öne çıkanlar | diğer yorumlar

1993'te piyasaya çıkan; imdb'ye göre fransa, japonya ve abd; wikipedia'ya göre ise fransa ve abd ortak yapımı olan korku filmidir. 4 tane hikayeden oluşur. bunların isimleri: the library, the drowned, the cold ve whispers'tır. the library aslında bu hikayeleri hem başlatır hem de sonlandırır. eserde çok sayıda oyuncu yoktur ama yönetmenlik, senaristlik, prodüktörlük, sinematografi gibi alanlarda emek verenlerin sayısı alışılagelenden fazladır [çünkü 4 ayrı (kısa) film var burada]. bu korku antolojisi, isminden de anlaşılabileceği üzere "lovecraftian" kategorisindedir. (hatta buradaki 3 bölüm lovecraft uyarlamasıdır.) zaten the library bölümünün baş karakteri de h. p. lovecraft'tır. 4 milyon dolar civarında bir bütçesi vardır filmin ve ilgililere ne kadar kazandırmıştır yoksa zarar mı ettirmiştir bilemiyorumdur (bu konuda bir bilgi vermemiş imdb ve wikipedia). vhs formatında piyasaya sürülmüş zaten eser. bu vesileyle elde edilen geliri hesaplamak da zordur diye tahmin ediyorum zira sadece satılmıyordu bu kasetler hatta belki de daha çok kiralanıyordu zamanında.

necronomicon, çıktığı sene veya o civarda türk kanallarından birinde gösterilmişti ki ben de filmi böyle tanımıştım 90'ların ilk yarısında. geç bir saatte gösterilmişti ve tam bir korku filmi manyağı olduğum için ben de o saate kadar oturup beklemiştim filmin çıkmasını. sonunda başlamıştı ama ben bir yerden sonra uyuklamaya başlamıştım. brian yuzna'nın yönettiği ve senaryosuna katkıda bulunduğu whispers bölümündeki bazı sahneler beni 1000 kupa kahve içmişimcesine kanepeden zıplatmıştı ama. yani hakikaten hala aklımdadır o sahneler ve az önce, belki 30 sene sonra bu filmi tekrar izlerken de her şeyin tam da hatırladığım gibi olduğunu fark ettim. bana göre en dehşet ve iyi bölümü de budur bu yapımın.

yine brian yuzna'nın yönettiği the library bölümü, bu antolojideki en az iğrenç kısım diyebilirim. yani evet, burada da o vıcık vıcık "lovecraftian" yaratıkları, tanrısal varlıkları falan görüyoruz ama lovecraft'ın, necronomicon kitabına ulaşması ve ardından gelen ve çözülen/çözülemeyen kimi sırlar, bu filmi başlatan ve sonlandıran bu bölümün asıl odak noktasıdır diyebiliriz. güzel bir bölüm. 7/10 veririm.

the drowned'da ise yönetmenlik koltuğunda christophe gans var. jethro isimli baş karakter, karısı ve oğlunu trajik bir araba kazasında kaybediyor. sonra tuhaf ve deniz otlarıyla sarılı bir balık-adam gelip buna necronomicon kitabını bırakıyor. bu kitap, ölüleri diriltmekte kullanılabilir mi? jethro, kaybettiği ailesine kavuşabilecek mi bu sayede? "ölümden dönen" aynı kalabilir mi? evet, bu soruların yanıtları bu antolojide sizleri bekliyor.

the cold isimli bölümde shusuke kaneko var yönetmen olarak ki sanırım o da imdb'nin bahsettiği "japonya" ayağından sorumlu olmalı bu antolojinin. buradaki eksantrik ve biraz ürpertici baş karakteri ise büyük hayranı olduğum david warner (r.i.p.) oynuyor. açıkçası yine bir lovecraft uyarlaması olan (hatta aynı eserden uyarlanan) 43 dakikalık cool air'ı (1999) daha fazla beğenmiştim ama bunun da gideri var. lovecraft'ın kendisinin de bir elinin ceset gibi soğuk olduğunu söylerlermiş kendisiyle tokalaşanlar. enteresan şeyler...

şimdi de gelelim whispers bölümüne... antolojinin diğer bölümlerini uyur uyanık izlediğimden yarım yamalak hatırlayabildim tekar izlerken ama whispers'ı, daha önce dikkatle gözlemlediğim bir mekanı yeniden ziyaret etmişim hissine kapıldım izlerken. yani fazla spoiler vermek istemeyorum ama kabus muymuş değil miymiş o kadın polisin yaşadıkları, bunun belli olduğu kısımda cidden acayip korkmuştum ergenken. bölümün tümden büyük hayranıyım ama bunu burada bırakayım.

90'lardaki (özellikle de bu dönemin ilk yarısındaki) bu tarz korku filmlerinde elbette ki cgi'den (bilgisayar ürünü görüntüler) ziyade modellemeler, plastik makyajlar, pratik efektler (gavurlar "practical effects" diyor) falan kullanılıyordu daha yoğunlukla, imgelenmiş yaratıklarda vs. (80'ler korkularında ise bu daha da baskınca böyleydi tabii.) her konuda "old school" ekolleri desteklemem ama burada kesinlikle eski usulcüyüm. cgi'ler bende hiçbir duygu uyandırmıyor maalesef. yani siz, bu tanıttığım necronomicon filmini gülünç ve/ya değersiz bulabilirsiniz ama ben de şu milyonların bayıldığı çoğu "modern" korku filmini öyle görüyorum. neyse, saygı duyuyorum neticede ama. sonuçta amaç iyi vakit geçirmek. kim ne ile iyi vakit geçiriyorsa ne mutlu ona.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"necronomicon: book of the dead" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim