nevermore (yazar)

bir odada kendisinin ve marx'ın ve engels'in entryleri olsa ve bana iki entry beğenme hakkı verseler, ikisini de kendisinden yana kullanacağım yazardır.
(çok büyük konuştum çok, olmaz değil mi öyle bir şey, olursa çok ayıp olur çünkü.)

sözlükleri bu yüzden çok seviyorum. okuduğumu anlamaya başladığımdan beri ya da şöyle düzelteyim, en azından anlamaya çalışmam gerektiğini fark ettiğimden beri hayatımda sözlükler var. yani sözlükler yok yaa, ekşi sözlük var.
- enter tuşunun üstünde bir tuş daha var miko, silebilirsin o tuş vasıtasıyla yazdıklarını kendini ikide bir revize edeceğine biliyorsun değil mi?
- nope. böyle daha güzel. düşünce akışımı takip edebileceğini biliyorum mezkur kişinin. ve böyle olsun istiyorum.
- neden?
- çünkü dinleyeni olmadığından değil, anlayanı olmadığından sessizleşir insan. ve ben sessizleşmek istemiyorum.

ne diyordum? heh sözlükler. ekşi sözlük. bir sürü, biiiirr sürü insan tanıdım ekşiden. benim için bir çeşit kara köpek sendromu olan ekşi sözlük sayesinde ya da yüzünden(?) hayatıma giren, girip çıkan ya da sadece orada olanca güzelliği ve çirkinliği ile var olan bir çırpıda 15-20 insan sayabilirim. örneklem uzay büyük tabi. darısı buranın başına. şimdi ben bu kadını bir süredir takip ediyorum. entelektüel zekası yüksek, algısı açık, donanımlı, iyi bir okur, sinemasever, kaliteli müzik, şiir ve sanata düşkün bir terapist olduğunu onu takip eden bir sürü insan gibi ben de biliyorum. ve evet lanet olsun bira çok pahalı. sıfır temasla bugüne kadar geldik. ta ki kendisi bana dokunmaya karar verene kadar. aslında ben girişken bir insanımdır. normal koşullar altında bir noktada mutlaka ben kendisiyle iletişirdim ancak yerim dar biliyor musunuz? belli di' mi? hıhm. geçiyorum.
kendisi bana temas etti ben çok mutlu eden birkaç cümleyle etmesine de bunu neden yaptı bilmiyorum açıkçası. benim gibi sadece problemli dönemlerinde, hiç de kimseye bir şey anlatmak derdi olmadan sadece zaman öldürmek ya da kendinden taşanları ifade etmek için çeşitli platformlarda bütünlükten uzak ve geneli son derece kendi kendine konuşur gibi yazan biri için meriçvari olmayan bir iletişim başlatma deneyimi çok alışıldık değil. off yazarken yoruldum. artık kısa cümleler kurmuyorum. cıks, sen de kurmuyorsun şebnem. boş yapma.
güzel bir insan olduğu çok belli bu insanın benim biraz ayarlarımın bozuk olduğu bu araya denk gelmesinin şanssızlığını çeşitli bipli cümlelerle anarak, değerleyecek ve değerlenecek yarınlara selam çakıyor ve gidiyorum.
hoş kalası.

neden bilmiyorum da nickine bakınca sözlükte patlama yapacak biri gibi geldi. bir olayı bir şeyi patlayacak, bütün gerçekler açığa çıkacak, herkesi yakacak biri gibi.

yarın sevgili miko ile birlikte ellerinden tutup unkapanına götürme planları yaptığım yazar.

ziyan oluyorsun kuzum buralarda.*

audiotest'le birlikte sesinden tanıştığım bir yazar oldu kendileri. bu kadar etkileyici karizmatik seslere sahip olmayın lütfen rica ediyorum*.

hep evde olan yazar, koromuzun kafesteki bülbülü.

bu bir iyi ki varsın iyi ki doğdun ve iyi ki seni tanıdık tanımıdır!
sadece benim değil kafa sözlük çocuk korosu üyelerinin yani gomercan, cenk'in arka bahçesi, miko, robnaja, spawn, merdumgiriz_ dışınızdaki irlandalı'nın duygularına tercüman olacak bir tanımdır aynı zamanda.
sevdiklerimizle geçen her an ne kadar özel olsa da doğum günleri daha bir ayrı ve daha bir anlamlıdır. gönül ister ki doğum günlerinde sevdiklerimizle birlikte olup onlara doyasıya sarılarak, birlikte gülüp eğlenerek kutlayalım ama malumunuz hayat şartları...
-nevermore nerdesin?
+tatildeyim be kadın!
dediğini duyar gibiyim.*
madem yüz yüze kutlayamıyoruz o halde kalp kalbe kutlayalım dedik ve onun için minik bir şey hazırladık. umarım sever demeyeceğim biliyorum sever çünkü çok nevermore oldu.*
nevermore seni çok ama çok seviyoruz! iyi ki yollarımız kesişti, iyi ki sesin kadar güzel olan kalbini ve seni tanıdık. kalbinden geçen tüm dileklerinin gerçekleştiği, mutlu, sağlıklı ve huzurlu geçecek bir yaş olsun dileriz! *
iyi ki doğdun demiş miydik?
hepi de börtdey tu yu!*

iyi ki doğmuş bitter ziyagil. unuttuk sandın dimi? hihihi. nöpe. *

doğum gününde kaybolmuş yazar,

iyi ki doğmuş da,

@nevermore neredesin???

doğum gününü en işten dileklerimle kutladığım yazar. işten evet. çok sever kendisi içten/işten ikilemini.

griezmann saçlarını kestirmiş, gelmiş bekliyor kendisini nevermore kayıp...
boşuna sormuyoruz nevermore nerdesin diye!

griezmann uzun saçlarıyla da güzel, önemli olan boyamaması. ben kısa saçını saçmalayamayacağı için seviyorum*. başka neyi seviyorum? bu güzel insanları çok seviyorum. tarifi mümkün olmayan duygular yaşatıyorlar insana. aslında anlatırım duygularla ilgili konulara hakimim ama alkolün bana verdiği yetkiye dayanarak çok da uzun yazamıyorum. asla evde değilim. ayrıca şimdiden söylüyorum bir sonraki nickim - değiştirecek olursam- bitter ziyagil. sizi seviyorum korocuğum. iyi ki varsınız. hepiniz iyi ki doğdunuz.

yine bir sofrada şen şakraktık,
gün denizlerde sönerken baktık
ve çobanlar gibi dallar yaktık.