ölüm; bir varmis bir yokmuş diyor, jose saramago. başladıgı gibi de bitiriyor. böyle bir gercegin çildirtma konusuna dair başta cagrisim yapan bu şahane eseri önererek konu hakkinda birkac sey yazmak istiyorum; öncelikle evet, ölüm fikri hakikaten de beni ziyadesiyle korkutan bir gercek. daha dogrusu ölümün kendisi degil de sonrasi, nihayetinde etrafimizda bu aci gercekle topraga biraktigimiz nice insan var, bi kere alistik bu gercege. peki ya sonrasi; ben ahiret inanci taşimayan bir insan olarak ne zaman bu fikre kapilsam gercek anlamda irkildigim cokca oluyor. yok olmak fikri evet, daha önce hic var olmamis, buralara hic ugramamis, hicbir aci ya da tatli hikayesi olmamis gibi öylece yok olup gitmek...
ben bunlari yazarken bile yok olunca bunlarin hicbirini animsamayacak olmayi kabul edemiyorum mesela. evet belki yok olmaktan haberimiz olmayacagi icin bir nebze de olsa gönlümüzü ferah tutabiliriz ama yok olacagimizi biliyoruz işte, bu bilinc sahibi varlik birgun hic yasamamis, var olmamis gibi öylece yok olup gitmeyi kabul edemiyor, belki etmemeli de; burdayim şuan, bunlari yaziyorum, nefesimi, varligimi hissediyorum ama bu, şu andan ibaret işte. böyle bir an ne hatirlanacak ne de yaşanmis gibi bir anlami olacak, bomboş yani tamamen. hakikaten hicbir anlami yok, bunun kelimelerle tarifi o kadar güc ki ama inanin oturup bunu dusundugum, yogunlastigim zaman kalp atislarim hizlanmaya basliyor, oturdugum yerden irkilerek kendime geldigim oluyor. korkunc, hakikaten. neyse tarif etme kismini burada birakarak bir nebze de olsa kabullenme ve ikna olma kismina gecmek istiyorum; bencilce olma kismi. evet, bu söylem ya da hissi biraz bencilce bulabiliriz bi yerde, nihayetinde herkes ölüyor; dünyaya cok guzel işler birakmis, adini tarihin tozlu raflarina yazdirmis bir yigin insan yahut cok sevdiklerimiz ya da henüz gencliginin baharinda nice kaybettiklerimiz. hepsi yaşadi bi yerlerde bir sekilde oyaladi kendini ve sonunda bu aci ya da kimisine göre tatli gercekle yüzlesip sıyrılıp gittiler bu dünyadan, gitmeye de devam ediyorlar. kimse kalmayacagina göre de yaşayan icin de bir anlami olmayacak yaşamanin ya da yok olmanin. yani, ölümden korkumuzu yasamin kendisinde yenebiliyoruz yine, bunun farkindayim en azından. ama her şeye ragmen ben bu ölüm fikrinin cildirtan gerceginden tam olarak asla siyrilamiyorum ve muhtemelen siyrilamayacam da. ölüm; bir varmis bir yokmus, bunu kabul ediyorum, ama yok olmayı biraz zor.

(bkz: jose saramago)
devamını gör...
herkesin öleceği gerçeği içimizi biraz rahatlatıyor sanki. kaçışımız yok en nihayetinde, çıldırmak daha kötü yapmaz mı bizi? hem ne demişler: "ölümden neden korkayım ki, o geldiğinde ben orada olmayacağım."
devamını gör...
bir enrtyde özetlenemeyecek kadar ağır bir konudur.
ama şunu söylemeden de geçmek istemiyorum. belki de hepimizi çoktan çıldırtmıştır? dünyada olan bu kadar saçmalığa mantıklı bir açıklama olurdu.
devamını gör...
(bkz: alışmış olmak)

insanların mutlak sonu biliyor oluşu şaşırmamasına neden oluyor.
devamını gör...
çıldırtmadı mı acaba?

simyacılar ölümsüzlük iksirini aradılar.
eski krallar, hükümdarlar kendisiyle birlikte eşyalarını, atlarını, askerlerini gömdürdüler, öteki yaşamlarında kullanmak için.
yok olmayı, hiçliği kabullenemeyen insan ahireti, cennet ve cehennemi yarattı. bazıları yeniden doğacağına inandı.
yetinmeyen insan bilinci kopyalamaya, en azında zihni bu ebedi yok oluştan kurtarma çabasında.

iksirler, mumyalı mabetler, cennet ve cehennemler, yeniden doğuşlar ve nirvanalar, kopyalanmaya çabalanan zihinler. bunlar çılgınlık değil de nedir. insan ölümü kabul edememiştir. ölümü sonsuzluğa açılan bir kapı olarak düşünüp, çıldırtan korkusuna çare aramıştır.
devamını gör...
hergün bir yakınınızın kaybına şahit olmadığınız içindir. duygusal ve fiziksel yakınlık duyguların daha yoğun yaşanmasına yol açar. sizin sokağınızda hiç tanımadığınız birinin ölümüyle, 1000 km ötedeki bir şehirde hiç tanımadığınız birinin ölümünden aynı şekilde etkilenmezsiniz. tabi bir de duygusal yakınlık durumu var, bağ kurabildiğiniz insanların kaybı doğal olarak sizi daha fazla etkiler.

şimdi düşünelim, ölüm fikri mi insanları çıldırtmıyor yoksa ölüme yeterince maruz kalmıyor muyuz? mesela savaşlar neden travmatik?

tabi ölümü ölmekte olana bırakmamak gerek, çünkü ölüm fikri yaşamı anlamlı kılar. sonlu bir hayatımız olduğunu hatırlamamız, yaşamımızı kendi isteklerimiz doğrultusunda sürdürmemize yardımcı olur.
devamını gör...
kaybedilen yakınlar sayesinde ölüm olgusunu sık sık hissedenleri çıldırtmaz. insan her şeye olduğu gibi ölüme de alışıyor.
devamını gör...
"ben insanları arabanın camına vuran yağmur damlalarına benzetiyorum. bazen, bir damla aşağı doğru kayarken, başka bir damlaya karışıp güçlenerek daha hızlı ilerler. ben de sana karıştım aşkım. insanlar acımasız, savurgan. hiçbir şey başına gelmeyecek gibi davranıyorlar. bir gün şoförün camı açacağı hiç düşünmüyorlar."
devamını gör...
aslında insan ölümden değilde amelden korkar.hesap vermekten korkar..
devamını gör...
3 senedir hemen hemen her ay doktordan duyduğum için artık rutinim oldu bu fikir. yani anlamı, ağırlığını yitirdi bende.
devamını gör...
kötü tarafından bakmayın, insan hayatı boyunca bir ev, araba için 60 yıl çalışıyor.
6 yaşında başlıyor mücadelemiz aslında, sonrasında meslekti askerlikti, işti, evlilikti derken ömür bitiyor.
bu kez çocukların için uğraşıyorsun, tarih tekerrür ediyor. yaşam kadar ölümde bir gerçek önemli olan bu zaman dilimini, iyi geçirebilmek.
devamını gör...
çünkü insanların sadece yaşadığı günü düşünmesinden kaynaklıdır.

bizim gibi insanlığı, gezegenleri ve evreni düşünen insanlar buna hiç bir şekilde anlam veremezler. ölüp gideceğiz ve yok olacağız. varlığının farkında olmak bizim için en büyük ödül ve lanet. kendimizi biliyoruz, düşünebiliyoruz, yaşayabiliyoruz ama bu bir gün bitecek. o güne kadar yapmak istediklerinizi yapın. eğer mitolojiler, dinler ve inançlar gerçek değil ise evren sahnesinde son saniyelerinizi yaşıyorsunuz ve tekrar karanlığa geri döneceksiniz.
devamını gör...
aksine sakinleştiriyor. bir gün son bulacak bu çılgınlık, bu delilik. ve hiç varolmamış gibi olacağız. ve yeniden özgür.
devamını gör...
çıldırtmasaydı şu an uyuyor olurdum!
devamını gör...
yok olacak olsaydım çıldırtmaması anormal olurdu.

''bütün lezzetleri yıkan ölümü çokça hatırlayın''
-hz muhammed
devamını gör...
hem haklı hem haksız söylem. insan çelişkilerle dolu, bazen beni de oldukça yıpratıyor. hiçbir yere gitmiyor olmak ve bilinçsizlik düşünülemez olduğu için ürkütüyor.
devamını gör...
neden korkalım ki ? 100 milyardan fazla galaksi var. zannediyor musunuz yaşamın burada son bulacağını ? bir başka galakside devam edecek hayat. ha bu insan olarak olmaz bir başka canlı olarak olur. bilemiyorum o kadar detayını. her şeyin planını yapan onu da düşünmüştür elbet. ben mi düşüneyim ?
devamını gör...
bana çok ilginç geliyor. gerçekten bu kadar koşuşturmanın tam ortasında birden aklıma geliyor neye bu telaş nereye varmaya çalışıyorum. bazen sohbet ettiğim insanların suratına bakıyorum. ve içimden bu insan yarın olmayabilir ya da ben yarın olmayabilirim diyorum. bir taraftan hayatın kendinden sonra devam edeceğini bilmek de insanın zoruna gidiyor. hani çok önemliyiz ya biriciğiz ya değiliz işte aslında hepimiz birer hiçiz. ve bu düşünceler bunu tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
devamını gör...
dünyaya gelirken sorulmadı , giderken de sorulmasını doğru bulmuyorum. anı yaşayın dostlarım anksiyete yapmaya gerek yok.
devamını gör...
kendi ölümüm değil de hayatımda ölümünün beni çıldırtacağı insanlar var. neredeyse aile mezarlığında yer kalmamış biri olarak iki gün önce kahve içtiğim, koltuğun farklı köşelerine oturup hayattan bahsettiğim, belki öptüğüm belki de seviştiğim insanın yarın olmaması fikri aşırı can sıkıcı bir şey. bir ara vermişlik değil bu, ben kafa dinlemek istedimle de alakası yok düpedüz gidiş ve bir daha gelmeyiş. ölmek fikri yok olmaktan çok öte yok edici bir şey.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ölüm fikrinin insanları çıldırtmıyor oluşu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim