1.
hedef kitlenin iknasını, direncini kırarak gerçekleştirme stratejisidir. burada ürünü parlatmak yerine duygu ve düşünceyi etkileyerek davranış değişikliği oluşturulur.
insanları yönlendirmek amacıyla sadece "şunu yap" veya "bunu asla yapma" demek çoğu kez yarar sağlamaz. kişi ya da kitle söylediğinizi yapmaya mecbur değilse ikna etmede bir geçerliliği ve insanlar üzerinde bir etkisi yoktur. biri zaten yapacağımız bir şeyi yapmamızı söylediğinde yapmamanız ya da cinnet geçirerek yapmamız gibi. yine de emir kipini en çok reklamlarda görürüz; "hemen tıkla" "fırsatı kaçırma" "şimdi dene" vesaire. bunlar alıcıyı harekete geçirmek ve aksiyon almak amacıyla kullanılan ifadelerdir ve belli bir plan dahilinde sunulurlar.
bu nedenle daha planlı bir yol izlemek gerekir ki istenen davranış değişikliği yaratılsın. omega stratejilerinde bu plana duygular dahil edilir.
korku, hedef kitleyi harekete geçirmede en etkili yollardan biridir. çağlar boyunca kah yırtıcılardan kah karanlıktan kah tanrıların gazabından korkup durmuşuz, bizi daha iyi ne yönlendirebilir ki? bununla ilgili oldukça sıradan bir örnek vereceğim: bir diş macunu reklamı. bu reklamda hedef kitleyi satın alma davranışına ikna etmek için diş kaybı vurgulanıyor. kişi ister istemez korku duyup o ürüne yönelebilir. fakat bu sadece bazı insanlarda işe yarar ve kişiyi satın almaya yönlendirir ama kayıtsız kalanlar için daha gelişmiş bir yöntem gerekir.
bunun için korkunun üzerine pişmanlık eklenir ki davranış değişikliği kaçınılmaz olsun. insanlar bir davranışı yapmadıklarında duyacakları pişmanlığı göz önünde bulundururlarsa eylemlerinde değişikliğe daha yatkın olurlar. o pişmanlık duygusu elbette bir kurgudan ibarettir ve kişi hiçbir pişmanlık duymayabilir ancak bu düşünceye yönlendirildiği andan itibaren bu pişmanlığı içinde yaşatma potansiyeli taşır ve davranış değişikliği buna bağlı gelişir. hedef kitle o pişmanlığı yaşamaktan kaçınmaya çalışacaktır.
insanların pek çoğu geçerli bir dayanakları olmasa bile bir şeylere inanırlar ve bazı şeyleri reddederler. bu inancı kırabilecek şey kitlenin ürünü deneyimlediğinde neler hissedeceğini hayal ettirmektir. hassas dişlerimiz olduğunu farz edelim. televizyonda bizimle aynı sorundan muzdarip biri var ve x macunu kullanınca birden buzlu suyu dahi rahat rahat içebiliyor. aniden biz de hayal ediyoruz: "ben de x'i kullandığımda bir bardak buzlu suyu çatır çutur içsem, nasıl güzel olurdu." diye iç geçiriyoruz, olayı zihnimizde canlandırıyoruz ve bu da bizi satın almaya yönlendiriyor.
elimde iki zarf var, zarflardan birinde 100 diğerinde ise 10 tl var, sadece ikisinden birini seçebilirsiniz. eğer hiçbir seçim yapmazsanız size 50 tl vereceğim. 50 tl garanti para ve elde etmek için şansa ihtiyacınız yok. 100 tl kazanmak için ikide bir şansınız var. neden şans oyunu oynamayı tercih edersiniz?
1) 100 tl kazandığınızda yaşayacağınız mutluluğu hayal edebilirsiniz.
2) daha da önemlisi, bir tercih yapmadığınızda 100 tl'nin seçmeyi düşündüğünüz zarfta olmasının size yaşatacağı pişmanlığı göz önünde bulundurursunuz. adeta o pişmanlık içinize çöreklenir ve bundan kaçınmaya çalışırsınız.
omega stratejileri bu ve benzeri birçok yöntemle hedef kitlenin direncini kırar ve davranışta değişiklik yaratmayı hedefler. bu strateji, herhangi bir ürün, durum ya da kişi ile ilgiliyi iknayı sağlamak için sıklıkla tercih edilir.
insanları yönlendirmek amacıyla sadece "şunu yap" veya "bunu asla yapma" demek çoğu kez yarar sağlamaz. kişi ya da kitle söylediğinizi yapmaya mecbur değilse ikna etmede bir geçerliliği ve insanlar üzerinde bir etkisi yoktur. biri zaten yapacağımız bir şeyi yapmamızı söylediğinde yapmamanız ya da cinnet geçirerek yapmamız gibi. yine de emir kipini en çok reklamlarda görürüz; "hemen tıkla" "fırsatı kaçırma" "şimdi dene" vesaire. bunlar alıcıyı harekete geçirmek ve aksiyon almak amacıyla kullanılan ifadelerdir ve belli bir plan dahilinde sunulurlar.
bu nedenle daha planlı bir yol izlemek gerekir ki istenen davranış değişikliği yaratılsın. omega stratejilerinde bu plana duygular dahil edilir.
korku, hedef kitleyi harekete geçirmede en etkili yollardan biridir. çağlar boyunca kah yırtıcılardan kah karanlıktan kah tanrıların gazabından korkup durmuşuz, bizi daha iyi ne yönlendirebilir ki? bununla ilgili oldukça sıradan bir örnek vereceğim: bir diş macunu reklamı. bu reklamda hedef kitleyi satın alma davranışına ikna etmek için diş kaybı vurgulanıyor. kişi ister istemez korku duyup o ürüne yönelebilir. fakat bu sadece bazı insanlarda işe yarar ve kişiyi satın almaya yönlendirir ama kayıtsız kalanlar için daha gelişmiş bir yöntem gerekir.
bunun için korkunun üzerine pişmanlık eklenir ki davranış değişikliği kaçınılmaz olsun. insanlar bir davranışı yapmadıklarında duyacakları pişmanlığı göz önünde bulundururlarsa eylemlerinde değişikliğe daha yatkın olurlar. o pişmanlık duygusu elbette bir kurgudan ibarettir ve kişi hiçbir pişmanlık duymayabilir ancak bu düşünceye yönlendirildiği andan itibaren bu pişmanlığı içinde yaşatma potansiyeli taşır ve davranış değişikliği buna bağlı gelişir. hedef kitle o pişmanlığı yaşamaktan kaçınmaya çalışacaktır.
insanların pek çoğu geçerli bir dayanakları olmasa bile bir şeylere inanırlar ve bazı şeyleri reddederler. bu inancı kırabilecek şey kitlenin ürünü deneyimlediğinde neler hissedeceğini hayal ettirmektir. hassas dişlerimiz olduğunu farz edelim. televizyonda bizimle aynı sorundan muzdarip biri var ve x macunu kullanınca birden buzlu suyu dahi rahat rahat içebiliyor. aniden biz de hayal ediyoruz: "ben de x'i kullandığımda bir bardak buzlu suyu çatır çutur içsem, nasıl güzel olurdu." diye iç geçiriyoruz, olayı zihnimizde canlandırıyoruz ve bu da bizi satın almaya yönlendiriyor.
elimde iki zarf var, zarflardan birinde 100 diğerinde ise 10 tl var, sadece ikisinden birini seçebilirsiniz. eğer hiçbir seçim yapmazsanız size 50 tl vereceğim. 50 tl garanti para ve elde etmek için şansa ihtiyacınız yok. 100 tl kazanmak için ikide bir şansınız var. neden şans oyunu oynamayı tercih edersiniz?
1) 100 tl kazandığınızda yaşayacağınız mutluluğu hayal edebilirsiniz.
2) daha da önemlisi, bir tercih yapmadığınızda 100 tl'nin seçmeyi düşündüğünüz zarfta olmasının size yaşatacağı pişmanlığı göz önünde bulundurursunuz. adeta o pişmanlık içinize çöreklenir ve bundan kaçınmaya çalışırsınız.
omega stratejileri bu ve benzeri birçok yöntemle hedef kitlenin direncini kırar ve davranışta değişiklik yaratmayı hedefler. bu strateji, herhangi bir ürün, durum ya da kişi ile ilgiliyi iknayı sağlamak için sıklıkla tercih edilir.
devamını gör...