1.
80/20 kuralı olarak da bilinen pareto ilkesi, sonuçlarımızın %80’inin eylemlerimizin %20’sinden ileri geldiğini belirtir.
daha anlamlı bir deyişle, pareto ilkesi elde edeceklerinizin büyük çoğunluğunun gün içinde çok az eylemden ya da üç kelimeyle anlatılırsa “az ama öz” eylemlerden ileri geleceğini savunur. pareto ilkesi'nin son derece etkili olduğu ve ekonomi, sağlık, spor ve günlük yaşantının pek çok unsurunda kendini gösterdiği kanıtlanmıştır. bu ilkeyi doğrulayan en ilginç bulgulardan bazıları şöyledir:
• iş dünyasında pareto ilkesi: belli bir firmada, tüm müşterilerin %20’si, toplam kârın %80’ini oluşturur.
• sağlık alanında pareto ilkesi: tüm hastaların %20’si, tüm sağlık harcamalarının %80’inin nedenidir.
• bilişimde pareto ilkesi: tüm yazılım hatalarının %20’si, tüm yazılım çökmelerinin %80’inin sorumlusudur.
• suç önlemede pareto ilkesi: suçların %80'i suçluların %20'si tarafından işleniyor.
pekala pareto ilkesi gerçekten yaşamınızı nasıl daha iyi hale getirebilir?
pareto ilkesi'nin vurguladığı en önemli şeylerden biri, yaşamdaki çoğu şeyin eşit şekilde dağılmamış olması ve kontrol altına alınmazsa kaçınılmaz olarak giderek daha fazla zaman kaybettirici faaliyetler yapacağımız ve bunun da bizi giderek daha verimsiz sonuçlara götüreceği gerçeğidir.
yapmanız gereken, ortalama bir günü analiz etmek ve yaptıklarınızı, her bir görevin getirdiği sonucu, bu sonucunun ne kadar önemli olduğunu ve o görevi tamamlamanın ne kadar sürdüğünü not almak.
80/20 kuralını tek bir görev için gereken eylemlere bölebilir, olası zaman kaybını kontrol edebilir ve bununla nasıl başa çıkabileceğinizi seçebilirsiniz. en önemli husus, kendinize karşı dürüst olmanız ve size zaman kaybettiren şeyleri, bunun nedenlerini ve daha iyi bir sonuç elde etmek için bunun gerekli olup olmadığını belirlemektir.
sonuçta hepimiz sadece insanız, saatlerimiz ve enerjilerimiz sınırlı. bu bağlamda, pareto ilkesi'nin stratejik bir plan tanımında bize çok büyük yardımları olabilir ve yaşamlarımızı daha kolay hale getirmese de kesinlikle daha verimli hale getirmemize yardım edebilir.
daha anlamlı bir deyişle, pareto ilkesi elde edeceklerinizin büyük çoğunluğunun gün içinde çok az eylemden ya da üç kelimeyle anlatılırsa “az ama öz” eylemlerden ileri geleceğini savunur. pareto ilkesi'nin son derece etkili olduğu ve ekonomi, sağlık, spor ve günlük yaşantının pek çok unsurunda kendini gösterdiği kanıtlanmıştır. bu ilkeyi doğrulayan en ilginç bulgulardan bazıları şöyledir:
• iş dünyasında pareto ilkesi: belli bir firmada, tüm müşterilerin %20’si, toplam kârın %80’ini oluşturur.
• sağlık alanında pareto ilkesi: tüm hastaların %20’si, tüm sağlık harcamalarının %80’inin nedenidir.
• bilişimde pareto ilkesi: tüm yazılım hatalarının %20’si, tüm yazılım çökmelerinin %80’inin sorumlusudur.
• suç önlemede pareto ilkesi: suçların %80'i suçluların %20'si tarafından işleniyor.
pekala pareto ilkesi gerçekten yaşamınızı nasıl daha iyi hale getirebilir?
pareto ilkesi'nin vurguladığı en önemli şeylerden biri, yaşamdaki çoğu şeyin eşit şekilde dağılmamış olması ve kontrol altına alınmazsa kaçınılmaz olarak giderek daha fazla zaman kaybettirici faaliyetler yapacağımız ve bunun da bizi giderek daha verimsiz sonuçlara götüreceği gerçeğidir.
yapmanız gereken, ortalama bir günü analiz etmek ve yaptıklarınızı, her bir görevin getirdiği sonucu, bu sonucunun ne kadar önemli olduğunu ve o görevi tamamlamanın ne kadar sürdüğünü not almak.
80/20 kuralını tek bir görev için gereken eylemlere bölebilir, olası zaman kaybını kontrol edebilir ve bununla nasıl başa çıkabileceğinizi seçebilirsiniz. en önemli husus, kendinize karşı dürüst olmanız ve size zaman kaybettiren şeyleri, bunun nedenlerini ve daha iyi bir sonuç elde etmek için bunun gerekli olup olmadığını belirlemektir.
sonuçta hepimiz sadece insanız, saatlerimiz ve enerjilerimiz sınırlı. bu bağlamda, pareto ilkesi'nin stratejik bir plan tanımında bize çok büyük yardımları olabilir ve yaşamlarımızı daha kolay hale getirmese de kesinlikle daha verimli hale getirmemize yardım edebilir.
devamını gör...
2.
suç paretosunun hatalımı olduğunu sorgulatan ilke bence tüm suçların %80 i suçluların %20 si tarafından işlenir daha mantıklı duruyor. tabi yinede ilkeyi yazan bilir. ilkene sağlık.
t: varsayımsal hesaplar yapan gündelik hayata uyarlayan teori.
t: varsayımsal hesaplar yapan gündelik hayata uyarlayan teori.
devamını gör...
3.
son zamanlarda cilginlar gibi artan fiyatlara tepkisizligin nedeni budur aslinda. yuzde 20 daha da zengin olurken yuzde 80 daha da fakirlige itilir. ornegin tatil sezonunda, geceligi 10bin lira olan otellere karsi eskiden orta direk olan ama simdi fakir konuma dusen topluluk ses edemez, cunku ustteki yuzde 20 daha da zenginlestigi icin onlarin alim gucune gore 10bin tl kucuk bir rakam olarak kalir, hatta daha da ucuzlar. bu yuzden yuzde 20 yuzde 80i kontrol eder. ınsan dogasin ile alakali bir durumdur. ornegin hayatta giydigimiz kiyafetlerin sadece yuzde 20sini toplam zamanimizin yuzde 80inde kullaniriz. ekonomide de yuzde 20lik kesim tum ekonominin yuzde 80i kadar gdp yaratir. bu yuzden ornegin dunyada 10 milyar insan varsa 8 milyarinin ne yaptigi onemli degildir, kararlar hep 2 milyarlik kesim icin alinir. cunku insanoglu aliskanligini degistirmez. kimisi buna benlik, ego der, kimisi insanoglu cig sut emmis der. ekonomideki basit cikarim olarak, artan fiyatlarin neden hicbir zaman dusmeyeceginin temeli budur. cunku yuzde 20lik kesim icin o fiyatlar pahali degildir. geri kalan yuzde 80lik kesimin hayatindaki zorluklar onemsizdir. gelismis, medeni, sosyal bir toplum icin 20-60-20 modeli ideal olarak kabul edilir. cunku ne yaparsaniz yapin her zaman cok zenginler ve cok fakirler olacaktir. ama cogunlugu orta direk olusturursa uretim ve demokrasi o zaman isler.
devamını gör...
4.
1800lerin sonunda vilfredo pareto tarafından ortaya atılan kavramdır. günümüzde bir analiz metodu olarak her alanda kullanılsa da ilk ortaya atıldığında ekonomi üzerineydi. pareto basit anlamda ülke nüfusunun %80'i mevcut zenginliğin %20'sine kalan %20'lik nüfusta kalan zenginliğin %80'nine sahiptir der. bu durum az kesimin zengin olduğunu geri kalan çoğunluğun ise dar bir ekonomiyi paylaştığını gösterir. ekonomist değilim ama ülkemizde şu anda bu dağılımın değiştiğini düşünüyorum. muhtemelen 90/10 civarlarındadır. zenginlerimiz çok zengin geriye kalan çoğunluk açlık sınırı...
zaman ilerledikçe bu kavram dediğim gibi bir ekonomi teorisinden çıkarak bir analiz yöntemine evrilmiştir. mantığı basittir. çoklu seçeneklerde etkiye göre, "önceliklendirme"... ikinci dünya savaşı sırasında gelişen yöneylem metotlarından önce ilk başta olası düşman atak / geri atak ,senaryolarında pareto analizi kullanılmıştır. buna göre savunmayı nereye kurarsak zarar ne kadar olur, saldırıyı ne noktaya yaparsak etkisi daha büyük olur çalışmaları yapılmıştır.
mevcut durumda pek çok şirket yatırım ya da proje önceliklerini yine pareto analizi sonrasında yapmaktadır. örneğin; şirket yönetimi kapsamında müşteri şikayetlerini azaltmak amacıyla bir çalışma yapılacaktır. tüm müşteri şikayetlerine aynı aynı girmek pek mantıklı bir hareket olmayacağından önce şikayetleri nedensel bazlı gruplandırmak sonrasında ise bu grupları etkileriyle birlikte sıralamak temel başlangıç olacaktır. bu durum sonrasında en üstteki yeri tutan şikayet nedeni giderildiğinde şirkete ait şikayetlerin önemli bir kısmının giderileceği beyan edilmiş olur. düşününce ekibi odaklayarak ilerleme kısmıyla beraber iş gücü daha verimli kullanılmış olur.
bu analizi stok yönetiminde özellikle emniyet stokları hesaplanırken kullanmak da akıllıca olacaktır. bu şekilde her malzemeden sayısız stok tutmak yerine yokluğunda etkisi daha çok hissedilecek olan malzemeler belirlenir ve onların stokları tutulur.
yine aynı şekilde satış departmanları da üretiminden kar oranı düşük olan ürünlerin belirlemek ve karlılığı yüksek olanların üretim miktarını artırıcı yönlendirmeler yapmaları için pareto analizi kullanabilmektedirler.
genel anlamıyla pareto günümüzde her alanda kullanılan hatta çoğunlukla haberimiz olmadan bile kullandığımız bir metot haline gelmiştir. yapılan çalışmalarda her zaman 80 / 20 dağılım tutmayabilir. ama genel olarak %80-%60 / %20 - %40 gibi dağılımlar ortaya çıkmaktadır. bu da sen en üsttekine yönelirsen sorunlarının yarısından fazlasını çözeceğini kalanların toplamının bile mevcutta yarıma denk gelmediğini görmüş olursun.
zaman ilerledikçe bu kavram dediğim gibi bir ekonomi teorisinden çıkarak bir analiz yöntemine evrilmiştir. mantığı basittir. çoklu seçeneklerde etkiye göre, "önceliklendirme"... ikinci dünya savaşı sırasında gelişen yöneylem metotlarından önce ilk başta olası düşman atak / geri atak ,senaryolarında pareto analizi kullanılmıştır. buna göre savunmayı nereye kurarsak zarar ne kadar olur, saldırıyı ne noktaya yaparsak etkisi daha büyük olur çalışmaları yapılmıştır.
mevcut durumda pek çok şirket yatırım ya da proje önceliklerini yine pareto analizi sonrasında yapmaktadır. örneğin; şirket yönetimi kapsamında müşteri şikayetlerini azaltmak amacıyla bir çalışma yapılacaktır. tüm müşteri şikayetlerine aynı aynı girmek pek mantıklı bir hareket olmayacağından önce şikayetleri nedensel bazlı gruplandırmak sonrasında ise bu grupları etkileriyle birlikte sıralamak temel başlangıç olacaktır. bu durum sonrasında en üstteki yeri tutan şikayet nedeni giderildiğinde şirkete ait şikayetlerin önemli bir kısmının giderileceği beyan edilmiş olur. düşününce ekibi odaklayarak ilerleme kısmıyla beraber iş gücü daha verimli kullanılmış olur.
bu analizi stok yönetiminde özellikle emniyet stokları hesaplanırken kullanmak da akıllıca olacaktır. bu şekilde her malzemeden sayısız stok tutmak yerine yokluğunda etkisi daha çok hissedilecek olan malzemeler belirlenir ve onların stokları tutulur.
yine aynı şekilde satış departmanları da üretiminden kar oranı düşük olan ürünlerin belirlemek ve karlılığı yüksek olanların üretim miktarını artırıcı yönlendirmeler yapmaları için pareto analizi kullanabilmektedirler.
genel anlamıyla pareto günümüzde her alanda kullanılan hatta çoğunlukla haberimiz olmadan bile kullandığımız bir metot haline gelmiştir. yapılan çalışmalarda her zaman 80 / 20 dağılım tutmayabilir. ama genel olarak %80-%60 / %20 - %40 gibi dağılımlar ortaya çıkmaktadır. bu da sen en üsttekine yönelirsen sorunlarının yarısından fazlasını çözeceğini kalanların toplamının bile mevcutta yarıma denk gelmediğini görmüş olursun.
devamını gör...