sevginin karın doyurmadığı gerçeği
başlık "portakala abi diyen mandalin" tarafından 04.06.2022 15:41 tarihinde açılmıştır.
1.
müge anlı ve esra erol izleyerek bile ulaşılabilecek çıkarımdır.
sevgi tek başına bir şeylerin üstesinden gelemez ne yazık ki. sevginin bir şeylerin üstesinden gelebilmesi için kadının da erkeğin de ekonomik özgürlüğünün olması ve finansal anlamda iyi bir konumda olmak gerekmektedir.
sevgi tek başına bir şeylerin üstesinden gelemez ne yazık ki. sevginin bir şeylerin üstesinden gelebilmesi için kadının da erkeğin de ekonomik özgürlüğünün olması ve finansal anlamda iyi bir konumda olmak gerekmektedir.
devamını gör...
2.
oyle oyle ama benimde kendime ait gerceklerim var.
mesela bedelini odedigim sey ali agaoglu'nun dedigi gibi "benim malımdır"
bu bedeli askim bir defa evleniyorum ne olacak sunu alsam yonunden bahsediyorum.
mesela bedelini odedigim sey ali agaoglu'nun dedigi gibi "benim malımdır"
bu bedeli askim bir defa evleniyorum ne olacak sunu alsam yonunden bahsediyorum.
devamını gör...
3.
bu tarz başlıkların hastası olmuşumdur ezelden beri. cidden yani olunamayacak gibi değil. özellikle deli yürek ve kurtlar vadisi izleyerek büyüyen neslin bir ömer baba, bir kuşçu olma isteklerini bastıramamasından mütevellit ortaya çıktığı için de tam bitirme tezlik hareket. konu arayan arkadaşlara duyurulur diyip devam edelim.
yani aslında bu başlıkları duymayanımız kalmış mıdır bilmem. her ortamda vardır böyle bi arkadaş, grup insanlarına eşlik eder, dertlerini dinler. az önce sardığı tütünü yakar, belki tesbihini cebine koymuştur az önce. sonrasında uzaklara dalar ve hayat hakkında bazı cümleler sarfeder. bunlar genel manada toplum insanını üzen cümleler. dede korkut'tan kalma bir gelenek de olabilir bilemicim. işte şöyle bir dalar uzaklara ve der " sevgi karın doyurmuyor oğul!" veya ne bileyim " dünya hassas kalpler için cehennemdir." gibi gibi. bu diğer cümle de ayrı bir fiyasko da neyse o artık başka başlığa. yani anlıyor musunuz bu tespitler güldürmekten başka ne işe yarıyor pek anlayamiyorum. yaz bunu güzel laf da diyemiyorsun çünkü klişe yani, 2022 yılında dahi başlık diye önünüze konuyor, sen anla derdimi.
asıl kopartıcı tarafı bunun efsunlu, içinde binbir sırra vakıfmışçasina sunulup bunda manalar aranması, büyük bir tespitmişçesine sunulması. yani düşünülmüş düşünülmüş önümüze bu atılmış. hatta işin sonunda "hasikomeeee" diyerek şaşırmamız bekleniyor. olay da burda başlıyor işte. bu tarz cümlelere inanılıyor da. sevgi karın doyurmuyor ama hangi sevgi? kime karşı? hangi koşullarda? nasıl, ne neden kim???
hiçbir şey belli değil ama efsunlu. sevgi karın doyurmuyor çünkü varoşlar birbirini yiyor, bu durum kötü ama neşeli günler harika bir film. toplum psikolojimiz bu işte, bu kadar. efsunlu lafları seviyoruz ve gerisini sorgulamıyoruz. bir de ortadoğu kökenimize atıfta bulunarak en sevdiğimiz şeyden vurulmuş, "sevgi". bu mantığa göre sevgi kelimesini çıkarıp her türlü kelimeyi yerine koyabiliriz, hemen bir örneğini verelim.
" sucuk tek başına karın doyurmuyor. "
bu da doğru bir tespit çünküm tava, ateş gibi materyallere ihtiyacın var. yalnız bizim söz çok derinliksiz ve sığ gözükürken sevgi oldu mu diğer parametrelerin önemi kayboluyor ve başlık oluyor. olmasın efenim artık yıl 2022.
yani aslında bu başlıkları duymayanımız kalmış mıdır bilmem. her ortamda vardır böyle bi arkadaş, grup insanlarına eşlik eder, dertlerini dinler. az önce sardığı tütünü yakar, belki tesbihini cebine koymuştur az önce. sonrasında uzaklara dalar ve hayat hakkında bazı cümleler sarfeder. bunlar genel manada toplum insanını üzen cümleler. dede korkut'tan kalma bir gelenek de olabilir bilemicim. işte şöyle bir dalar uzaklara ve der " sevgi karın doyurmuyor oğul!" veya ne bileyim " dünya hassas kalpler için cehennemdir." gibi gibi. bu diğer cümle de ayrı bir fiyasko da neyse o artık başka başlığa. yani anlıyor musunuz bu tespitler güldürmekten başka ne işe yarıyor pek anlayamiyorum. yaz bunu güzel laf da diyemiyorsun çünkü klişe yani, 2022 yılında dahi başlık diye önünüze konuyor, sen anla derdimi.
asıl kopartıcı tarafı bunun efsunlu, içinde binbir sırra vakıfmışçasina sunulup bunda manalar aranması, büyük bir tespitmişçesine sunulması. yani düşünülmüş düşünülmüş önümüze bu atılmış. hatta işin sonunda "hasikomeeee" diyerek şaşırmamız bekleniyor. olay da burda başlıyor işte. bu tarz cümlelere inanılıyor da. sevgi karın doyurmuyor ama hangi sevgi? kime karşı? hangi koşullarda? nasıl, ne neden kim???
hiçbir şey belli değil ama efsunlu. sevgi karın doyurmuyor çünkü varoşlar birbirini yiyor, bu durum kötü ama neşeli günler harika bir film. toplum psikolojimiz bu işte, bu kadar. efsunlu lafları seviyoruz ve gerisini sorgulamıyoruz. bir de ortadoğu kökenimize atıfta bulunarak en sevdiğimiz şeyden vurulmuş, "sevgi". bu mantığa göre sevgi kelimesini çıkarıp her türlü kelimeyi yerine koyabiliriz, hemen bir örneğini verelim.
" sucuk tek başına karın doyurmuyor. "
bu da doğru bir tespit çünküm tava, ateş gibi materyallere ihtiyacın var. yalnız bizim söz çok derinliksiz ve sığ gözükürken sevgi oldu mu diğer parametrelerin önemi kayboluyor ve başlık oluyor. olmasın efenim artık yıl 2022.
devamını gör...