öykü yazanların bilmek zorunda olduğu şeyler
başlık "zamansız kelebek" tarafından 21.11.2022 02:00 tarihinde açılmıştır.
1.
bence yarattığınız karakterin vücudundaki bir yara izinin hikayesini bile bilmek zorundasınız.
verdiği kararların asıl sebeplerini, çocukluğunu, isyankar olduğu için deri ceket giydiğini, en sevdiği kitabı, şarkıyı.
isyankar bir karaktere süveter giydiremezsiniz.
verdiği kararların asıl sebeplerini, çocukluğunu, isyankar olduğu için deri ceket giydiğini, en sevdiği kitabı, şarkıyı.
isyankar bir karaktere süveter giydiremezsiniz.
devamını gör...
2.
fikrimi belirtmeden önce üsteki yazara katılmadığımi söylemek istiyorum. isyankar bir karaktere süveter giydirir hatta o süveteri o isyanın manifestosu yaparım.
bence öykü yazarlarının bilmesi en mühim olan şey sıradanlığın içindeki sıradışılığı ortaya sermektir.
örnek vermek gerekirse, 20 yıldır aynı işte çalışan sıradan bir adamın hikayesi anlatılırken, 20 yıl boyunca aynı şeyleri yapabilmenin sıradışıligina da değinilir. adamın soğuk kış günlerinde giydiği yün süveterin sadece bir süveter olmadığı. o eskimiş yıpranmış görüntüsüyle içinde bastırdığı yıllanmış isyanının manifestosu olduğu da anlatılabilir.
***
iki saat sonra gelen bu düzeltmenin olaylarla ve kişilerle hiçbir ilgisi yoktur. sadece ilk paragrafta çok iddialı konuştuğumu fark ettim ve konuşmakla olmaz yap bakalım gerçekten dediğini yapabiliyor musun görelim dedim kendime.
hayali öyküde geçen hayali bir konuşma; "nasıl ki karın tokluğuna yaptığım bu işte karnım doymadığı halde çıkaramıyorsam ellerimden bu mesleğin izlerini. işte bu yağa batmış, eskimiş ve yırtılmış süveter de isyanımın ete kemiğe bürünmüş manifestosudur. yırtılan ruhumdur, eskiyen gençliğim ve yağa bulanan da her damlada biraz daha bulanıklaşan hayallerimdir. ismail vasiyetimdir sana eğer ben burada bu işi yaparken ölürsem üzerimden keserek çıkar zırhımı. orta yerinden kesip çıkmadığım bu hayatın, içinden çıkamadığımı yüzüme çarparcasina kes o süveteri."
bence öykü yazarlarının bilmesi en mühim olan şey sıradanlığın içindeki sıradışılığı ortaya sermektir.
örnek vermek gerekirse, 20 yıldır aynı işte çalışan sıradan bir adamın hikayesi anlatılırken, 20 yıl boyunca aynı şeyleri yapabilmenin sıradışıligina da değinilir. adamın soğuk kış günlerinde giydiği yün süveterin sadece bir süveter olmadığı. o eskimiş yıpranmış görüntüsüyle içinde bastırdığı yıllanmış isyanının manifestosu olduğu da anlatılabilir.
***
iki saat sonra gelen bu düzeltmenin olaylarla ve kişilerle hiçbir ilgisi yoktur. sadece ilk paragrafta çok iddialı konuştuğumu fark ettim ve konuşmakla olmaz yap bakalım gerçekten dediğini yapabiliyor musun görelim dedim kendime.
hayali öyküde geçen hayali bir konuşma; "nasıl ki karın tokluğuna yaptığım bu işte karnım doymadığı halde çıkaramıyorsam ellerimden bu mesleğin izlerini. işte bu yağa batmış, eskimiş ve yırtılmış süveter de isyanımın ete kemiğe bürünmüş manifestosudur. yırtılan ruhumdur, eskiyen gençliğim ve yağa bulanan da her damlada biraz daha bulanıklaşan hayallerimdir. ismail vasiyetimdir sana eğer ben burada bu işi yaparken ölürsem üzerimden keserek çıkar zırhımı. orta yerinden kesip çıkmadığım bu hayatın, içinden çıkamadığımı yüzüme çarparcasina kes o süveteri."
devamını gör...
3.
bence bilinmesi gereken ikinci husus ise basmakalıp düşüncelerin dışına çıkmaktır. önemli olan ne anlattığınız değil nasıl anlattığınızdır.
devamını gör...