#araştırma-inceleme
orijinal ad: в името на народа
yazar: mitka grıbçeva
basım yılı: 1962
yazarın da bizzat içinde olduğu ikinci dünya savaşı yıllarında, ülkesinde olanlar, faşizmle mücadele, kaybettiği arkadaşları. savaş yıllarına ve verilen mücadeleye birinci ağızdan tanık olacağınız, enfes bir eser.
yazar: mitka grıbçeva
basım yılı: 1962
yazarın da bizzat içinde olduğu ikinci dünya savaşı yıllarında, ülkesinde olanlar, faşizmle mücadele, kaybettiği arkadaşları. savaş yıllarına ve verilen mücadeleye birinci ağızdan tanık olacağınız, enfes bir eser.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ateist kaplumbağa" tarafından 24.05.2021 16:17 tarihinde açılmıştır.
1.
mitka grıbçeva'nın savaşta ölen arkadaşlarının anısına yazmış olduğu kitabın adıdır.
bir partizanın gözünden faşizme karşı verilmiş mücadelenin kanlı canlı tanığı oluyorsunuz. mücadele nedir, ne değildir? sorusunun yanıtını bu kitapta rahatça bulabilirsiniz. ha cevap hoşunuza gider ya da gitmez, ben o kısmına karışmam. zaten 7. bölüme kadar gelmişseniz ve devam edebilecek coşku ya da okuma isteği içinizde yoksa, kitabı hafifçe kapatıp, uygun bir yere bırakınız. tabi kitap bıraktığınız yerde kalmasın zira kitabı okuyabilecek ve bu kitaptan bir şeyler çıkarabilecek insanlar elbette vardır/olacaktır. elden ele dolaştırıverin bir zahmet. okuyamamış olsanız da çorbada tuzunuz bulunsun. bulunmasa da olur, bilemedim şimdi.
bende kitabın 1976 ve 1978 yılı basımları var. kitabı haşmet matbaasında dizip basmışlar. yeni basımlarına da biraz göz gezdirmişliğim oldu. lakin yeni çevirilerden aynı tadı alamadım. belki kusur bendedir ya da çeviriler cidden kötüdür o konuda da kesin bir şey söyleyemeyeceğim. ben şerhimi düşmüş olayımda sıkıntı çıkmasın kafası ile hareket edeyim, eşeği sağlam kazığa bağlayayım. eşek aşırı inatçıysa da benim yapabileceğim bir şey yok. neticede kazık sağlam, ondan eminim.
bak konu yine dağıldı. hep böyle oluyor. durağanlık kötü şey zaten sürekli evrilmek falan lazım. kitapta biraz bundan bahsediyor. bir kibritte sen çak olayı gibi düşünün. zaten kibriti çakmaya üşenenler için çakmak var, o olmadı pürmüz var. ya da her zaman yaptıkları gibi hazır yemek söylesinler. ama kitabı bıraktıkları yeri sakın unutmasınlar, söylediğim gibi birine lazım olur. okumakta bir mücadele biçimidir falan filan fişman...
ben kestirmeden arka kapağı iliştireyim şuraya zira bu başlık iyi yerlere gitmiyor *
1940'larda faşizm bütün ağırlığıyla ülkeye yerleşmiştir. yöneticiler bir yandan yabancılarla, nazilerle işbirliği yapmakta, öte yandan kendi halkının gün geçtikçe daha kötü koşullarda yaşamasını sağlamaktadır.
bu romanın yazarı mitka grıbçeva, o yılların bulgaristan'ının en önde gelen partizanlarından birisidir. faşizmin en karanlık günlerinde, çeşitli kademelerden geçerek bir partizan müfrezesine girer. artık ognyana'dır adı... ognyana ve partizan arkadaşları faşizmle savaşmaya başlarlar. ve bu savaş, faşizmin kesin yenilgisine kadar sürer...
habora kitapevi yayınları /1978
bir partizanın gözünden faşizme karşı verilmiş mücadelenin kanlı canlı tanığı oluyorsunuz. mücadele nedir, ne değildir? sorusunun yanıtını bu kitapta rahatça bulabilirsiniz. ha cevap hoşunuza gider ya da gitmez, ben o kısmına karışmam. zaten 7. bölüme kadar gelmişseniz ve devam edebilecek coşku ya da okuma isteği içinizde yoksa, kitabı hafifçe kapatıp, uygun bir yere bırakınız. tabi kitap bıraktığınız yerde kalmasın zira kitabı okuyabilecek ve bu kitaptan bir şeyler çıkarabilecek insanlar elbette vardır/olacaktır. elden ele dolaştırıverin bir zahmet. okuyamamış olsanız da çorbada tuzunuz bulunsun. bulunmasa da olur, bilemedim şimdi.
bende kitabın 1976 ve 1978 yılı basımları var. kitabı haşmet matbaasında dizip basmışlar. yeni basımlarına da biraz göz gezdirmişliğim oldu. lakin yeni çevirilerden aynı tadı alamadım. belki kusur bendedir ya da çeviriler cidden kötüdür o konuda da kesin bir şey söyleyemeyeceğim. ben şerhimi düşmüş olayımda sıkıntı çıkmasın kafası ile hareket edeyim, eşeği sağlam kazığa bağlayayım. eşek aşırı inatçıysa da benim yapabileceğim bir şey yok. neticede kazık sağlam, ondan eminim.
bak konu yine dağıldı. hep böyle oluyor. durağanlık kötü şey zaten sürekli evrilmek falan lazım. kitapta biraz bundan bahsediyor. bir kibritte sen çak olayı gibi düşünün. zaten kibriti çakmaya üşenenler için çakmak var, o olmadı pürmüz var. ya da her zaman yaptıkları gibi hazır yemek söylesinler. ama kitabı bıraktıkları yeri sakın unutmasınlar, söylediğim gibi birine lazım olur. okumakta bir mücadele biçimidir falan filan fişman...
ben kestirmeden arka kapağı iliştireyim şuraya zira bu başlık iyi yerlere gitmiyor *
1940'larda faşizm bütün ağırlığıyla ülkeye yerleşmiştir. yöneticiler bir yandan yabancılarla, nazilerle işbirliği yapmakta, öte yandan kendi halkının gün geçtikçe daha kötü koşullarda yaşamasını sağlamaktadır.
bu romanın yazarı mitka grıbçeva, o yılların bulgaristan'ının en önde gelen partizanlarından birisidir. faşizmin en karanlık günlerinde, çeşitli kademelerden geçerek bir partizan müfrezesine girer. artık ognyana'dır adı... ognyana ve partizan arkadaşları faşizmle savaşmaya başlarlar. ve bu savaş, faşizmin kesin yenilgisine kadar sürer...
habora kitapevi yayınları /1978
devamını gör...
2.
kitap yazarı mitka grıbçeva nazi zulmüne karşı direnen partizanlardan biriymiş. hal böyle olunca 2. dünya savaşı atmosferini, çaresizliğini direnişini, kitaba güzel aktarmış. 500 sayfalık bir eser olsa da yormuyor.
devamını gör...