şem‘; arapçada mum, balmumu, kandil anlamına gelen bir kelimedir.
şem, bazı kelimelere eklenerek ''güneş'', bazı kelimelere eklenerek ''ay'' anlamına gelir.
bazende hüdaya eklenerek, allahın nuru ışığı anlamına gelen ''şem-i hüda'''ya dönüşür.
bazen; sevgilinin parlak yanağını, parlak yüzünün tasviri için bazı ekler alarak kullanılır.
pervane kelimesi ise; perv-in yıldızı (ülker kümesi yıldızı)ndan gelmektedir. pervane; padişah buyruğu, rehber, izci, öncü anlamına da gelmektedir.
aynı zamanda heterocera ailesinden, gece kelebeğilerinin genel adıdır. bu kelebeklerin özelliği ise ışığa yönelmeleridir. şurada nedenlerini yazmıştık: #1205201
kur'an ve bazı hadislerde ise; kıyamet gününde, insanların pervane böcekleri gibi ateşe çarpıp darmadağın olacağından bahsedilmektedir. örneklerine şuradan bakabilirsiniz. www.kuranmeali.com/AyetKars...
aynı zamanda pervane, başka kelimelerle kullanıldığında ''kendinden geçen aşık'', ''aşktan delirmiş'' anlamına gelen kelimeleri de ifade eder.
hal böyle olunca, özellikle doğu edebiyatı için, pervane böceği ve şem bir çok hikayeye ilham olmuştur.
doğu edebiyatı şairleri; duygularını, düşüncelerini ifade etmekte, çoğu zaman doğada var olan canlıları ''sembolleştirerek'' kullanmıştır. servi, güneş, ay, gül ile bülbül bunlardan bazılarıdır.
işte; şem ile pervane arasındaki bu ilişki, doğu edebiyatında şairlerin duygularını ifade etmede kullandıkları bir sembol haline gelmiştir.
bu ilişki kimi zaman aşkına kavuşmak için ateşe atlayan deli bir aşık, kimi zaman ilaha ulaşmak için yanıp kavrulan bir kulu simgelemiştir.
bir çok kişi, bunla ilgili kendi kurguladıkları hayal güçlerini yazıya dökmüşlerdir. özellikle iran edebiyatında önemli bir yere sahip olan şem ve pervane , kendine türk edebiyatında da yer bulmuş, günümüze kadar hikayesi devam eden objelerden biri olmuştur.
biz bunlardan hepsinden bahsedemeyiz ama bir tanesini yazalım; gerisi imece usulü zamanla gelecektir.
bahsedeceğimiz hikaye iskender paladan;


geceleri balkonda ışığın etrafını alan pervane böceklerini fark etmiş miydik hiç?

ya onların aşk uğruna yaşadıklarını bilir miyiz?

yani pervanenin mum ışığıyla yaşadığı aşkın hikayesini…

aşk bir farkına varış, bir idrak seviyesidir… '

aşk odu önce ma'şuka, ondan âşıka düşer.' derler, malum. yani aşk ateşi önce sevilene ondan sonra sevene düşer. önce sevilende bir ateş yanmalı ki pervane onun etrafında dönsün, pervane o ateşi görsün, sonra aşkının farkına varsın…

pervane aşkını ispat edebilmek için gördüğü anda ışığı, etrafında dönmeye başlar. bir cezbedir bu. bu cezbenin gittikçe daralan bir çemberi vardır. ışığın etrafında döner, döndükçe biraz daha yakından dönmek ister.
ışığı gördüğü anda aşkı ilmel yakin olarak tanıyan pervane, onu aynel yakin bilmek istediği için gittikçe mumun etrafındaki çemberi daraltır. çember daraldıkça pervanenin aşkı artar, şevki artar, coşkusu artar. coşkusu arttıkça da cesareti artar.

aşk cesaret işidir, neticede. ve pervane cesaretle kanadını şöyle bir değdirir ateşe. ilk lezzettir işte o acı. acı verir, yakar içini. ama ona verdiği acı o kadar hoşuna gider ki, daha fazla dönmeye başlar.
acı ve lezzet… birbirine zıt bu iki duygunun bir arada olması nasıl mümkün… işte bu noktada, azabın ve acının lezzet olmasındaki sırrı yakalamak gerek.

kanadının ucunu bir defa yaktığı zaman pervane ilk azabı duyar; fakat öyle bir lezzettir ki o azap… bu azap ve ondan alınan lezzet, insanı yavaş yavaş nefsinden sıyırıp vuslatı mümkün kılar. bu sefer daha büyük bir cesaretle kendini ateşe atarcasına gider ışığı kucaklar.
ve burada ateş pervaneyi yakar kavurur. bir buğday tanesi gibi toparlayıp yere düşürür...
artık pervane 'hakkal yakin' biliyordur vuslatı. bu fenadır. bu canını verdiği noktadır. mumun bundan haberi bile yoktur belki. olmasına da gerek yoktur. bu pervanenin aşkıdır çünkü. aşkı uğruna can veren pervanenin aşkı.
ama öbür taraftan mum da yanar. onun aşkı da, acısı da kendincedir. önce can ipliğine bir ateş düşer ve yanmaya başlar mum… sonra içindeki o yangını söndürmek için gözyaşı döker. ateşi su söndürür çünkü. ama mumun gözyaşları onun ateşine daha da bir güç verir, elemi arttıkça artar.
ve erir can ipi, sevgilinin yolunda yok olana dek



alıntı kaynağı: www.risaleforum.com/edebiya...
devamını gör...
''ben sana denize çıkma demem fakat çıkacak olursan tufana katlan.''
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"şem ve pervane" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim