1.
o kadar hızlı bir çağdayız ki, o kadar hızlı yaşıyoruz ki günler, aylar ve yıllar onları kavrayamadan tükeniveriyor. yaşamın havasını ciğerlerimizde duyamıyoruz. gençlerinin hem bu kadar işsiz olup hem de sıkılamadığı bir çağda koşturuyoruz. sessizlikten süratle kaçıyoruz. zihnimizde kendi düşüncelerimize yer ayırmaya, otobüste sıkılmaya, yürüyüş esnasında düşüncelere dalmaya, bir başkası olmadan bir yerlere bile gitmeye çekiniyoruz. sessizliğe, kendi yalınlığımıza katlanamıyoruz. fonda videolar, televizyon, sokak gürültüsü ve araç sesleri daima sessizliğe tecavüz ediyor. sessizliğin, duymanın, kendine kalmanın yolları ötekiler ve teknolojik zımbırtılar aracılığıyla tıkanmaya da devam ediliyor.
sanki sıkılmak kötü bir şeymiş gibi, tek başınalık acınacak bir şeymiş gibi, susmak delilikmiş gibi lanse ediliyor. oysa ki anlamak, kavramak, odaklanmak, sorgulamak için sessizliğe, daha da yavaşlamaya ihtiyacımız var. hızlı okuma tekniklerine, x1.75 şeklinde seyredilen videolara, özetlere değil yavaş yavaş irdelemeye ihtiyacımız var.
düşünememekten beyinlerimiz küçülürken, ezbere yaşadığımız ilişkileri bile hissedebilmek için sessizliğe ihtiyacımız var. bunun için yogalar, mindfulness'lar çıkmıyor mu ? artık sessizliği bile öğrenebilmek için güçlü bir çaba sarf etmemiz gerekmiyor mu ? bu sualler aynı zamanda doğamızdan ne kadar koptuğumuzu da göstermiyor mu ?
sanki sıkılmak kötü bir şeymiş gibi, tek başınalık acınacak bir şeymiş gibi, susmak delilikmiş gibi lanse ediliyor. oysa ki anlamak, kavramak, odaklanmak, sorgulamak için sessizliğe, daha da yavaşlamaya ihtiyacımız var. hızlı okuma tekniklerine, x1.75 şeklinde seyredilen videolara, özetlere değil yavaş yavaş irdelemeye ihtiyacımız var.
düşünememekten beyinlerimiz küçülürken, ezbere yaşadığımız ilişkileri bile hissedebilmek için sessizliğe ihtiyacımız var. bunun için yogalar, mindfulness'lar çıkmıyor mu ? artık sessizliği bile öğrenebilmek için güçlü bir çaba sarf etmemiz gerekmiyor mu ? bu sualler aynı zamanda doğamızdan ne kadar koptuğumuzu da göstermiyor mu ?
devamını gör...