21.
kanımca, bugüne kadar insanlığa karşı işlenmiş en büyük suç, katliamlardan ya da başka herhangi bir şeyden daha da kötüsü, katar ve propagandacı sol tarafından özellikle son 19 ayda gerçeğin yok edilmesi ve tarihin tamamen çarpıtılması, tersine çevrilmesi ve soysuzlaştırılmasıdır.
bunun toplum üzerindeki etkisi, genç zihinleri nasıl da yozlaştırması ve dünyanın dört bir yanında büyük nefret ve bölünme tsunamisine neden olması, insanlığa nesiller boyu zarar verecek kadar grotesk ve trajik olmasıdır.
wikipedia gibi kaynakların tamamen gerçek dışı ve propaganda dolu bir siteden başka bir şey olmadığını görmek yürek parçalayıcı. goebbels ekolünün propagandasının ana akım haline geldiğini görüyoruz ve tüm hükümetler ve dünya liderleri eylemsizlikleriyle suçludur. trump da öyle. çünkü üniversitelere, sitelere ya da kurumlara yaptırım uygulamaya çalışmak yeterli değil. bu ifade özgürlüğü değil. bu herkese yönelik küresel bir terörist saldırıdır ve halihazırda insanların öldürülmesine neden olmuştur ve daha da kötüye gidecektir. nükleer bombadan çok daha güçlü ve tehlikeli bir silahtır ve hepimiz için çok daha geniş kapsamlı sonuçları olacaktır. tüm bunları geri almak için gereken para miktarı muazzam ve kimsenin bunu yapmaya ne isteği ne de eğilimi var.
bu insanlığın en büyük trajedisi olacaktır. binlerce yıldır insanlar edebiyat ve yazılar aracılığıyla tarihi kayıtlar tuttu. ve bir anda binlerce yıllık tarihin silinmesine ve yerine tamamen saçmalıkların geçmesine izin verdik. bu, türümüzün bir daha kurtulamayacağı bir şey.
cheryl e.
kültürel soykırım
(bkz: post-truth/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: postmodernizm/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: woke culture/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: social justice warrior/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: faşizmin estetiği/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: narsisistik kişilik bozukluğu/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
"öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, namus, günahtan özür dilemek zorunda kalıyor. eğilip izin istiyor, ona iyilik yapmak için!"
- hamlet -
(bkz: faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir)
devamını gör...
22.
ağzımıza sıçan politik olgu.
devamını gör...
23.
arendt “ totaliter bir rejimin ideal öznesi, ikna olmuş nazi..değildir” der. “gerçek ile kurgu (yani deneyimin gerçekliği) ve doğru ile yanlış (yani düşünce normları) arasındaki ayrımın artık var olmadığı insanlardır" diye ekler.
totaliter rejim belli bir fikir ortaya atıp onu olgulara, yaşanan olaylara dayanarak kanıtlamaya çalışmaz. ortaya attığı zaten bir fikir değil olmasını istediği ve iradi olarak gerçekleştirmeye yöneldiği projedir. hitler, “yahudiler aşağı ırktır” dediği zaman anlamamız gereken şey onları aşağı hale getirmek için toplama kamplarına doldurmaktır. ya da totaliter bir lider “tek vatan, tek lider” sloganıyla ortaya çıktığında muhalefet liderlerini hapse atacağını, kendi partisi dışındakilere izin vermeyeceğini ya da bazı ülkelerde görüldüğü gibi sadece kontrollü muhalefet olacağını söylemektedir.
diğer siyasal doktrinlerle totalitarizmin asıl farkı gerçeklikle olan ilişkisindedir. arendt bunu özetle şöyle açıklıyor. kimi rejimler sadece tek bir partinin devleti kontrol etmesine izin verir, o da toplumu ve daha genel olarak tüm bireyleri hayatlarının her alanında kontrol etmeye çalışır. bu tür rejimler sadece diktatörlük ya da despotizmdir. totaliter bakış açısına göre ise bu yetersizdir: sadece tek bir parti olmasının nedeni sadece tek bir devlet, sadece tek bir ülke olmasıdır.
***
totalitarizm bazen ırkçı teorileri, bazen dini, bazen sınıfsal kavramları kullansa da belli düşünce yapılarını, belli gelenekleri oturtmak ve sağlamlaştırmak amacını asla taşımaz. aksine, savunduğu değerlere de ters düşebilecek düzmece hikayelerle, öze dönüş ve diriliş masallarıyla uyduruk bir kitle uğraşısı oluşturur.
***
hayal dünyası
totaliter rejim insanları gerçek dışı bir hayal dünyasında yaşatır. devleti dünyanın en akıllı, en zengin ve güçlü devletidir, lideri yanılmaz ve hatalardan münezzehtir, halkı ise binlerce yıllık bir misyonla görevli kutlu bir halktır. himmler "gündelik sorunlarla" değil, gelecek on yıllar ve yüzyıllar boyunca önemli olacak bir dava için çalıştıklarını sadece 2.000 yılda bir ortaya çıkan büyük bir görevi yerine getirdiklerini söylüyordu. zaten germen devlet aklı da binlerce yıllıktır. töton şövalyeleri geleneği elden ele dolaşarak bugüne dek gelmiştir.(!)
kayahan uygur, totaliter kabusun anatomisi, 1 haziran 2025
(bkz: faşizmin estetiği)
(bkz: postmodernizm)
devamını gör...
24.
solun tersyüz edilmiş dünyasında baskı, “ezilenlerden” gelmediği sürece zalimdir.
dolayısıyla islam, herhangi bir batılı sistemden daha teokratik, ataerkil ve otoriter olsa da, “batılı olmayan”, “post-kolonyal” ve “ezilen” olarak tanımlandığı için görmezden gelinir.
şeriat hukuku feminist kürsülerde bu şekilde savunucu buluyor. cihat savunucuları insan hakları çevrelerinde bu şekilde platform kazanıyor.
sol, özgürleşme adına kendini yapısöküme uğratır ve islam sessizce bu boşluğa doğru genişler.
nietzsche, tanrı öldüğünde gücün, hakikatin yerini alacağı konusunda uyarmıştı.
haklıydı da. ama güç radikal sola gitmedi. tanrılarını asla terk etmeyenlere, medeniyetlerine olan güvenlerini, kutsal metinlerini ya da ahlaki ilkelerini asla kaybetmeyenlere gitti.
islam, bütünsel hukuk, kimlik ve fetih sistemiyle, hristiyanlık sonrası, hakikat sonrası batı'nın mükemmel mirasçısıdır.
foucault'nun nefret ettiğini iddia ettiği, ancak müritlerinin şimdi savunduğu her şeydir.
dan burmawi
devamını gör...