rauf versan

istanbul üniversitesinde uluslarası hukuk hocasıdır. dedesi balkan harbinde savaşmış emekli bir binbaşı babası ise daha ülkemizde sayılı rektör bulunur iken istanbul üniversitesine rektörlük yapmış olan (dünya tatlısı diye bahsedilen) vakur versandır. bakınız dostlar bu adam ülkemiz için büyük değerlerdendir diye düşünmekteyim bizim için bir şans! öğrencisi olmadım fakat öğrencisi olanların yazılarına bakınca çoğu veryansın etmiş bizi geçirmiyor geçmek zor diye. orasını çok bilemiyorum sanırım inanılmaz surette titiz bir hoca. yanılmıyorsam cambridge üniversitesinde yüksek ve doktorasını tamamlamış ve ülkesine geri dönmüş bir hocadır. yakın zamanda (çok geç de olsa) kendisi ile tanışma şerefine nail oldum ve evvela şunu diyebilirim ; zerafet ve nezaket bir abide olsaydı bu adam olurdu. öyle kibar öyle vakur bir adam ki... asla söylemiyor övmüyor kendisini. çok güzel bir sohbetimiz oldu ahh dedim içimden keşke dersini alabilseydim... bölüm olarak çok farklı alanlarda çalışmaktayım yoksa hocanın kapısında yatar üç beş bilgi bir şekilde öğrenirdim. sert görünümünün altında vefalı bir hoca var emin olunuz! alanımız farklı olsa da çok güzel bilgiler, birikimler edindim kendisinden. sevgiler...

halen istanbul siyasalda ders veriyor, her ne kadar öğrencileri bırakmak ile meşhur olsa da ve bu konu ile ilgili hakkında pek çok rivayetler olsa da, her dersine katılmamıza ve çarşaf kağıtları doldurmamıza rağmen sadece geçebilmek için dua etsek te genel agno'mu düşürse de yine de öğrencisi olmaktan ve kendisini tanımaktan çok gurur duyuyorum ve diğer üniversitelilere kıyas ile zorlansak da yine bunun bizi geliştirdiğini biliyorum. ki zaten kendisinin bir felsefesidir bu - bir şeyi yarım yamalak öğrenmeyi reddeder-bir şeyi öğrenecekse onu sonuna kadar derinlemesine öğrenir- örneğin muazzam derecede ingilizce biliyor ama bir dilde felsefe-siyaset-hukuk konuşamayacaksam hiç başlamasam daha iyi demişti o yüzden başka dile başlamadığını demiştir bir sohbetimizde.
ayrıca çok disiplinlidir (kant aklıma geldi) ve tam bir aristokrattır. aristokrat bir tarzda oluşu öğrencileri ile mesafe koyması anlamı taşımaz aksine her öğrencisini çok ciddiye alır dinler- o an müsait olmasa bile müsait bir zamanını söyleyerek odasına davet eder. ( derslerde konuşmaktan biraz çekiniriz orası gerçek çünkü "bu söylediğiniz hiçbir şey ifade etmiyor" cevabını almamız olasıdır. :)) ama ders dışında birebir sohbet etmek ufuk açıcı.
her ne kadar türkiye'de 1981 kanunu ile ordinaryüs unvanı kaldırılsa da rauf versan için özellikle ordinaryüs profesör ünvanını kullanmayı isterim.

50'lerden kalma o kaliteli tarzı ile hem giyimi hem entelektüel sohbeti ve zarafeti ile tam bir istanbul beyefendisidir.
yağmurun çiselediği bi gün okul çıkışı bir akşam üstü kendisi ile ders dışı başka ülkeler üzerine sohbet ettiğimizde kendimi eski bir filmin içindeymiş gibi hissettim.
onun ile istanbul turu yapmayı ozellikle vapura binmeyi istemek gibi ilginç hayallerim var.

daha çok şeyler yazmak isterdim ama yazı zaten uzadı burada sonlandırayım.
(ps."uluslararası hukuk" ve "uluslararası örgütler" zorunlu derslerinden çok şükür ilk yıl geçen öğrenci.)

garip şekilde uluslararası genel hukuk dersini ilk alışımda vermiştim. bunda sanırım kompozisyon becerimin etkisi oldu zira hocamız rivayete göre kağıdı okurken saçma bir cümleye denk gelirse kağıdın kalanını okumazmış.