oje süren erkek

punk grubu üyesidir.

isteyen istediğini sürer giyer ne yapalım yani.

ayarladığım, ayarlattığım cihazların ayar (bkz: trimpot)larını sabitlemek için oje sürmek dahil mi buna

yalnız tırnaklara oje çok iyi gelmiyor arada dinlendirse iyi olur

eğer kızınız varsa muhakkak deneyimlemişsinizdir. sadece oje mi? ful makyaj yaparlardı bana...sonra kikir kikir kikir....

dünyanın en açık görüşlü insanlarından biriyim ama bu manifestonun altındaki temel vurguyu hala anlayamadım. erkeklerin fiziksel estetiğine ters düşen bir aykırılık olduğunu düşünüyorum. bir şekilde nedense bana hep zorlama bir duruş gibi geliyor özellikle türkiye'de hala " kadın ve erkek eşitliği" için savaşırken, ortada böyle bir yapaylık filizlenmesini düşünce değişimi ya da toplumun evrimi olarak değil, sadece bireysel ilgi çekme ihtiyacı olarak görüyorum.

insanlar fikirleri ile savaş açar, tırnakları ya da stilleriyle değil.

kırmızı sürse bari ayoll .s.s

olmasın lütfen.

itachiye çok yakışmaktadır

(bkz: eksik erkek)

tamamlayıcı rolü alabilen minnoştur = abilerim.
sol elimle sürerken pürüz veya taşma oluyor. (pek renkli sürmem ama manikürden sonra canım soft çeker arada.) böyle olunca oje de ziyan oluyor, sinirlerim de yıpranıyor. o yüzden annemler yokken onlardan medet umarım.
ve "kabul edecekmişim gibi ojeyle gelmiş. al şu tuhaf kokulu boyanı ve çık odamdan." demişti başta. ben de "ne yani sen şimdi şu fırçayla şu tırnaklara oje süremeyecek kadar beceriksiz misin? beni kovacağına doğrudan söyleseydin anlardım abi." deyip gitmeye yeltenirken "getir bir deneyeyim. en fazla ne kadar zor olabilir ki?" demişti. ben de içimden gülüyorum tabi. "getireyim bari, yalnız fırçaya sulu fırça muamelesi yapıp ucunu bozarsan yenisini alırsın." demiştim.
bir süre sonra "ete değil tırnağa süreceksin, bak bu et, bu tırnak." diye gösteriyordum biraz alayla gülerek (sinir etmek için) o an hafifçe kafama vurmuştu. "kıt'a anlatır gibi anlatma, ayrıca kapat çeneni şimdi halledeceğim." diye bir odaklanmış ve bir ciddiyetli anlatamam. kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyorum. 6-7 kere sürdü, ben onlara sürdürmeden israf yaptığımı düşünüyordum ta ki sürdürene kadar ama öyle komikti ki ojeyi bitirseler yine kalkmazdım. sinirlenince parmağımı sıkıyor fark etmeden "hey heyy sinirine sahip çık, parmağımda şiddete dönüşmek üzere." diye uğraşıyordum. mahcup olup bir süre sonra yine aynı şekilde ama kaşınan biraz bendim. ondan yine demedim.
sürdüğünde "işte buuu, o kadar emek verdin ki silmek yerine tırnağım uzayınca keserek gitsin istiyorum. :)" dedim ve abim biraz kabaran horoz ama mütevazı bakışlı. "oldu işte hadi git, kurumadan bozarsan aklını alırım ama." dedi sinirli ve şakacı tonda. "o kadar çift kat yaptın sakin ol, dikkat edeceğim." deyince ikimizde kahkaha attık.
biraz alıştı ve sürmediğimde "diğer kızlar hep sürüyor sen ise ayda 1-2 defa. bence daha fazla sür."
"hadi canımmm, öyle miymiş, sen kardeşinin kimyasala fazla maruz kalmasını isteyecek kadar mı seviyorsun, hayırdır abi?" diye anlamamazlığa vurup bozulmuş gibi yapınca abim afalladı. "haklısın biraz öyle oldu, özür dilerim." deyince "seni anladım merak etme ama akrilik ya da guaj boya kullanmalısın. ya da sentetik tırnaklarım var onları boya istersen?" deyince sanki istedikleri bunlar değilmiş gibi hallere girdi, gıcık herif.
ben enselerini düzeltirken ya da komple tıraş ederken bu hâllere girmiyorum ama. sevimsizlerr. (:

(bkz: zeki müren)
çocukken kendisini şarkı söylerken izlediğimizde, o şarkıyı söylediği mekan da evinin bir köşesinde masa, sandalye, mobilyası oluyordu, kollarını masaya koyup ellerini kameraya gösterdiğinde parmağındaki yüzükleri ve tırnağında ojesi görünürdü. kendi kendimize sorardık, bu sanatçının adı zeki, nasıl oluyor da kadın gibi makyaj yapıp, oje sürüyor. gerçekten kadın mı yoksa erkek mi? sesi kadın gibi ama kendisi ve ismi erkek ... o zaman üçüncü cinsiyet kavramına aklımız ermiyordu.