peçeteye yazılan istek şarkının çalınmaması

"2 bira accık da tuzlu fıstık vaa mı şefim" içişlerinde, daha sık rastlanan bir olay.
şarkıyı kız arkadaşınız size rica etmişse, daha da koyuyor insana.
30 masaya birden servis yapmaktan kafayı yemiş garson yanınızdan her geçişinde koluna yapışıp, biraz da alkolün verdiği cesaretle, "şş noldu bizim şarkı çalmadılar hala" diyor insan. en son, "repertuarda yok" deniliyor ama yalan bence. az daha içsek olurdu.
çünkü köşede 8 kişilik doğumgüncü beyaz yaka grubu var. normalde duman çalan grup, gülbik hanım'ın isteğini kırmıyoruz diyor ve yıldız tilbe'ye geçiyor aniden. oradan anlıyoruz vaziyeti.

hatun, "önemli değil aşkım yaa takma" dedikçe tamamen gazlanıp, şarkı aralarında ayağa kalkıp, o gürültülü uğultunun içinde sahneye el sallayarak, "huuuuooooğğğp belki üstümüzden bir kuş geçer, heeey!!! belkiiii üstümüzden bir kuş geçer" denilen an, tüy dikme anı.
aslında tüy dikme anı belki de, oturduktan sonra, "bak görüyon mu orman çocuklarını hiç bakan yok" denilen an da olabilir.

işte burada asıl konu tuzlu fıstık aslında.

şampanya göndermeden olmuyor ne yazık ki.
belediye mi kardeşim solist, her istediğinizi size bedava mı verecek.

dangır dungur yerleri sevmemekle beraber, böyle zamanlarda mühim şey garsondur. peçeteyi ulaştıracak odur. garsonu görünüz. garson çaldırır. *

kan çıkar.
bu işin raconu şudur. arka taraflarda bir yerde soliste gönderilecek yapma çiçekle dolu bir sepet vardır. garsonu çağırır ve eline o günün rayici bir parayı sıkıştırır, çiçeği ablaya götür dersiniz. ricamızı da söyleyiver dersiniz. ricanız istek parçanızdır. şu anda at izi it izine karıştı. raconu bilmiyorum. ama garsonlar raconu çıtlatırlar size. böylece o çiçek 658nci kere yerinden kalkıp şarkıcıya gider. şarkıcı sizi sevmişse gelip baş ucunuzda bile söyler.

bir kere başıma gelmiş elim hadise. mersin'de mezitli taraflarında bir türkü bara götürdüler. bağlama calan çocuk 20li yaşlarda. mekanda iki masa var biri biz diğerinde de bir kişi yalnız rakı içiyor. dayım" istek parça varsa yaz gönder" dedi. ben de bakayım biliyor mu diye en az 70 senelik helkeler kolunda suya gidiyor adlı türküyü istedim. çalamadi tabi. nereden bilsin çocukcagiz. bazen g.tlugum tutar. ickiliydim ondan zahar.