sevgiliye telefonu vermemek

şu benim özelim paylaşmak istemiyorum bakma cümlesi bana aşırı saçma geliyor. ben hayatımı paylaşmışım bir birlikteliğe başlamışız telefonumu mu esirgeyeceğim.
al çocum al istediğin gibi bak gezin dolan kurcala gel galerimdeki fotoğraflarla dalga geçelim

korkusu varsa telefonu vermez. uzatmayacağım kısacası o ilişkiden bir şey olmaz. nikahlı eşiniz değilse bırakın gitsin. piyasa da daha iyileri olduğuna yemin edebilirim ve ispatlarım :)

benim telefonumun şifresi dahi yok. sevgilim isteyince alır masanın üstünden bakar.* gerçi neden bakıyorsa telefonuma? ınstagram hesabım var sadece. başka sosyal mecram yok. oradan da neye bakabilir bilemem. telefon isteme olayı bu açıdan saçma geliyor işte bana. neyse ne, güven yoksa ilişki de yok.

defalarca boynuz yemiş olma ihtimali yüksek bireylerin karşı taraftan telefon istemesi normal karşılanabilir ancak bir o kadar da absürt. defalarca eşini, sevgilisini aldatmış birinin de karşı taraftan telefonunu istemesi anlaşılabilir ama işte absürtlüğün dik alasıdır. kimler kimler neler neler yapıyor.

bir keresinde ilk buluşmaya çıkmıştım. kordonda yürüyoruz sakin sakin, muhabbet ediyoruz. her şey ne güzel dedim. güneş batmak üzere falan. sonra oturduk çimlerin üzerine. telefonlar çıktı haliyle muhabbetin devamında ve bana spor yaparsam ne kadar iyi olacağımı söyledi. telefonundan bana bir aplikasyon göstermek isterken galeriye girdi yanlışlıkla. ilk çıkan fotoğraf bir kadının cinsel organının fotoğrafı oldu. ben istemeden gördüm. boğazım düğümlendi. bir şey diyemedim. aklımdan sekiz milyon düşünce geçti. kalktım gittim.

prensipte bakıldığında telefonunu ver demek ise benimle zihninin yüzde yüzünü paylaş demekten farkı yoktur. bu da teknik olarak mümkün değil ve ayrıca hakaret. kimse kimseyle, kadın erkek fark etmez zihninin yüzde yüzünü paylaşamaz. paylaşmamalı. bu olmalı diyen hastalıklı düşünce ülkemizde özgürlükler bağlamında bakıldığında o kadar çok sık karşımıza çıkıyor ki.

yani misal bu bahsettiğim adam telefonundan silmiş olabilirdi görüntüyü. baktıktan sonra silmiş olabilirdi. kadın yine gönderir ve sonrasında yine silebilirdi. ruhum bile duymazdı. adamı yalan makinesine mi sokayım?

isteyen şifre de verir, telefon da verir, yalan makinesine de bağlanır... sınırlarınız nerede başlayıp nerede sonlanıyorsa...

ben veririm. telefonu alsın isterse 1 hafta onda kalsın . tüm sosyal medya hesaplarım, whatsapp konuşmaları, smsler, galeri, drive her yeri karıştırmak serbest. ama tek şartım var: 10 dakikalığına ben de onun telefonunu alıcam. merak ediyorum yer mi.

telefonuma bakmak istiyorsa sevgilim olarak isteyeceği son şey olur

veriyorum, fotolarıma bakıyor, kendine whatsapptan atıyor, kendi kafasına göre editliyor, kızıyorum. fotolarıma değil, yüzüme bak ula! kşjkşlkjhklj

vermek gibi bir zorunluluğumuz olduğunu bilmiyordum.

niye vereyim ya sevgilim kendisine başka telefon alsın.

yakalanma riskini göze almamak.

hadsizliğe bak. hemen kapı önüne konmalı. böyle terbiyesizliklerin cennet bahçesi yatak odamda yeri yok.

telefonuma, göz ucuyla dahi bakanı hemen balkondan fırlatıyorum.

çünküm sınırı aştı. line. beyaz.

belediyeden ruhsatsız, kaçak et kesen kasap olduğuna işarettir.
üç beş istisna olayı burada işlemez. istisnasız yapanların hepsi kaçak et işine girmişlerdir.

hiç gizli saklım olmadı. hatta telefonumu sevgililerimin çantasına koyardım. telefonu saklamak gibi güven sarsan bir ilişkiyi de asla sürdürmem.

benim değil mi? vermicem.