hikaye-öykü / edebiyat
8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

bir mahir ünsal eriş kitabıdır.

toplam sekiz öyküden oluşan bu güzel kitap ismini bir yıldız tilbe sözünden almakta.

bir okuma şansına erişen biri ise okumaz diye evlendirilen iki kız çocuğu vardır öykülerden birinde. ülkemde kızlar ya okur ya evlendirilir ve biz ancak olduğu kadar güzel kalırız.

bu devirde babasız okumak zor, önceki devirlerde de öyleydi. ama bir yol bulmak gerekir. okumak için, hayatta kalmak için, yaşayabilmek için her yol mübah. çünkü bir olduğu kadar güzeliz.

bazen kanatlarımız olsa isteriz. uçsak uçabildiğimiz kadar. şöyle tepeden baksak dünyaya. dünya bize baksa, biz olduğu kadar güzel olsak.

eski bir tanıdığa rastlamak güzeldir. eski bir öğretmene. peki eski ve korkutucu bir müdür yardımcısına? aynı arabada bir dolu anıyla, olduğu kadar güzel anılarla.

ve feridun. okuduğum zaman en beğendiğim öykü idi. sonra filmi de çekildi. çok kötü değildi film ama öykünün yerini tutmadı. feridun tam olarak kendisi idi. günlerce evden çıkmayıp çıkınca tanımadığı bir düğüne giden feridun. aidiyet duygusunu hisseden feridun.

okuyun bu kitabı, okuduğunuz kadar güzelsiniz.
devamını gör...
mahir ünsal eriş'in kalemine hayran bırakan öykü kitabı.
aslında adı bile kendisini ele veriyor; olduğu kadar güzeldik.
hayatın kırık dökük küçük hikayelerini; hayatla bir derdi olan ve kıyıda köşede kalmış küçük insanların olmaya çalıştığı kadar iyi olabilmesini ve tüm bunların naifliğini çok sıcak öyküler içinde okuyorsunuz kitapta.

küçük hayatlar ve küçük insanlarla ilgili her öyküye ilgim var ve kitabı tekrar elime alıp sayfaları çevirdikçe, karakterleri hatırladıkça yüzümde bir tebessüm oldu.
ve o kadar çok yerin altını çizmişim ki; oturup bir daha okumak daha avantajlı olabilir.


bir de yalnızlık var, onu da hesaba katmak lazım. ilk başlarda onsuzluk sanıyorsun bunu ama değil, basbayağı yalnızlık işte. aynalarda kendini görmekten sıkılacak kadar yalnızlık, yatağa yattığında kendi kokunu duymaktan öğürecek kadar... kimseyi istemiyorsun yanında, ama durup durup da yalnızlıktan şikâyet edesin geliyor. bir şeyden şikâyet edebilmek için bile insan lazım. öyle hileli bir şey bu. istiyorsun ki hep senin terk edilişinden bahsetsinler, hep seni yalnız bırakana lanetler okusunlar topluca, "sen de ne çok severmişsin be kardeşim!" desinler, "hak etmiyor, kızgın alevlere gelsin inşallah; sen hiç üzme kendini!" deyip hep sırtını sıvazlasınlar. olmuyor ama. bir dinliyorlar, iki dinliyorlar. sonra bir bakıyorsun, sen anlatırken onlar telefonlarıyla oynuyorlar, saatlerine bakıyorlar, sigara paketinin naylonundan çiçekler yapmaya uğraşıyorlar. senin de içinden gelmiyor işte ondan sonra, kendi kendine kalıyorsun. "hay ben böyle aşkın ıstırabını!" deyip kalaylayamıyorsun çünkü, aşk da senin ıstırap da. ondan sonrası aynada kendi yüzün, yatakta kendi kokun, evin içinde şikâyet bile edemeyeceğin, kendi dağınıklığın.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"olduğu kadar güzeldik" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim