böyle buyurdu zerdüşt'te zerdüşt'ün saldırıp yıkmaya çalıştığı değerleri yaşayanlar ve bu değerleri o yaşayan insanlara aşılayan vaizlerin üzerinde tasarruf sahibi olduğu: öteler alemi.

zerdüşt elinden geldiğince üstinsan'a ulaşmak için bu değerlere saldırıyor. ve insanları bu dünyada yaşamaya davet ediyor. ama nasıl? nietzsche'ye herkes nihilist gözüyle bakıyor, dolayısıyla zerdüşt'te nihilizm'i aşılıyor, diye düşünülebilir. ama hayır nietzsche gayet inançlı bir insan dolayısıyla zerdüşt'te. nihilist olması bir yerde yıkıcı olması da demek. aşama gibi. üstinsanı oluşturma yolunda nihilizm!

peki nietzsche ve zerdüşt neye inanıyor? bu dünyadan olmayanı reddederek dolayısıyla öte dünyayı reddederek bu dünyayı salık veriyor. ve üstinsan'a davet ediyor.

"insan hayvanla üstinsan arasına gerili bir iptir."

tanrı'nın ölmesi üstinsan olma yolunda en büyük başlangıç noktasıdır. çünkü tanrı var olursa onunla beraber var olan şeyler/madde dünyasını da imgelemleme/görüngüleme/fenomenler de onun değerleriyle hep var olacak. ve birileri bunu aşılayacak. ama üstinsan yani zerdüşt'e kulak veren insan tanrının olmadığı bir dünyada kendi var etme, değerler yaratma sorumluluğunu üstlenerek üstinsan'a inanarak daima yaratım halinde olacak.

"tanrı öldü"

"özgür mü diyorsun kendine? egemen düşünceni işitmek isterim ben senin. boyunduruğundan kurtulduğun değil."

zerdüşt'ün çocuk olması da buradan geliyor. 3 değişim üzerine olan kısımda dağa çıkarken deve(değerleri taşıyan) dağda savaşırken aslan(değerlerle savaşan) ve dağdan inerken de çocuk(değerleri yıkan/nihilist) oluyor, gözlerinde kin gütmeyen bir çocuk.

bengi dönüş de buradan geliyor zannımca. üstinsan tekrar yaşamak isteyeceği bir hayatı inşa ediyor. çünkü bütün değerleri kendisi yarattı ve değerleri ona ait.

ama burada bir mesele daha var;
nietzsche kitabın bir bölümünde üstinsan olmak isteyenlere şunu söylüyor.

yarattığın değerleri kimseyle paylaşma. biliyorum içinde kıpır kıpır ediyor, taşmak, anlatılmak, söylenmek istiyor, ama söyleme, eğer söylersen başkalarıyla ortak olursun. dolayısıyla üstinsanlık zedelenir.

aklıma gelmişken dostoyevski'nin suç ve ceza'sında raskolnikov'un yaşlı tefeci kadını öldürmesini hatırlıyorum da. onu öldürmeden çok önce bir makale yayımlıyor. ve hatta bu makale de onun aleyhinde sorgu yargıcı tarafından kullanılıyor. peki o makalenin konusu ne? bence biraz üstinsan'la bağlantı kurabiliriz burada.

makalede napolyon gibi büyük insanların bazı şeyleri yapmakda hakları olduğundan vb. bahsediliyor. napolyon bir yerde üstinsan portresi çiziyor. raskolnikov da belki tefeci kadını öldürmeyi kendi yetkisi olarak, bir üstinsan olmanin getirisi olarak saydı. ama bence dostoyevski'nin üstün anlamlandırması da burada yatıyor. raskolnikov bir hukuk öğrencisi. ama hukuk'u yarıda bırakmış. yazdığı makale hukuk üzerine. ve bir tefeci kadınla kardeşini öldürüyor.

ne kadar üstinsan olursan ol, sonuçta diğer insanlarla iç içe belli kurallar çerçevesinde yaşamaya alışmak zorundasın. bu kurallar seni kapsıyor r.r. raskolnikov.

ne diyor sigmund freud dostoyevski için?
insanlığın kurtarıcısı olabilirdi. gardiyanı olmayı seçti.

var ol nietzsche!
var ol dosto!..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"öte dünyalılar üstüne" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim