oruç tutmak

islam'ın beş temel esasından biridir. yılın belirli bir zaman diliminde 30 gün süreyle imsak ve iftar arası yiyecek, içecek ve diğer günah sayılabilecek eylemlerden kaçınmaktır.

açlığın zerafeti. en güzel ibadetlerden. insana insan olduğunu hatırlatır. haline şükretmeyi , açlığın zor imtihan olduğunu anımsatır. ramazan ayı gelirken misafirim geliyormuş gibi hissederim. ay biterken de sanki evden biri gidiyormuş gibi bir his kaplar içimi. tanımı zor yaşanması güzel olan şey.

güneş çakrasıyla alakalı güneşe tapma ritüeli. ara sıra yapılır, vücudu nadasa bırakmak gibidir vücudu dinlendirir.

sözlükteki akıştan, yemek başlıklarından anlaşılacağı üzere yazarların çoğunun yaptığı ibadet.. ibadettir insallah. kabul et tengrim. amin.

tutan arkadaşlara allah kabul etsin dediğimiz başlıktır.

mantık olarak fakir ve aç insanların halinden anlamak için yapılan ve birçok dinde bulunan olay. islam versiyonu çok saçma ama. akşama kadar aç kalıp akşam tatlıları çorbaları yemekleri gömen kaç tane fakir ve aç insan var? fakir ve aç insanlar sadece senenin bir ayı mı fakir ve aç? 1 ay günde iki öğünle aç susuz gezsem hangi fakir ve aç insana faydam dokunacak?

yatarak hiç zorlanmadığım ibadettir. sokağa çıkma yasağı var , üniversiteler kapalı durum böyle olunca uykuyla tutuyoruz.

"ama islam versiyonu çok saçma" diyen veletlerin bulunduğu başlık.

tanım: tüm müslümanlara farz olan ibadet.

akşama kadar aç aç yatıp akşam olunca tıka basa yiyerek karnı şişirmek değildir olay.
mesela dilini tutmak, onun bunun dedikodusunu yapmamak, yalan söylememek, kötü söz kullanıp kalp kırmamak da oruç tutarken yapmamız gerekenlerden bazıları.
aynı şekilde gücümüz yetiyorsa ihtiyaç sahiplerine yardım etmektir, hediyleşmektir, sokaktaki hayvalara yardım etmektir.
ınandığımız dini tanımaya çalışmaktır mesela. gün içinde kalan boş vaktimizde tefekkür etmektir. niye inandığımızı sorgulamaktır.
lan bunları hepsini yapsan zaten boş vaktin kalmaz zaten.

önceden ramazan ayının bir anlamı vardı benim için. ailem, çevremdeki insanlar daha başka gelirdi. mahallede beraber iftar sofraları kurulurdu, mesela teravih namazını, o ibadetin bana hissettirdiği şeyleri çok severdim. hala bir iki sene evvele kadar giderdim, camide bulunmak bile huzur verirdi. sonra bir şey oldu sanki, hiçbir şey bu ülkede gözüme eskisi gibi görünmüyor artık. hiçbir şeyin anlamı yok sanki. her şey gösteriş olmuş gibi. öyle bir uzaklaştım ki o sevmediğim topluluğun yaptığı her şeyden tiksinmiş gibiyim. artık oruç da tutmuyorum, teravih namazına da gitmiyorum. ben insanlığın ikiyüzlülüğünden bıkmış bir türk vatandaşıyım. açın halinden anlamak için artık oruç tutmama bile gerek kalmadı. ben anlıyorum. aç sokak hayvanı görsem doyurup su veriyorum. elimden geleni yapıyorum.

hoca oku artık bayıldık ya

fıkha göre açılış saati yanlış olan uygulama. zira ayette 'geceye kadar/leyl' ifadesi geçiyor. şimdiki diyanet (saçma sapan kurum) takvimine göre oruçlar akşam alacakaranlığında açılıyor. hatta tam karanlık değil. kimse demiyor mu abi ayette gece geçiyor. sor bakalım bir, 1400 sen öncesi arap toplumunda gece hangi vakitte başlıyor?

ayeti anlamayıp bir de üstüne takvim oluşturmak ayrı bir sorunken olayın içeriğinin boşaltılması ayrı facia. soru üstüne soru geliyor fakat diyanet cevapsız.

- orucu açtıktan sonra mescidde itikafa çekilince cinsel ilişki yasak. e peki mescidden kasıt bugünkü cami ise siz söyleyin ehli din, camide itikaftan çıkıp sevişen çift gördünüz mü?
- orucu anladık onu bir şekilde kılıfına uydurdunuz peki bu itikaf nedir hacı abi? hangimiz ramazanda itikafa girdik?
- bu 'beyaz iplik siyah iplikten ayrılıncaya kadar iyin için' ifadesi ne peki? kimse bunu sormuyor.

oruç tutmanın yani kendini belirli bir süre belirli eylemlerden beri tutmanın kurandaki manası şu; 1400 sene önce bir arap toplumu. hava sıcak. adamlar gündüz uyuyor. gece daha aktifler. tek bildikleri yeme içme ve sex. senin benim gibi evde uzanıp televizyon seyredip telefon kaydırmıyorlar. gündüz vakti, peygamber bir mesaj iletiyor bu cahil topluma. anlatacakları önemli. diyor ki bu millete (ki bunların içinde öte şehirlerden gelenler de var. sadece mekke halkı değil) 'ben size önemli şeyler anlatacağım. toplumun refahı için. ben anlatırken yok çişim geldi, yok karnım acıktı yok ben sevişeceğim demek yok. şu şu saatlerde kendinizi sakının. ben anlattım bitti sonra dağılın ne yaparsanız yapın'. hava sıcak. yemek yersen rehavet çöker. sex yaparsan aklın bulanır söyleneni anlamazsın.

işbu sebeple o koordinatta bir arap vahyi dinlemek için bazı şeylerden kendisini beri tutmak zorunda. bugünkü koordinatta siz bir kavram üzerinde çalışırken ya da bir konu araştırırken aynı şeyi yapmak zorundasınız. kendinizi bir yere kaparsınız, çalışırsınız, düşünürsünüz vs. az yer az içersiniz.

yoksa geleneksel manada açın halinden anlamak vs bunlar romantik zırvalıklar. akşam olunca hayvan gibi yedikten sonra hangi açın halinden anlamış oluyoruz? afrikada, yemende millet zaten aç. neyin orucu farz bu millete?

nefsin terbiyesidir. 24 saatin üçte ikilik kısmında (bu dönemin süresi) yasaklara uyabilmek ve bunu bir ay boyunca sürdürebilmek kolay iş değildir.

yılın tüm zamanlarında ramazan ayına denk gelip her mevsimde oruç tuttum. şunu anladım ki iş sadece manevi olarak inançtan geçiyor. aralıklı oruç yöntemiyle beslenmeye çalışan biri olarak, ramazandaki irademi diğer zamanlarda gösteremediğimi itiraf etmeliyim.

oruç tuttuğu için saygı bekleyen, oruç tutmayana 'mobbing' uygulayan, dedikodu ve gıybette hız kesmeyen, göz göre göre hak yiyenler benim için sadece aç ve susuzdur. ben orucun her anlamda bir arınma olduğunu düşünüyorum.

gerçekten oruç tutanlara saygım sonsuz ve ibadetlerinin kabul olmasını yürekten diliyorum. umarım bir ay boyunca ruhum da bedenim de arınır.

yukarıdaki yazar arkadaşa şunu söylemek istiyorum. aynı dünya sağlık örgütü hıv ile enfekte anne bebeğini emziremez derken, afrikalıysa emzirsin açlıktan öleceğine hiv'den ölsün der. günün 15 saati aç susuz kalmakla kimseye bir şey olmaz, ciddi bir sağlık problemi ve engel durumu yoksa. maalesef dünya üzerinde günlerce aç kalan, temiz içme suyuna kolayca ulaşamayan o kadar insan var ki. biz bencil ve ikiyüzlü insanoğlu ancak ibadetimizi yerine getirirken diğer insanları da hatırlıyoruz.

herkes sağlıklı falan demiş de; kimse bu konu hakkında sağlıklı olduğunu doğrulayan bir argüman, makale koymamış.
intermittent fasting yani aralıklı oruçun sağlık ve hastalık süreçleri üzerindeki etkisini belirten bir makale bırakıyorum. ımpact of intermittent fasting on health and disease processes
aralıklı yemek yemenin birçok faydası olduğu aşikar. (direkt oruçla ilgili bir makale bulamadım. bu aralıklı beslenme de günün belirli saatlerinde katı beslenmek, kalan saatlerde kahve vs. hariç 'sadece sıvı tüketilebilir' şeklinde olan bir beslenme çeşidi.) (bkz: intermittent fasting)
fakat bu dini amaçla tutulan oruçta su da içmek yok diye biliyorum. uzun süre su içmemek en başta böbrekleriniz olacak şekilde kötü etkiler oluşturabilir. uzun süre susuz kalmanın vücutta bazı etkileri:
1 - unutkanlık
2 - konsantrasyon bozukluğu
3 - baş ağrısı
4 - kabızlık
5 - saç dökülmesi ve kepeklenme
6 - emziren kadınlarda süt azlığı
7 - kas krampları
8 - böbrek fonksiyon bozuklukları
9 - idrar yolları enfeksiyonu
10 - böbreklerde kum ve taş oluşumu
oruç tutuyorsanız iftarda sahurda en az 2 litre su içmeye özen gösterin.

islam dininde ruh ve beden terbiyesi şeklinde icra edilen ibadet biçimi.

nerede nefis terbiyesi nerede zühd vera ehli nerede minimal insan yahu. nerede bir lokma bir hırka nerede?..

bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
yiyin efendiler yiyin...

sahur bulaşığı yığılmıştır, mutfaktan tanım giriyorumdur.
ah avcı toplayıcı atalarım, ah göçebe atalarım...

hem ruhen hem de bedenen iyi hissettiriyor, kendi adıma bunu söyleyebilirim.

bilinenin aksine oruç tutmak fakirlerin halini anlamak için değildir. artık şu saçmalıkları bırakın. bu ibadetin amacı insanın iradesine sahip olması,allah ın ona veridği nimetlerin değerini anlayıp ona sükretmesi içindir. yoksa fakirlerin halini bakarak da anlayabiliriz. ayrıca öyle bir şey olsa fakirler oruç tutmazdı.
"oruç bir kalkandır. oruçlu,saygısızlık yapmasın.kötü konuşmasın.eğer biri kendisine sataşırsa iki defa'ben oruçluyum' desin..(buhari,savm,2)
ayrıca oruç tutmayanlar tutanlara b.k atmayı bıraksın artık. asıl oruç tutanlar tutmayanlara saygı duymak zorunda kalıyor. bilerek yemeğini oruçlu insanların(benim de dahil) gözü önünde yiyen insanlar tanıyorum. anladık en marjinal sizsiniz.