1.
ölüm korkusundan beter olan şeydir. kalabalık bir seyircinin önüne çıkmak, konuşma yapmak, sahneye çıkmak gibi eylemlerin hemen öncesinde ortaya çıkar. vücudu tir tir titreten, kalbi küt küt attıran illet mi illet bir korkudur.
devamını gör...
2.
sunum yapacak insanların yüzleştiği baş başa kalıp zor günler geçirdiği korkudur.
devamını gör...
3.
alkol alınarak çözülebilir ama o zaman da adrenalini fazla hissetmezsiniz, ne yaptığınızı da anlamazsınız. ama zevklidir.
lise gösterisinde su gibi gitmişti şarap. ve beni yanağımdan öpüp iyi şanslar diyen kız "kankamın" bana yürüdüğünü anlamayacak kadae salaktım.
lise gösterisinde su gibi gitmişti şarap. ve beni yanağımdan öpüp iyi şanslar diyen kız "kankamın" bana yürüdüğünü anlamayacak kadae salaktım.
devamını gör...
4.
kişinin performansını aşırı derecede etkileyebilecek, tiyatro kulübünde olduğum bir dönem boyunca benim de yaşadığım bir anksiyete çeşiti. kendi kişisel deneyimlerime göre: sahne korkusu aşılmaz; bastırılır. daha sonra bu bastırma işine biraz daha alışır gibi olursunuz. yeteri kadar ara verip tekrar sahneye çıktığınız zaman yine nükseder. herkeste böyle olacak diye bir kaide yok elbette. *
sahne sanatlarının genelinde performans öncesi sahne provası olur. bir oyun çıkarmak için yaklaşık 4-5 ay kadar prova alıyorsanız son 1 ayınız mutlaka sahne provasıdır. sahne provasında amaç, sahnenin neresinde, nasıl, hangi açıda duracağınız,* hangi tarafa bakacağınız gibi birçok şeyin üstünden geçmek, belirsizlikleri netleştirmektir. yine de prömiyer günü gelip çattığında içinizi bir korku kaplar. o kadar provasını yaptığınız replikler aklınızdan uçup gidecekmiş de oyunun gidişatını kaçıracakmışsınız gibi. oyundan alnınızın akıyla çıktıktan sonra - iyi ya da kötü oynamanız önemli değildir, başarmış olmanız kâfi- fark edersiniz, çok tatlı bir acıdır sahne korkusu.
sahne korkunuzu bastırmanız için birkaç tavsiye:
oyununuzun/konuşmanızın olduğu gün kesinlikle yağlı yiyecekler tüketmeyin. -en iyisi çubuk kraker. bütün gün çubuk kraker. damardan çubuk kraker heheh- sesinizin tonu ve yüksekliği çok önemli. *
oyundan/konuşmadan önce mutlaka dilinizi çiğneyin. saçma gelebilir fakat çok etkili bir yöntem. -hatta bir tık öteye götürüp mükemmel bir konuşmacı olan abraham lincoln gibi ağzınıza çakıl taşları doldurup replik/konuşma provası yapabilirsiniz. yine de amerikan başkanı dahil herkes devreye sokulmayacaksa çok önermiyorum-
sahneye çıkmadan önce derin nefes alma egzersizleri yapın. aldığınız nefesin diyafram kontrolü ile sağlanması çok önemli. bunun için köpek nefesi tekniğini araştırabilirsiniz.
karaktere girdiğinizden emin olduktan sonra sahneye çıkın. tiyatrodaki en önemli kural oynadığınız karaktere bürünmektir. karaktere girmek için o karakterin etsiz sofraya oturup oturmayacağını bile kendinize sorup cevaplamış olmalısınız. çünkü sahnedeki siz değilsiniz, o.
rahat olmaya çalışın, kendi kendinizi korkutmayın. -çok da kolaydı alüminyum diyebilirsiniz fakat gerçekten insanın kendine ettiği zulüm gibisi yok. aylardır zaten bu replikleri çalışıyorsunuz. paniğe gerek yok. unutursanız diye süflör sizin için dekorun arkasında bekliyor olacak.
sahneye ilk çıktığınız anda sakın(!) seyirciyle göz teması kurmayın. talkshow'a çıkmıyorsunuz, girişte artistik selamlamalara gerek yok. ilk beş dakikayı sahnede geçirdikten sonra zaten sular seller gibi akacaksınız. ilerleyen zamanlarda göz teması kurmanızda herhangi bir beis yok fakat tirat atmıyorsanız yine de öyle bir topa girmenizi önermem. seyircilerden birine takılınca siliniveriyor her şey, kendimden biliyorum.
her şeyin ötesinde; çok tatlı bir acıdır sahne korkusu. insan korktuğu bir şeyi özler mi? vallahi özlüyosun. keşke şu dönemi atlatsak da tekrar yaşayabilsem o güzel korkuyu. 500 kişinin önüne çıkacağım(!) diye içim içimi yese. keşke! esip gürlesek vodvilimizle. sosyal mesafeyi umursamadan oyunun sonunda sarılsak birbirimize. seyircilere selam versek. alkışlansak yine, gururumuz okşansa... darlandım sözlük. sahibinden uyguna sahne yok mu?
sahne sanatlarının genelinde performans öncesi sahne provası olur. bir oyun çıkarmak için yaklaşık 4-5 ay kadar prova alıyorsanız son 1 ayınız mutlaka sahne provasıdır. sahne provasında amaç, sahnenin neresinde, nasıl, hangi açıda duracağınız,* hangi tarafa bakacağınız gibi birçok şeyin üstünden geçmek, belirsizlikleri netleştirmektir. yine de prömiyer günü gelip çattığında içinizi bir korku kaplar. o kadar provasını yaptığınız replikler aklınızdan uçup gidecekmiş de oyunun gidişatını kaçıracakmışsınız gibi. oyundan alnınızın akıyla çıktıktan sonra - iyi ya da kötü oynamanız önemli değildir, başarmış olmanız kâfi- fark edersiniz, çok tatlı bir acıdır sahne korkusu.
sahne korkunuzu bastırmanız için birkaç tavsiye:
oyununuzun/konuşmanızın olduğu gün kesinlikle yağlı yiyecekler tüketmeyin. -en iyisi çubuk kraker. bütün gün çubuk kraker. damardan çubuk kraker heheh- sesinizin tonu ve yüksekliği çok önemli. *
oyundan/konuşmadan önce mutlaka dilinizi çiğneyin. saçma gelebilir fakat çok etkili bir yöntem. -hatta bir tık öteye götürüp mükemmel bir konuşmacı olan abraham lincoln gibi ağzınıza çakıl taşları doldurup replik/konuşma provası yapabilirsiniz. yine de amerikan başkanı dahil herkes devreye sokulmayacaksa çok önermiyorum-
sahneye çıkmadan önce derin nefes alma egzersizleri yapın. aldığınız nefesin diyafram kontrolü ile sağlanması çok önemli. bunun için köpek nefesi tekniğini araştırabilirsiniz.
karaktere girdiğinizden emin olduktan sonra sahneye çıkın. tiyatrodaki en önemli kural oynadığınız karaktere bürünmektir. karaktere girmek için o karakterin etsiz sofraya oturup oturmayacağını bile kendinize sorup cevaplamış olmalısınız. çünkü sahnedeki siz değilsiniz, o.
rahat olmaya çalışın, kendi kendinizi korkutmayın. -çok da kolaydı alüminyum diyebilirsiniz fakat gerçekten insanın kendine ettiği zulüm gibisi yok. aylardır zaten bu replikleri çalışıyorsunuz. paniğe gerek yok. unutursanız diye süflör sizin için dekorun arkasında bekliyor olacak.
sahneye ilk çıktığınız anda sakın(!) seyirciyle göz teması kurmayın. talkshow'a çıkmıyorsunuz, girişte artistik selamlamalara gerek yok. ilk beş dakikayı sahnede geçirdikten sonra zaten sular seller gibi akacaksınız. ilerleyen zamanlarda göz teması kurmanızda herhangi bir beis yok fakat tirat atmıyorsanız yine de öyle bir topa girmenizi önermem. seyircilerden birine takılınca siliniveriyor her şey, kendimden biliyorum.
her şeyin ötesinde; çok tatlı bir acıdır sahne korkusu. insan korktuğu bir şeyi özler mi? vallahi özlüyosun. keşke şu dönemi atlatsak da tekrar yaşayabilsem o güzel korkuyu. 500 kişinin önüne çıkacağım(!) diye içim içimi yese. keşke! esip gürlesek vodvilimizle. sosyal mesafeyi umursamadan oyunun sonunda sarılsak birbirimize. seyircilere selam versek. alkışlansak yine, gururumuz okşansa... darlandım sözlük. sahibinden uyguna sahne yok mu?
devamını gör...
5.
yalnız sahne değil az biraz kalabalık ortamda konuşmak bile bazen çok korkutucu olabiliyor. tüm gözlerin sizde olduğunu hissediyor, soğuk terler döküyorsunuz, başınız zonkluyor ve cümlelerinizi toparlamaya çalışıyorsunuz, kulaklar çınlıyor kendinizi bile duyamıyorsunuz, sesinizi kontrol etmek zorundasınız ama etraf bulanıklaşıyor, cümleleri daha önce defalarca tekrar ettiniz ama silikleşiyor. en kötüsü de kendinizden emin olduğunuz zaman bile bu korku geçmiyor.
devamını gör...
6.
orta okuldayken tahtada kendi yazdığım kompozisyonu defterden okumama rağmen sesimin titremesi
devamını gör...