otobüse bineceksem neden evleneyim

geçmişinde abazalar tarafınfan şımartılmış bir kezban beyanı. git çalış al o zaman.

illede araba istiyorsan çalış kazan. evlilikle ne alakası var.

londra'da insanlar daha kolay diye sadece metro ve otobüs kullanıyor neredeyse biz bu boş muhabbetleri yapıyoruz.

(bkz: evlenmek için sebepler)

çok mantıklı gerçekten bu hiç aklıma gelmemişti. evlenmek için geçerli sebebim, evlendikten sonra otobüse binmemek olacak bundan sonra. eğer otobüse binmeye devam edeceksem neden evleneyim ki.

sen çok yanlış anlamışsın olayı.

kınamayın , var böyleleri.

benim de hayalim bir otobüs satın almaktı zaten, şu sarı amerikan okul otobüsleri var ya heh ondan, tüm fuckbuddyleri otobüse doldurup şehir şehir gezmek gibi bir fantezim var, her şehirde bir kadınla sevişmek.

evliliği sevdiği insanla daha fazla paylaşımda bulunabilmek düşüncesiyle değil de hayat şartlarını değiştirmek amacıyla yapan insanların cümlesidir. bu evlilik değil kardeşim, git kendine şoförlü bir araba kirala, dileğine ulaşırsın.

yani öyle inmeli binmeli olsun diye evlenmeyim derse. o iş başka yere gider.baştan söyleyeyim.

abi ne alaka ne alakaa

çok haklı serzeniş. iyi bir bey hanımını kuçağında taşır. otobüs ne ya.

doğru ama eşi aylık akbil yapsa ne güzel metrobüse binerdi.

evlenme zaten. evlilik, insanı otobüse binmekten kurtarmaz ki. gönül işidir o. birini seviyosa onunla evlenir insan. kimseyi sevmiyosa parayla evlenir işte.

düzenli seks için. yalnız kalmamak için.

orta sınıf binilebilir bir araba 400 bin lira artık. nereye araba alıyorsunuz kardeşim.

beyana bak. komik.
lafa gelince eşitiz, yersen.

evliliği taşıta indirgeyen biriyle evlenme motivasyonunu sağlayan nedir karşı taraf için?

ben bunu diyen insanı tanıdım.

insanların hayattan veya karşısındakinden maddi beklentilerini olmasını yadırgamam. benim için yakışıklı olsun, zeki olsun, nazik olsun veya zengin olsun istekleri arasında fark yok.

ama başta dedim ya başta ben bunu diyen birini tanıdım. gördüğüm en riyakar insan çıktı. köprüyü geçene kadar ayıya dayı demiş. ayı benim.

bu tür takıntıları, cümleleri, istekleri olan kişilerin pek de eşitlik yancısı insanlar olduklarını düşünmüyorum. hayatımda erkeği ayaklı banka kartı gibi gören çok kadın tanıdım. ve hiçbiri eşitlikten bahsetmiyordu. aksine; erkek şöyledir, kadın böyledir temalı düşünceleri vardı. düşünceleri dediğime bakmayın. yeni ürettikleri bir şey değil. toplum zırvalıkları. nasıl görmüş geçirmişlerse öyle de konuşuyorlar. cinsiyetçi küfürleri de cabası. bu tür kadınlara imtiyaz tanıyan erkekler de kadını mutfak robotu gibi gören tipler.

açıkçası birbirlerini bulmuş, dengine tipler. kendi aralarında yemeğin tadı, sehpanın tozu ve kredi kartı harcamaları dışında onlar için bir sorun göremiyorum.

e çalış araba al kendine. sadece erkeklere mi satıyorlar bu malı?

#727809 yine böyle bir yorum yazmaya yelteniyordum dedim aa londra vs demiş biri bak ne doğru demiş derken kendi yazımla karşılaştığımı anladım.

otobüse binmeyin ondan sonra haftasonu istanbul gezmelerinizde arabalar çoğaldı trafik var diye ben toplu taşımada harap olayım sen arabanın içinde.

ama tabii klimalı arabanın içinde oturmak otobüs sıklığının, güzergahlarının revize edilmesinden daha konforlu katılıyorum.