1.
namı diğer asi gençlik, james dean'in en bi karizmatik olduğu filmdir gözümde. (bkz: duruşu yeter)
daha da şaşırdığım şey, bu filmde evet kabul etse marlon brondo'nun oynayacak olması olmuştu.
şu psikanalizi buraya da serpmem lazım, bulunsun. ilginç bakış açıları mevcuttur.
filmin başında jim, judy ve plato'nun nesne kateksisleri seyircinin görmesi için bir karakolda ortaya çıkar. ((b: nesne kateksisi) bir nesne ya da kişinin, arzu nesnesi olarak seçilmesidir kişi arzularını bir nesneye ya da başka bir kişiye aktarır. örneğin jim'in arzusu, babasının dırdırcı karısına karşı durduğunu görmektir. jim, bu arzusunu babasına aktarmasına rağmen, babası bunu gerçekleştirecek cesaretten yoksundur. jim'e göre tavuk kelimesi bile, jim'in annesi tarafından "gagalanan" babasının olumsuz imgelerini çağrıştırdığı için, onu şiddetli patlamalara sürükler. "annem onu canlı canlı yiyor," diyor jim, "ve o da bunu kabul ediyor".
her zaman benim dostum olmak istiyor... eğer babamın annemi bir kez olsun yere serecek cesareti olsaydı, belki o zaman annem daha çok mutlu olurdu... ben asla onun gibi olmak istemezdim.
burada ebeveyn otoritesine yönelik, hissedilir bir arzu vardır ve ergen asi jimmy'nin (james dean) kurduğu alternatif aile, aynı anda hem otoriter anneye hem de oğlu için 'ayağa kalkmayı' reddeden baba aracılığıyla, başarısız olan babalığa yönelik bir saldırı ve ona yapılan bir talep olarak tanımlanabilir.
karikatürize edilecek kadar güçsüzleştirilmiş olan jim'in babası, evde takım elbisesi ve kravatının üzerine bir mutfak önlüğü giyer ve jim'i yönetme kararları konusunda karısına meydan okumaktan korkar.)
bu filmde de yine, sonradan bir hollywood klişesi olan "aile ile iletişimsizlik", değişen devir - eski kafa ebeveynler gibi konular işlenmiştir ama yaani, öyle böyle zevkli işlenmemiştir. mesela o gençlerin yaptığı bıçak kavgası ya da araba yarışı, şimdinin gözüyle çok basit ve saçma kalıyor (şimdi çekip vuruyor millet birbirini lisede), fakat dönem kafasına girerek meseleye bakarsanız daha ayrı bir tat yakalanır. klasiklerdendir, izlenesidir.
daha da şaşırdığım şey, bu filmde evet kabul etse marlon brondo'nun oynayacak olması olmuştu.
şu psikanalizi buraya da serpmem lazım, bulunsun. ilginç bakış açıları mevcuttur.
filmin başında jim, judy ve plato'nun nesne kateksisleri seyircinin görmesi için bir karakolda ortaya çıkar. ((b: nesne kateksisi) bir nesne ya da kişinin, arzu nesnesi olarak seçilmesidir kişi arzularını bir nesneye ya da başka bir kişiye aktarır. örneğin jim'in arzusu, babasının dırdırcı karısına karşı durduğunu görmektir. jim, bu arzusunu babasına aktarmasına rağmen, babası bunu gerçekleştirecek cesaretten yoksundur. jim'e göre tavuk kelimesi bile, jim'in annesi tarafından "gagalanan" babasının olumsuz imgelerini çağrıştırdığı için, onu şiddetli patlamalara sürükler. "annem onu canlı canlı yiyor," diyor jim, "ve o da bunu kabul ediyor".
her zaman benim dostum olmak istiyor... eğer babamın annemi bir kez olsun yere serecek cesareti olsaydı, belki o zaman annem daha çok mutlu olurdu... ben asla onun gibi olmak istemezdim.
burada ebeveyn otoritesine yönelik, hissedilir bir arzu vardır ve ergen asi jimmy'nin (james dean) kurduğu alternatif aile, aynı anda hem otoriter anneye hem de oğlu için 'ayağa kalkmayı' reddeden baba aracılığıyla, başarısız olan babalığa yönelik bir saldırı ve ona yapılan bir talep olarak tanımlanabilir.
karikatürize edilecek kadar güçsüzleştirilmiş olan jim'in babası, evde takım elbisesi ve kravatının üzerine bir mutfak önlüğü giyer ve jim'i yönetme kararları konusunda karısına meydan okumaktan korkar.)
bu filmde de yine, sonradan bir hollywood klişesi olan "aile ile iletişimsizlik", değişen devir - eski kafa ebeveynler gibi konular işlenmiştir ama yaani, öyle böyle zevkli işlenmemiştir. mesela o gençlerin yaptığı bıçak kavgası ya da araba yarışı, şimdinin gözüyle çok basit ve saçma kalıyor (şimdi çekip vuruyor millet birbirini lisede), fakat dönem kafasına girerek meseleye bakarsanız daha ayrı bir tat yakalanır. klasiklerdendir, izlenesidir.
devamını gör...