eski bir olay belki hatırlayanlarınız olacaktır. cereyan eden yer imam hatip liseli. bir öğretmen genç kızın telefonu olduğunu fark ediyor. bu telefon ders esnasında falan kullanılmıyor. buna el koyuyor. mesajlarını kurcalayıp erkek arkadaşı ile olan mesajlarını bulup bütün sınıfın önünde okuyor. bitiyor mu ? hayır. müdürün odasına götürüp, müdür yardımcısı, öğretmenler, hepsi toplanıp mesajları okuyorlar. sonra düğün var, bunları evlendirmek lazım şeklinde bir nevi kız taciz ediliyor. hatta bununla da kalmayıp aynı söylemleri aileyi arayarak aileye de yapıyorlar. kızda uğradığı taciz ve psikolojik şiddetin ardından inşaattan atlayarak aynı gün yaşamına son veriyor.

çok şaşıracaksınız ama bu kansız şerefsizler, savcılık soruşturulmasına gerek yok dediği için aile şikayetçi olmasına rağmen ceza almıyor.
olayın üzerinden 5 yıl geçtikten sonra anayasa mahkemesi öğretmenlerin yargılanmasına karar veriyor. tabi hala alınmış bir ceza yok ortada. bu şerefsizler mesleklerine de devam ediyor herhangi bir yaptırım da uygulanmadı.

sözlüğün küfürsüz olmasından dolayı söyleyebileceğim tek şey çocuklarınızı kesinlikle bu ..... liselerine, bırakın göndermeyi bulunduğu mahallede bile ev tutmayın. ülkemiz dışında, afrika ülkeleri dahil şu olayı yapan öğretmenlerin ceza almayacağı bir sistem olduğunu sanmıyorum. en azından hukuk yoksa halk yada aile bir şekilde cezasını keserdi bu namussuzların.


liseli n. okula cep telefonu götürdü. telefonu fark eden öğretmen, erkek arkadaşıyla yazışmalarını herkesin önünde okudu. n. ailesinden çok korkuyordu. tüm ısrarlarına, hatta yalvarmalarına rağmen öğretmeni ve müdür yardımcısı birlikte ailesini aradı. n. okul çıkışında bir inşaattan atlayarak hayatına son verdi. başsavcılık kovuşturmaya gerek yok dedi, dosyayı kapattı. tam 5 yıl sonra anayasa mahkemesi öğretmenlerin yargılanmasına karar verdi.

n. henüz 15'indeydi. babası işçi, annesi ev hanımıydı osmaniye'de yaşıyorlardı. o gün (28 aralık 2016) babası iş için şehir dışına gitmişti. annesi ise epilepsi hastası kardeşini hastaneye götürecekti.

aralarında iletişim kurabilmek için annesi telefonunu n.'ye verdi. n. okula telefonla gitti. tedirgindi. çünkü okuduğu imam hatip lisesi’nde telefon kullanmak yasaktı. öğretmenleri denetim yapacağını öğrenince telefonu başka sınıftaki arkadaşı g.k.'ya verdi.

sonra geri almak istediği sırada öğretmeni h.c.k. durumu farketti. n. telefonunu alamadan hemen sınıfına döndü. öğretmen işin peşini bırakmadı. diğer sınıfa girdi. telefonu g.k.'dan aldı. tüm sınıfın önünde birkaç dakika telefonu kurcaladı. bazı mesajları sınıfın huzurunda okudu. telefonla birlikte sınıftan çıktı.

“bunların evlenmesi gerek”

müdür yardımcısının odasına gitti… telefonu kurcalamaya, gelen mesajları okumaya devam etti. mesajlar c.m. adlı birinden geliyordu. çok geçmeden onun da aynı okul öğrencilerinden olduğunu anladı. müdür yardımcısına ve odadaki birkaç öğretmene “bunların evlenmesi gerek, düğün ne zaman?” diye alay etti.

müdür yardımcısı, n.'yi çağırdı. n., c.m. ile aralarında duygusal bir ilişki olduğunu kabul etti. n. ailesinin aranmaması için ısrarcı oldu hatta yalvardı ama dinleyen olmadı. veliler arandı. öğretmen, c.m.'nin babasına n.'nin duyacağı şekilde, “evlilik işi var, düğün düğün…” diyerek alaycı bir tavırla durumu aktardı. n'nin annesi de arandı ve okula çağırıldı. ancak hastanede olduğu için n.'nin dayısı okula çağrıldı.

velilerle konuşulduktan sonra n. ve c.m. sınıflarına gönderildi. n. çok tedirgindi. yakın arkadaşı m.g.'ye kısık sesle bir erkek arkadaşı olduğunu annesi öğrenirse kendisini yüksek bir yerden atacağını söyledi.

“canını sıkma bir yolunu buluruz”

derslerin sona ermesinden sonra n. arkadaşı m.g. ile okuldan çıktı. annesi öğrenirse kendisini binadan atacağını defalarca tekrar etti. m.g. asla böyle bir şey yapmamasını telkin etti. c.m. de yanlarına geldi. “canını sıkma bir yolunu buluruz” dedi. m.g. ayrıldı. bir süre yürüdüler. n. farklı bir yola girince m.g. uyardı. n., “halam gile gideceğim” dedi.

“seni seviyorum”

biraz daha yürüdüler… c.m.'ye “sen git” dedi. ayrıldılar, ama c.m ağladığını görünce dayanamadı tekrar yanına gitti. “kendini üzme çözülür” dedi. n., “beni bir kere bu olay yüzünden uyardı zaten, duyarlarsa beni döverler” dedi. sarıldılar. n., “seni seviyorum” dedi. “halam gile yaklaştık seni görmesinler” dedi. ayrıldılar.

otopsi yapıldı

çok geçmeden n.'nin bir inşaattan atlayarak intihar ettiği haberi duyuldu. başsavcılık derhal soruşturma başlattı. talimatlar verildi. olay yeri uzman ekiplerce incelendi. her açıdan fotoğraflar çekildi, krokiler çizildi, deliler toplandı. tutanaklar tutuldu. otopsi yapıldı. genel beden travmasına bağlı kırıklarla birlikte iç organ yaralanmasıyla gelişen iç kanama sonucu ölmüştü.

aile şikayetçi oldu

aile bir hafta sonra şikayetçi oldu. okul idaresi, öğretmenler ve c.m. hakkında suçlamalar sıralandı:
intihara yönlendirme,

hakaret,
duygusal şiddet,
koruma gözetim ve yardım yükümlülüğünün ihlali,
özel hayatın gizliliğinin ihlali,
kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi,
güveni kötüye kullanma,
genel güvenliğin tehlikeye sokulması…
tanık sıfatıyla ifadeleri alındı, dosya kapatıldı

şüphelilerin tamamı suçlamaları reddetti. savcılık bu kişilerin beyanlarını “tanık” sıfatıyla aldı. başsavcılık kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi. ailenin mahkemeye yaptığı itiraz da reddedildi.

anayasa mahkemesi oybirliğiyle karar verdi

aile son olarak 15.9.2017 günü anayasa mahkemesi'ne başvurdu. yüksek mahkeme şu hükmü verdi:

kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna,
anayasa'ya güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine,
kararın bir örneğinin yeniden soruşturma yapılmak üzere başsavcılığa gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.


buradan
devamını gör...
imam hatipler günümüzde okul değil, beyinlerin yıkandığı, baskının zirvede olduğu pis binalardır.
devamını gör...
tek tarafın beyanıyla karara varmamak gerek. benim aklım okuldaki tüm öğretmenlerin aynı oranda bu kadar mal olabileceğini almıyor açıkçası.
devamını gör...
yıllar önce meslek lisesinde okuduğum zamanlarda bölüm hocalari tarafından içtimaya geçer çantalarımız kontrol edilirdi. erkek ogrencileri erkek hocalar, kiz öğrencileri ise bölümün tek kadin hocası kontrol ederdi. amaçları sigara,çakmak, uyuşturucu vs gibi şeylerin olup olmadığını kontrol etmek ve okulda sigara içmeyi kısıtlayıp gerektiğinde velilere durumu haber etmekti.

o zamanlar da erkek arkadaşım vardı. bana kolye hediye etmişti. onu da güzelce bir kutuya koymuştu.
ben de okulda takmak istemedim ve sırt çantamın içine kutusuyla beraber koymuştum.
yine sabah içtimasi yine kadin hoca tarafından kontrol ediliyor çantalarımızı. kolyeyi ve kutusunu görünce eline aldı inceledi koydu. çantaları aramaya devam etti.
o günkü derslerim bitti ve eve gittim. annem çağırdı yanına. "çantandaki kolyeyi ve kabını getir bakalım"dedi. anladim ki çantamı arayan kadin hocamiz, hemen anneme anlatmış kendini zerre ilgilendirmeyen konuyu. hoş annem de dünyanın en anlayışlı insanıdır. sevgilim olduğunu da biliyordu o zamanlar. sadece okula bir daha götürme çalınmasın vs. tarzı bir şey demişti. bu haberi okuduktan sonra annemin anlayışı karşısında bir kere daha şükrettim. zaten insanların geri kalmışlıkları, elalem ne der düşünceleri, anlayışsiz halleri yüzünden bu olaylar oluyor.

hocalarin bu tarz kendilerini ilgilendirmeyen konulara burnunu sokmasına oldu bitti sinir olmuşumdur. o günden sonra da o hocamı sırf bölümde ki tek kadin hoca diye çok sever ve çokça da saygı duyardım, onun bu tarz bir hareket yapması kendisinden soğutmustur.

t: bu olaya gelecek olursam da; onları alakadar etmeyen konulara insanların burnunu sokmasi sonucu bir kızın hayatının mahvolmasi olayı.

okullarda telefon kullanımının yasak olmasi gibi bir duruma ilk defa şahit oldum. en kotu bir dershane de bile kutulara dolaplara konulur telefonlar ve ders bitiminde alınırdı. hocanin öğrencinin telefonunu karıştırma gibi bir hakki yoktur. yeri geliyor evladının telefonunu kurcalamiyorsun, öğretmene ne oluyor ? telefon kişisel bir kullanım aracıdır.
öğretmenin " bunların evlenmesi gerekiyor,düğün var " gibi saçma bir öneri de bulunması,düşüncesini dile getirmesi gerek şaka gerek gerçek farketmeksizin saçma. ona mı kalmış milletin ahlak bekçiliği?
gencecik bir kızın hayatını mahvetmisler, çalmışlar. ahlak bekçiliği yapacaklarına bunun vebalini nasıl taşıyacaklar ömür boyu biraz ona kafa yorsunlar!! hoş tabi varsa...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"öğrencinin ölümünden cep telefonunu alan öğretmenler sorumlu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim