1.
popüler kültürde ''dönülmez akşamın ufkundayız'' diye bilinen ''rindlerin akşamı'' şiirinde yahya kemal beyatlı şunları yazar;
dönülmez akşamın ufkundayız.vakit çok geç;
bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
evet şairin dediği gibi ''cihana bir daha gelmek hayal edilse bile, siz yine de fazla avunmayın böyle bir teselli ile''
öteki tarafta bir hayat yok. bunun avuntusundan vaz geçip tek ömrümüzü mümkün olduğunca onurlu, düşmeden ve kimseyi incitmeden yaşamakta yarar var. hak yemeden ve zerre hakkımızı yedirmeden yaşamakta ustalaşabileceğimiz kocaman bir ömür.
cennet, cehennem diye bir yerler yok demiyorum. elbette var. fakat ömer hayyam'ın da dediği gibi;
yaşamın sırlarını bilseydin,
ölümün sırlarını da bilirdin,
bugün aklın var bir şey bildiğin yok,
yarın akılsın neyi bileceksin?
hayyam usta beni bağışlasın fakat ben bu yaşamla ilgili kesin bir fikre vardım. o da cenneti, cehennemi yaşamak için ölmeyi beklemek faydasız. iki yaşam da bu dünyada. iki yaşamı da yaratabilmek bizim elimizde.
dönülmez akşamın ufkundayız.vakit çok geç;
bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
evet şairin dediği gibi ''cihana bir daha gelmek hayal edilse bile, siz yine de fazla avunmayın böyle bir teselli ile''
öteki tarafta bir hayat yok. bunun avuntusundan vaz geçip tek ömrümüzü mümkün olduğunca onurlu, düşmeden ve kimseyi incitmeden yaşamakta yarar var. hak yemeden ve zerre hakkımızı yedirmeden yaşamakta ustalaşabileceğimiz kocaman bir ömür.
cennet, cehennem diye bir yerler yok demiyorum. elbette var. fakat ömer hayyam'ın da dediği gibi;
yaşamın sırlarını bilseydin,
ölümün sırlarını da bilirdin,
bugün aklın var bir şey bildiğin yok,
yarın akılsın neyi bileceksin?
hayyam usta beni bağışlasın fakat ben bu yaşamla ilgili kesin bir fikre vardım. o da cenneti, cehennemi yaşamak için ölmeyi beklemek faydasız. iki yaşam da bu dünyada. iki yaşamı da yaratabilmek bizim elimizde.
devamını gör...
2.
insanın anlam arayışı...
bu meseleyle ilgili yücelerden bir ayet inmiş değildir. bunlar hep insanın iddiasıdır.
bence yoktur. ölüm bir sondur. maddeden müteşekkiliz. ama duygumuz var.. ama şöyle..
olabilir.
gördüğüne iman etmelisin, duyduklarına değil.
çürüyorsun. ruhun sen yaşarken dallanır budaklanır. sen eğer ortaya bir eser koyabilirsen başkalarında canlanır.
tohumlarını saçabildiğin kadar yaşarsın dünyada.
ruhun, duyguların sendeki zenginliklere göre başkalarında yüzlerce sene sonra bile yaşar.
ebediyet uydurma. insan insanda var olur, yaşar. genlerini aktarırsın bu çok önemli değildir. ama ruh önemli.
bu meseleyle ilgili yücelerden bir ayet inmiş değildir. bunlar hep insanın iddiasıdır.
bence yoktur. ölüm bir sondur. maddeden müteşekkiliz. ama duygumuz var.. ama şöyle..
olabilir.
gördüğüne iman etmelisin, duyduklarına değil.
çürüyorsun. ruhun sen yaşarken dallanır budaklanır. sen eğer ortaya bir eser koyabilirsen başkalarında canlanır.
tohumlarını saçabildiğin kadar yaşarsın dünyada.
ruhun, duyguların sendeki zenginliklere göre başkalarında yüzlerce sene sonra bile yaşar.
ebediyet uydurma. insan insanda var olur, yaşar. genlerini aktarırsın bu çok önemli değildir. ama ruh önemli.
devamını gör...
3.
maddeden dem vurup ruhtan bahsetmek de iyiymiş. demek ki herkesin işine geldiği kadarı var.
devamını gör...
4.
(bkz: ahiret)
devamını gör...
5.
olduğuna inanmak istiyorum. bunun birçok nedeni var .herkes yaptıklarının bedelini bu kısımda ödemiyor. bir yandan da sıkıcı ya ne bileyim amaaan .
devamını gör...
6.
fizik ötesi dolayısıyla üzerinde ampirik çalışmalar yapılamayan, bence kişinin kendine ait olması gereken düşünce.
hayvanlara göre var mıdır? yoktur. insan bir hayvan mıdır? evet. o halde ikisini farklı kılan ne? bilinç, kurgu. tasarlama, yaratma. bu da bilginin işlenmesi demek. ölümden sonra yaşam da neden şekillenmesin?
hayvanlara göre var mıdır? yoktur. insan bir hayvan mıdır? evet. o halde ikisini farklı kılan ne? bilinç, kurgu. tasarlama, yaratma. bu da bilginin işlenmesi demek. ölümden sonra yaşam da neden şekillenmesin?
devamını gör...
7.
müslümanlar için tekrar dirilme ile ilgili ayetler.
yasin suresi
78. (o,) kendi yaratılışını unutarak bize misal getir(meye kalkış)tı: “şu kemikleri, hem de çürümüşken, kim diriltecek?” dedi.
79. (resûlüm!) de ki: “onları ilk defa yaratan diriltecek. o, her yaratmayı bilendir.”
kıyamet suresi
1. yemin ederim o kıyâmet gününe!
2. yemin ederim (gafletten uyanıp günahına karşı) kendini çokça ayıplayan o nefse.
3. insan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?
4. evet, onun parmak uçlarını bile (en ince çizgisine kadar yeniden) düzenlemeye kâdiriz.
5. fakat insan, önündeki (kıyâmet günü)nü yalan saymak ister.
6. “kıyâmet günü ne zaman?” diye sorar.
7-8-9. ama, göz (dehşetten) kamaştığı, ay tutulduğu, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman,
10. (işte) o gün insan: “kaçacak yer neresi?” der.
11. hayır! hiçbir sığınacak yer yoktur.
bakara suresi
259. yahut o kimseyi (görmedin mi) ki (binalarının) duvarları, (çöken) çatılarının üzerine yıkılmış olan bir kasabaya uğradı da, (kendi kendisine): “allah bunu (böyle harap bir yeri), ölümünden sonra nasıl diriltecek?” dedi. bunun üzerine allah da onu, yüz yıl ölü bıraktıktan sonra diriltti. “ne kadar (ölü vaziyette) kaldın?” dedi. o da: “bir gün veya bir günün birazı kadar kaldım.” dedi. (allah:) “hayır yüz yıl kaldın, işte yiyeceğine ve içeceğine bak, bozulmamış. bir de eşeğine bak; (onun kemikleri kalmış. böyle yapmamız) seni, insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. şimdi o kemiklere bak, onları nasıl yerli yerine getirip sonra ona et giydiriyoruz.” dedi. o, (merkep dirilip de eski halini alarak) kendisine apaçık belli olunca, şöyle dedi: “artık biliyorum ki allah, şüphesiz her şeye kâdirdir.”
260. vaktiyle ibrahim de: “ey rabbim! ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. (allah da:) “ne o, yoksa inanmadın mı?” dedi. “evet (inandım), fakat kalbimin iyice mutmain olması için (görmek istedim).” dedi. (allah) buyurdu ki: “öyleyse dört (cins) kuş yakala, onları kendine alıştır (sonra iyice kesip doğra) ve her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır; koşa koşa sana gelirler.” bil ki allah, (dilediği her şeyde) mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
rum suresi
27. (mahlûkâtı) ilkin yaratan, (öldükten) sonra onu (mahşer günü aynen yaratmayı) tekrar edecek olan o’dur. bu, o’na göre pek kolaydır. göklerde ve yerde en yüce sıfat(lar) o’nundur. o, mutlak galiptir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir.
yasin suresi
78. (o,) kendi yaratılışını unutarak bize misal getir(meye kalkış)tı: “şu kemikleri, hem de çürümüşken, kim diriltecek?” dedi.
79. (resûlüm!) de ki: “onları ilk defa yaratan diriltecek. o, her yaratmayı bilendir.”
kıyamet suresi
1. yemin ederim o kıyâmet gününe!
2. yemin ederim (gafletten uyanıp günahına karşı) kendini çokça ayıplayan o nefse.
3. insan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?
4. evet, onun parmak uçlarını bile (en ince çizgisine kadar yeniden) düzenlemeye kâdiriz.
5. fakat insan, önündeki (kıyâmet günü)nü yalan saymak ister.
6. “kıyâmet günü ne zaman?” diye sorar.
7-8-9. ama, göz (dehşetten) kamaştığı, ay tutulduğu, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman,
10. (işte) o gün insan: “kaçacak yer neresi?” der.
11. hayır! hiçbir sığınacak yer yoktur.
bakara suresi
259. yahut o kimseyi (görmedin mi) ki (binalarının) duvarları, (çöken) çatılarının üzerine yıkılmış olan bir kasabaya uğradı da, (kendi kendisine): “allah bunu (böyle harap bir yeri), ölümünden sonra nasıl diriltecek?” dedi. bunun üzerine allah da onu, yüz yıl ölü bıraktıktan sonra diriltti. “ne kadar (ölü vaziyette) kaldın?” dedi. o da: “bir gün veya bir günün birazı kadar kaldım.” dedi. (allah:) “hayır yüz yıl kaldın, işte yiyeceğine ve içeceğine bak, bozulmamış. bir de eşeğine bak; (onun kemikleri kalmış. böyle yapmamız) seni, insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. şimdi o kemiklere bak, onları nasıl yerli yerine getirip sonra ona et giydiriyoruz.” dedi. o, (merkep dirilip de eski halini alarak) kendisine apaçık belli olunca, şöyle dedi: “artık biliyorum ki allah, şüphesiz her şeye kâdirdir.”
260. vaktiyle ibrahim de: “ey rabbim! ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. (allah da:) “ne o, yoksa inanmadın mı?” dedi. “evet (inandım), fakat kalbimin iyice mutmain olması için (görmek istedim).” dedi. (allah) buyurdu ki: “öyleyse dört (cins) kuş yakala, onları kendine alıştır (sonra iyice kesip doğra) ve her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır; koşa koşa sana gelirler.” bil ki allah, (dilediği her şeyde) mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
rum suresi
27. (mahlûkâtı) ilkin yaratan, (öldükten) sonra onu (mahşer günü aynen yaratmayı) tekrar edecek olan o’dur. bu, o’na göre pek kolaydır. göklerde ve yerde en yüce sıfat(lar) o’nundur. o, mutlak galiptir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir.
devamını gör...