normal sözlük mesaj kutusu

güzel güzel dertleşiyoruz,bilgi alış verişi oluyor öyle yani .flört falan ifşalık şeylerim yok çünkü olmadı :)

bazen bi tanım giriyorum. diyorum ki bunu gönderirsem mesaja boğulurum. sonra bi bakıyorum in cin bile yok.

bazen bi tanım giriyorum. bunu niye yazdım ki çok saçma diyorum ama yine de göndere basıyorum ve inanır mısınız iki kişi mesaj atıyor. insan gerçekten hayret ediyor.

uzun zamandır neredeyse mesaj kutum turunculanmıyor. lütfen turunculayın, yaşadığımdan şüphe etmeye başladım yahu

icinde bulundurrdugu bir kisi disinda umrumda olmayan sekme. o kisi ile de yillarca bir fiil yazisabilirim.

vızır vızır işliyor. editörler, moderatörler, sözlük kütüphanesi. hiç yalnız bırakmıyorlar beni. her zaman böyleydi yalnız, editör değilken de. çünkü ben sınıfın inek öğrencisi gibi yazar ispiyonlardım. moderatör 1,2,3 şu başlık daha önceden de varmış buraya taşır mısınız, moderatör 4,5 bir saat önce açılan başlığı kitap kategorisine taşır mısınız, canım editör şuna bir bakar mısın, sözlük kütüphanesi bizim o iş ne oldu,... bıktılar benden, baktılar kurtuluş yok en azından yakında tutalım dediler. *

son günlerde deli gibi kullandım efendim. sonunda sözlük isyan etti ve sanırım bir 6-7 saatliğine kilitledi.

fakat sözlüktekilerle iyi dertleştik.

sıkça bildirim gelen sözlük şeysi.

ara ara yazanlar oluyor ama genelde sessiz sakindir bndeki.

acilen kodlamasının elden geçmesi gereken sözlük aparatı. entera basınca zart diye yolluyor efendim. alt satıra geçsin, ben yılmaz özdil gibi yazabileyim.

entry yazarken bunu yapabiliyorum da mesaj yazarken neden pat diye yolluyor yahu. millete prematüre mesaj atmaktan yıldım.

en çok moderatörlerle bir başlık veya tanım hakkında destek almak için yazışırken kullanırım. çok nadiren de yazarlarla.

hatırlarım ilkokulda dansa davet diye saçma salak bir oyun oynardık. işte kızlar bi yerde sıra sıra bekliyor, erkekler de tek tek şanslarını deniyorlar herhangi bir kızda. tabi istediğimiz istemediğimiz derken sonlara doğru bakıyorum bi ben varım bir de iki tane kız. şimdi kimi seçsem diğerinin kalbi kırılacak diye seçmiyorum, yok ya bunları beğenmedim diye reddediyorum. sonra da sınıftan linç yiyorum. neymiş ben kimmişim de seçmiyor muşum, ne sanıyormuşum kendimi, ne hakkım varmış kalp kırmaya. yahu seçtiğim belki mutlu olacak kabul ama seçmediğim daha da beter üzülecek. bir kişiyi kırmaktansa ikisini de kırıyorum ki yalnız olmadıklarını düşünüp teselli bulabilsinler.

sözlüğün mesaj kutusu da biraz öyle hissetirmeye başladı bana. sanki herkes eşleşmişte sona kalanın kalbi kırılmasın diye yanındakilerin de kalbini kırıyormuşum gibi hissediyorum. galiba ilkokuldan günümüze ben insanların antipatisini böyle böyle kazanıyorum.

genelde çok keyifli olduğum anlarda insanlara laf atıp kısa sohbetler için kullanıyorum kendilerini. hem neşeme neşe katıyorum hem birileriyle konuşmuş, tanışmış oluyoruz.
"kısa" olması önemli tabi. aksi halde kendimi bile "hayır valla yavşamak gibi bi amacım yok. hayır sapık da değilim. valla muhabbet sardı sadece vs." diye ikna etmek zorunda kalıyorum. *

demin bir bakayım dedim hayati nickiyle mesajlaşmışım. lan dedim ne ara mesajlaşmışım bununla diye.

allah affetsin gerçekten kasıyor ya. bir elden geçirilmesi gerek.

güzel insanlar geldiği sürece turuncu bildirimiyle mutlu eden kutucuktur.

ne haddinden fazla dolu ne de bomboş olan mesaj kutusudur. en azından benimki öyle.

yedi sekiz aydır kapalı, kafa rahat.

(bkz: big brother is watching you).

(bkz: dutluk)(bkz: swh)

oğlum şimdi dikkatimi çekti lan. x yazar ile sohbet ibaresi var üstte. evet.