda değildir. tüm bu söylencelerin ortak özelliği, bir çeşit doğaüstü varlığın kasıtlı niyetlerine bağlı olmasıdır.
ilk bakışta, "anlık yaratılış" ve " yönlendirilmiş evrim" diyebileceğimiz iki görüş arasında önemli bir ayrım var. günümüz tanrıbilimcileri anlık yaratılışa inanmaktan vazgeçtiler. bir tür evrim olduğunun kanıtları çok fazla. fakat kendilerine evrimci diyen bir çok tanrıbilimci -örneğin, 2.bölümde alıntı yaptığımız birmingham piskoposu - tanrı'yı arka kapıdan içeri sokmaya çalışıyor. evrimin izlediği yolda tanrı'nın bir çeşit gözetmenlik görevi üstlenmesine izin veriyorlar. tanrı, ya insanın evrimsel tarihinin kilit noktalarını (elbette ki, insanın evrimsel tarihinin) ya da evrimsel değişime götüren günlük olayları etkiliyor.
böylesi inançların aksini kanıtlayamayız; özellikle de, tanrı'nın, müdahalelerinde doğal seçilim sonucu gerçekleşen evrimden beklenenleri yakından taklit etmeye özen gösterdiği varsayılırsa... böylesi inançlar için söyleyebileceğimiz birinci şey, gereksiz oldukları; ikinci şey de bizim açıklamak istediğimiz örgütlü karmaşıklığı zaten varsaydıklarıdır.
evrimi bu denli düzenli kuram yapan şeylerden biri de, örgütlü karmaşıklığın ilksel yalınlıktan nasıl ortaya çıktığını açıklayabilmesidir. sy 402-403
devamını gör...

geceye bir 45'lik bırak

devamını gör...

sosyal medya hesabını kapatmak

kişinin kesinlikle vaktini daha yararlı şekilde kullanmasına katkıda bulunur
devamını gör...

sevilen şiirin en vurucu dizeleri

kardeşiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasıl sevmezsin eşitliği
yürürken düşen çoraplarını
aynı hizaya getirmek için
annen değil miydi önünde diz çöken
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının soundtrack tavsiyeleri

(bkz: game of thrones)

wicked game
devamını gör...

big bang teorisi

"big bang'i ne tetikledi ?" " big bang'den önce ne vardı ? "
uzay ve zaman sonsuza doğru bükülüyordu. (bkz: singularity)

bilmediğin bir konuya açıklık getirmek için hakkında hiçbir şey bilmediğin varlıkları cevap olarak sunmak biraz anlamsız gibi. tıpkı bilimsel konular hakkında konuşurken, hiçbir kaynak göstermeden kendi anlamsız yorumlayış tarzını sunmaya benziyor.

link

lawrence krauss - hiç yoktan bir evren kitabı yine bu konular için güzel bir okuma önerisi olur diye düşünüyorum.
devamını gör...

filozofların en sevilen sözleri

"ahlaksız fenomenler yoktur, yalnızca fenomenlerin ahlaki bir yorumlanışı vardır" nietzsche
devamını gör...

kuantum mekaniği

genel olarak kuantum mekaniğinde bir gözlem tek bir kesin sonuç öngörmez. bunun yerine muhtemel bir dizi farklı sonuç öngörür ve bize bunların hangisinin ne kadar olası olduğunu söyler. aynı ölçümü aynı biçimde başlayan, birbirine benzer, çok sayıda sistem üzerinde yaparsak elde edeceğimiz ölçüm sonucu, belli sayıda olayda x, belli sayıda farklı olayda y olur. sonucun x veya y olacağı seferlerin yaklaşık sayısını öngörebiliriz, ancak tekil bir ölçümün sonucunu öngöremeyiz. bu yüzden kuantum mekaniği bilime kaçınılamaz bir öngörülemezlik veya rastlantısallık öğesi ekler.
devamını gör...

sivil itaatsizlik (kitap)

(bkz: sivil itaatsizlik) henry david thoreau'nun ilk baskısı 1849 yılında yapılan deneme türündeki kitabıdır. sivil itaatsizlik veya başka bir deyişle pasif direniş, bireyin uğradığı haksızlıklar karşısında kamuoyunun ve ilgili mercilerin dikkatini çekmek suretiyle şiddetsizlik üzerine temellenen ve bir çeşit direniş hakkına işaret eden eylemler bütünü olarak tanımlanabilir. bu kitap sivil itaatsizliğin kurucusu olarak kabul edilen abdli şair, yazar ve düşünür henry david thoreau'nun fikirlerini yansıtan bir deneme niteliğindedir. sivil itaatsizlik yaklaşımını bizzat literatüre kazandıran kişi olarak ortaya attığı yaklaşımlarla aynı zamanda gandhi ve martin luther gibi isimlerin geliştirdiği fikir ve pratiklere esin kaynağı olmuştur.


-"en iyi devlet en az yöneten devlettir. " bu slogana katılmamak elde değil. gerçekten de böyle bir şeyi sistematik bir şekilde hemen görmeyi arzuluyorum. bu, deneyimlendiği takdirde şöyle bir sonucun ortaya çıkacağına inanıyorum. "en iyi devlet hiç yönetmeyen devlettir". ve ancak insanlar hazır olduklarında böyle bir devlet biçimi mümkün olacak. devlet en iyi ihtimalle belli bir amacı gerçekleştirmek için kullanılan bir araç olmaktan ibarettir; fakat genellikle devletlerin çoğu ve bazense tümü böyle işlemez. sy 57



- insanlar sadece insan olarak değil makineler gibi her şeyleriyle devlete hizmet ederler. insanlar ordudur, milistir, gardiyandır, polistir, kolluk kuvvetidir. birçok durumda, hukuki veya ahlaki sorumluluğun olmadığı bir eylem yoktur fakat insanlar kendilerini ağaç, toprak ve taş seviyesine indirgerler; belki de bu şekilde amaca hizmet edecek, bilinçten yoksun kişiler üretilir. böyle bir emir, önemsiz insanlardan veya bir pislik yığınından daha çok saygıdeğer değildir. onların yalnızca köpekler ve atlar kadar değeri vardır. ancak bu tarz insanlar bile genellikle iyi vatandaş sayılır. yasa koyucu, politikacı, avukat, bakan, müdür gibileri temelde devlete akıllarıyla hizmet ederler ve nadiren ahlaki farklılıklara giderken, bilmeden de olsa şeytana bir tanrıymış gibi hizmet ederler. kahramanlar, vatanseverler, şehitler, reformcular ve öteki bazı kişilerse devlete vicdanlarıyla hizmet ederler ve bu yüzden de çoğunlukla ona belirli bir direnç gösterirler, genelde onlara düşmanmış gibi davranılır. bilge bir kişi yalnızca bir insan olarak faydalı olacaktır; bir "toprak" parçası olmaya ve " rüzgarı uzakta tutmak için bir boşluğu kapamayı" kabul etmeyerek, en sonunda bu ofiste tozunu bırakcaktır.



fazla asil bir kökten geliyorum varlıklı olmak için.
ikinci planda olmak için yönetme konusunda,
bir görevlisi ya da aleti olmak için
dünya üzerinde bir egemen devletin.



herkesin devrim yapma hakkı var; yani, tiranlığı ve verimsizliği had safhadaysa ve dayanılacak gibi değilse devlete bağlılığı reddetme ve ona direnme hakkı diyelim buna. sy 61



- haksız bir şeyden dolayı insanları hapseden bir devletin çatısı altında, haklı bir insan için doğru yer de yine hapishanedir. massachusetts'in daha özgür ve herhangi birine daha az bağlı olan ruhlara sunduğu en uygun tek yer, halihazırda kendilerini kendi ilkeleri dışına iterken kendi eyleminden dolayı eyaletin dışında alıkonulduğu hapishanelerdir. kaçak kölenin ve şartlı tahliyesi olan kişinin, kendi ırkının hatalarından dolayı özür dilemeye gelen yerlinin onları bulması gereken yer orasıdır; eyaletin kendisiyle birlikte olmayanları ve ona karşı olanları koyduğu ayrı fakat daha özgür ve onurlu bir yer, özgür bir adamın köle bir devlette gururla bağlanacağı tek yer. sy 71


bu son alıntıyı girerken aklıma, thoreau'nun yakın dostu raplh waldo emersonla yaşadığı rivayet edilen, bir hikaye geldi.
amerikan hükümeti meksika ile yürüttüğü savaşı finanse etmek amacıyla kelle vergisi adı altında bir dolar para toplar.
thoreau, ödediği bir doların savaşın finanse edilmesinde ve başka insanların öldürülmesinde kullanılacağı gerekçesi ile ödemeyi reddeder ve bu yüzden bir gece hapse atılır.
kendisiyle bir çok ortak fikri paylaştığı ve yakın dostu olan ralph waldo emerson, arkadaşını görmek üzere onun hücresine gittiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer.

- henry, neden buradasın ?

- waldo, sen neden burada değilsin?
devamını gör...

lev troçki

"sadece burjuvazi için parlayacaksa, güneşi de söndürürüz."
devamını gör...

aziz nesin

öyle bir ağlasam,
öyle bir ağlasam ki çocuklar
size hiç gözyaşı kalmasa..

öyle bir aç kalsam,
öyle bir aç kalsam ki çocuklar
size hiç açlık kalmasa..

öyle bir ölsem,
öyle bir ölsem ki çocuklar
size hiç ölüm kalmasa..
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim