nietzsche bıyığı

sanki filozofun bıyığı yokmuş da bıyığın filozofu varmış gibi olan bıyıktır. ayrıca güzel yazar mahlası olur sanki.

kendisini severim ama bıyıklarını hayır.

ye kürküm ye gibi, ye bıyığım ye hesabı. zira o bıyığın, yediği her yemeği tattığına yemin edebilirim.

bıyığı , yalom’un nietzche ağladığında adlı kitabında da bol bol yer bulur. yalom kitabında, niçe’nin sık sık bıyığını düzelttiğinden, taradığından bahseder.

hayatı gibidir bıyığı; hastalığından dolayı sürekli seyahat etmesinden dolayı dağınık hayatı, bıyığının dağınıklığında ifade bulur. hastalığından ve kendini yazıya vermesinden dolayı zaten az ve yetersiz beslenip kendine bile bakamıyorken , bıyığının dağınıklığı sanırım en son problem ettiği şeydi.

rivayet edilen salome’ye aşkı da belki iyice derbederleştirdi kendisini. kendisi bile ancak 100 yıl sonra anlaşılacağını ifade etmiş. kendisini anladık da, bıyığına hala anlam yüklemeye çalışıyoruz.

türk olsa kesin keserdi o bıyığı. ayran bulaşıyor.

(bkz: pos bıyık)

alem remzi'den razı..

filmindeki adamın bıyığını çalı süpürgesi gibi yapmışlardı çok güldüm.
kitapta gür bıyıklarının olduğunu ve tarayıp düzelttiği zamanlar ele alınmıştı. konuşurken bile o kadar bozulabilen bir bıyık olabilir mi ya da köşeye kaçtığında veya "hmmm" deyip süzgeçten geçirme olaylarında refleks olarak mı yapıyor acaba? diye düşünmüştüm. hatta o tarama yerlerini gözden geçirmeyi düşünüyordum ama daha yapmadım...

lisede bir hocamızın bıyığıydı kendisi. defalarca idareden yönetmeliğe uymadığı için uyarı alsa da kesmedi. iyi atılmadı heee direndi bayağı.

ayakkkabı fırçası gibidir yigidimin bıyığı.

bir bardak ayrandan yarım bardaklık tad alabilmesine sebep olan bıyık türü.

(bkz: badana fırçası)