1.
vay arkadaş ya... bazı başlıkların açılmamasını hayretle karşılıyorum. demek ki bizim dönem rpg oyuncuları gitmiş... neyse hayıflanma modumuzu kapattıktan sonra bu güzel evreni açıklama şerefine nail olduğum için mutlu olduğumu belirtiyorum.
shadowrun, ihtimalen duyduğunuz battletech'i de geliştiren, fasa tarafından 1989 yılında yayınlanmaya başlanan bir rol yapma evreni. bir doz cyberpunk alıyoruz ve içine elf, dwarf, ejderha, ork ve troll gibi fantastik kurgulardan gelen ırkları ve büyüyü de koyup blenderdan geçiriyoruz. oluyor bize shadowrun evreni. esasen earthdawn adı verilen bir settingin gelecekteki hali (altıncı çağ diye geçiyor ki diğer çağlar bu evrende dönüp bitiyor).
şahsen fasa'nın roman tarafına cyberpunktakilerden daha fazla eğilmesi yüzünden daha dolu bir evren olduğunu söyleyebilirim. bu setting önce fasa'dan wizkids'e oradan da catalyst game labs'a geçiyor ve hepsi de (wizkids 6 tane basıyor gerçi) 40 küsur roman serisi yayınladığı için bayağı bir hikaye var. dragonlance'da olduğu gibi "tüm cool şeyleri de romanda yapıyorlar yahu" gibi bir dert de - evrenin niteliğinden ötürü - çok olmuyor.
gelelim olaya. şimdi tarihler 2050leri gösterdiğinde dünya bir çalkantının içine giriyor. zira büyü dünyaya geri dönüyor. bu da doğumlarda elf ve dwarf bebeklerinin dünyaya gelmesi (şanslı olanlar) diğerlerinde de goblinization dediğimiz ergenlikte bir gecede ork ve troll'e dönüşen insanlarla beraber geliyor. dahası ejderhalar da uyanıyorlar. aralarından bir tanesi (lofwyr) bu evrendeki megaşirketlerden birisi olan saader-krupp'ın başında mesela. adam altın rezervlerinin üstünde değil, hisse senetlerinin üstünde yatıyor bir nevi. bir diğer namlı ejderha da - neredeyse - abd başkanı olan dunkelzahn. ilk uyanan ejderhalardan birisi olan bu ejderha kısa sürede insanlığın sempatisini kazanıyor, oranın abdsi olan, ucas vatandaşlığına geçiyor ve başkan adayı oluyor. seçildiğinin ilk günü de bir suikaste kurban gidiyor (mu acaba? zira evrenin anlatısında daha değişik şeyler var ama spoiler vermeyeyim).
şimdi, shadowrun dediğimiz eylem şirketlerin extraterritoriality dediğimiz şeysi yüzünden ortaya çıkan bir eylem. bu evrende devletlerin güçleri şirketlerle kıyasla az ve megaşirketlerin alanlarında kendilerinin borusu ötüyor. sözgelimi renraku'nun alanında yakalandığınızda şirket polis çağırmıyor, kendi polisi, ordusu falan var sizin işinizi oracıkta görüveriyor. ama işte bu şirketlerin birbirine girmesi bir nevi kıyım yaşatacağından "reddedilebilir" kaynaklarla birbirlerine saldırıyorlar. sözgelimi mitsuhama, renraku'dan bilimadamı mı "devşirecek" bir grup paralı askeri kiralıyor. yakalanırlarsa "allah allah bak sen yaa" deyip ellerini yıkayıveriyor.
bu evrenin hem fantastik hem de cyberpunk öğelerine sahip olması aslında hikaye örgülerini genişletiyor. büyüsel bir artifact'ın yarattığı mevzuya monomoleküler kılıçlı, sibernetik eklentili abiler ve büyücüler dahil olabiliyor. hackerlar zaten bu dünyanın olmazsa olmazı. bu arada bu dünyada büyü şamanist ve akademik olarak ikiye ayrılmış halde. massachusetts technology and thaumathurgy diye okul var mit yerine. aynı zamanda oyun ırkçılık konusuna da rahatça girebiliyor. metainsanlığı sevmeyen, insanın insandan başka dostu yoktur ilkesini şiar edinmiş humanis policlub diye bir fraksiyon var mesela. elflerin herşeye cool cool bakması, ork ve trollerin ise bildiğimiz ork ve troll stereotipinde olması da durumu iyileştirmiyor tabii ki.
burada bizim canlandırdığımız karakterler genelde shadowrunnerlar oluyor. zira şirket şemsiyesi altında yaşayan birisinin çok bir macerası yok. şirket hastanesinde doğuyor, şirket okulunda okuyor, şirkette çalışıyor ve şirket cenazesiyle gömülüyor - eğer aksi bir olay olmazsa tabii.
bu evrende geçen - ve rahatlıkla tavsiye edebileceğim - bilgisayar oyunları da var. microsoft'un hangi akla sığınarak çıkarttığını bilmediğim doom gibi olan oyunu hariç olarak:
- shadowrun returns
- shadowrun dragonfall
- shadowrun hong kong
şeklinde gidiyor. bunlar bir üçleme değil, hepsi farklı hikayeleri konu alıyor ama ben şahsen dragonfall'ı çok çok beğendiğimi söyleyebilirim. herhangi bir steam indiriminde acayip ucuza denk getirebiliyorsunuz bu arada.
daha çok şey yazılabilir bu evren hakkında ama ana hatlarıyla böyle olduğunu söyleyebilirim. şayet oynamak (veya oynatmak) isterseniz buyurun derim.
shadowrun, ihtimalen duyduğunuz battletech'i de geliştiren, fasa tarafından 1989 yılında yayınlanmaya başlanan bir rol yapma evreni. bir doz cyberpunk alıyoruz ve içine elf, dwarf, ejderha, ork ve troll gibi fantastik kurgulardan gelen ırkları ve büyüyü de koyup blenderdan geçiriyoruz. oluyor bize shadowrun evreni. esasen earthdawn adı verilen bir settingin gelecekteki hali (altıncı çağ diye geçiyor ki diğer çağlar bu evrende dönüp bitiyor).
şahsen fasa'nın roman tarafına cyberpunktakilerden daha fazla eğilmesi yüzünden daha dolu bir evren olduğunu söyleyebilirim. bu setting önce fasa'dan wizkids'e oradan da catalyst game labs'a geçiyor ve hepsi de (wizkids 6 tane basıyor gerçi) 40 küsur roman serisi yayınladığı için bayağı bir hikaye var. dragonlance'da olduğu gibi "tüm cool şeyleri de romanda yapıyorlar yahu" gibi bir dert de - evrenin niteliğinden ötürü - çok olmuyor.
gelelim olaya. şimdi tarihler 2050leri gösterdiğinde dünya bir çalkantının içine giriyor. zira büyü dünyaya geri dönüyor. bu da doğumlarda elf ve dwarf bebeklerinin dünyaya gelmesi (şanslı olanlar) diğerlerinde de goblinization dediğimiz ergenlikte bir gecede ork ve troll'e dönüşen insanlarla beraber geliyor. dahası ejderhalar da uyanıyorlar. aralarından bir tanesi (lofwyr) bu evrendeki megaşirketlerden birisi olan saader-krupp'ın başında mesela. adam altın rezervlerinin üstünde değil, hisse senetlerinin üstünde yatıyor bir nevi. bir diğer namlı ejderha da - neredeyse - abd başkanı olan dunkelzahn. ilk uyanan ejderhalardan birisi olan bu ejderha kısa sürede insanlığın sempatisini kazanıyor, oranın abdsi olan, ucas vatandaşlığına geçiyor ve başkan adayı oluyor. seçildiğinin ilk günü de bir suikaste kurban gidiyor (mu acaba? zira evrenin anlatısında daha değişik şeyler var ama spoiler vermeyeyim).
şimdi, shadowrun dediğimiz eylem şirketlerin extraterritoriality dediğimiz şeysi yüzünden ortaya çıkan bir eylem. bu evrende devletlerin güçleri şirketlerle kıyasla az ve megaşirketlerin alanlarında kendilerinin borusu ötüyor. sözgelimi renraku'nun alanında yakalandığınızda şirket polis çağırmıyor, kendi polisi, ordusu falan var sizin işinizi oracıkta görüveriyor. ama işte bu şirketlerin birbirine girmesi bir nevi kıyım yaşatacağından "reddedilebilir" kaynaklarla birbirlerine saldırıyorlar. sözgelimi mitsuhama, renraku'dan bilimadamı mı "devşirecek" bir grup paralı askeri kiralıyor. yakalanırlarsa "allah allah bak sen yaa" deyip ellerini yıkayıveriyor.
bu evrenin hem fantastik hem de cyberpunk öğelerine sahip olması aslında hikaye örgülerini genişletiyor. büyüsel bir artifact'ın yarattığı mevzuya monomoleküler kılıçlı, sibernetik eklentili abiler ve büyücüler dahil olabiliyor. hackerlar zaten bu dünyanın olmazsa olmazı. bu arada bu dünyada büyü şamanist ve akademik olarak ikiye ayrılmış halde. massachusetts technology and thaumathurgy diye okul var mit yerine. aynı zamanda oyun ırkçılık konusuna da rahatça girebiliyor. metainsanlığı sevmeyen, insanın insandan başka dostu yoktur ilkesini şiar edinmiş humanis policlub diye bir fraksiyon var mesela. elflerin herşeye cool cool bakması, ork ve trollerin ise bildiğimiz ork ve troll stereotipinde olması da durumu iyileştirmiyor tabii ki.
burada bizim canlandırdığımız karakterler genelde shadowrunnerlar oluyor. zira şirket şemsiyesi altında yaşayan birisinin çok bir macerası yok. şirket hastanesinde doğuyor, şirket okulunda okuyor, şirkette çalışıyor ve şirket cenazesiyle gömülüyor - eğer aksi bir olay olmazsa tabii.
bu evrende geçen - ve rahatlıkla tavsiye edebileceğim - bilgisayar oyunları da var. microsoft'un hangi akla sığınarak çıkarttığını bilmediğim doom gibi olan oyunu hariç olarak:
- shadowrun returns
- shadowrun dragonfall
- shadowrun hong kong
şeklinde gidiyor. bunlar bir üçleme değil, hepsi farklı hikayeleri konu alıyor ama ben şahsen dragonfall'ı çok çok beğendiğimi söyleyebilirim. herhangi bir steam indiriminde acayip ucuza denk getirebiliyorsunuz bu arada.
daha çok şey yazılabilir bu evren hakkında ama ana hatlarıyla böyle olduğunu söyleyebilirim. şayet oynamak (veya oynatmak) isterseniz buyurun derim.
devamını gör...