martin scorsese’nin yönettiği, baş rolünde leonardo dicaprio'nun oynadığı 2009’da da gösterime giren film. akıl hastanesinin bulunduğu zindan adasından kaçan ve cinayet işlemiş bir hastayı arayan ekibin macerasını anlatıyor.
yönetmen
(bkz: martin scorsese)
oyuncular
(bkz: leonardo dicaprio)
(bkz: mark ruffalo)
(bkz: ben kingsley)
(bkz: emily mortimer)
(bkz: max von sydow)
(bkz: martin scorsese)
oyuncular
(bkz: leonardo dicaprio)
(bkz: mark ruffalo)
(bkz: ben kingsley)
(bkz: emily mortimer)
(bkz: max von sydow)
circuit community awards (2010)
gran premio ınternazionale del doppiaggio (2010)
ıtalian online movie awards (ıoma) (2010)
gran premio ınternazionale del doppiaggio (2010)
ıtalian online movie awards (ıoma) (2010)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ne sensör ne ben söyleyeyim" tarafından 16.11.2020 15:19 tarihinde açılmıştır.

1.
sonu iki farklı bir şekilde yorumlanabilecek olan film. leonardo dicaprio'nun oyunculuğu harika. filmi izledikten sonra "lan acaba çocuğu kandırdılar mı" sorusu insanı deli ediyor.
devamını gör...
2.
bir martin scorsese filmi di caprio harikalar yaratmıştır filmde ayrıca film içi bazı detayları yakalarsanız film daha lezzetli hale gelebiliyor --! spoiler !--
mesela adaya girerken bu telleri bir yerden hatırlıyorum demesi bir ipucu film başlarken zaten sudan nefret ediyorum diye başlıyor bir başka ipucu giriş sahnesinde polisin silahını çıkaramaması çok ilginç bu da bir ipucu kısacası çok güzel bir film çok yaşa scorsese hocam.
--! spoiler !--
mesela adaya girerken bu telleri bir yerden hatırlıyorum demesi bir ipucu film başlarken zaten sudan nefret ediyorum diye başlıyor bir başka ipucu giriş sahnesinde polisin silahını çıkaramaması çok ilginç bu da bir ipucu kısacası çok güzel bir film çok yaşa scorsese hocam.
--! spoiler !--
devamını gör...
3.
di caprio- scorsese ikilisinin bir diğer müthiş filmi. tekrar izlendiğimde daha önce fark etmediğim bir çok ayrıntı olduğunu gördüm. bir kez yetmez bir kaç kez izlenesi filmdir.
devamını gör...
4.
film sektörünün kesinlikle enlerinden biri olduğunu düşündüğüm, başrolünde dicaprio'nun olduğu efsane ötesi filmdir. ödev olarak bu filmin analizini yapmış olsam da ne desem hak ettiği övgüyü veremeyecek gibi hissediyorum.
--- alıntı ---
this place makes me wonder... which would be worse, to live as a monster or to die as a good man?
--- alıntı ---
--- alıntı ---
this place makes me wonder... which would be worse, to live as a monster or to die as a good man?
--- alıntı ---
devamını gör...
5.
martin scorsese’nin yönettiği, mart 2008’de çekimleri başlayıp 2009’da da gösterime giren ve akıl hastanesinin bulunduğu adadan kaçan cinayet işlemiş bir hastayı arayan ekibin macerasını anlatan film. gizemli nehir’in yazarı dennis lehane’in türkçede zindan adası adıyla yayımlanan kitabından uyarlanmış olan filmdir.
başrolde leonardo di caprio oynamıştır.
başrolde leonardo di caprio oynamıştır.
devamını gör...
6.
leonardo di caprio’nun da oynadığı, akıl hastalarını konu alan,başkalarına teşhis ararken içimizdeki devasa hastayı bulduğumuz film. en etkilendiğim cümlelerden olan, hastaneye girerkenki mermer taşı buz gibi bir gerçekle yüzleştiriyor.taşta yazan;
“biz de yaşamış ,sevmiş ve gülmüştük.bizi unutmayın.”
“biz de yaşamış ,sevmiş ve gülmüştük.bizi unutmayın.”
devamını gör...
7.
(bkz: martin scorsese)nin en iyi filmi desem umarım abartmam. senaryosunun çok iyi olduğu, ya da iyi oyunculukların sergilendiği filmleri var ama ikisinin en iyi birleştiği film desem umarım abartmış olmam. filmin başından sonuna kadar o kasvetli atmosferde karanlıktan biri atlayıp "böö" yapacak diye tırıs tırıs seyrettim ta ki (bkz: ben kingsley)i görene kadar. olay örgüsü çözüldüğünde "vay amk" tepkisini veren tek ben değilim değil mi? filmi övmek için spoiler vermeyeyim. seyretmeyen arkadaşlar çok şanslılar, (bkz: eternal sunshine of the spotless mind) gibi bir durum olsa ilk izleyeceğim filmlerden (gerçi o zaman nasıl hatırlayacaksam..)
devamını gör...
8.
spoiler içerir:
film boyunca teddy daniels ( di caprionun) olayın farkında olduğu ve doktorlarla adeta bir satranç maçı oynar gibi hamleleşmelerini izliyoruz. psikiyatristlerden dr.john(kel abimiz) psikiyatrik tanı alan bireyler için toplum temelli tedaviyi destekliyor. dr. jaremiah ( yaşlı kurt dayı) ise psikiyatride geleneksel tedaviyi savunuyor. yani di caprioya lobotomi uygulanması taraftarı. film bir yandan geleneksel psikiyatri ile toplum temelli sağaltımın mücadelesine de dikkat çekiyor. di capria aslında göründüğünden daha zeki bir karakterdir. olan bitenden de aslında başından itibaren haberi vardır. bunu bu sahnelerde görüyoruz : 1- filmin hemen başında gemide konuşurlarken di caprio portlanda ot falan mı içiyorsunuz diye soruyor ama ortajı chuch seattle bürosundanım şeklinde yanıtlıyor burda di caprionun alaycı bakışını görüyoruz. 2- silah teslim sahnesine chuch karakteri silahını belinden çıkarırken di caprionun sert bakışına maruz kalıyor ( hay senin bana hazırlandığın role dercesine). 3- di caprio dr. john a bana kalırsa onları ( hastaları) tedavi etmeyin diyor burada beni boşuna tedavi etmeyin mesajı verdiğini görüyoruz. 4- kaybolan kadını ararlarken gardiyanların oturdukları görülüyor burda aslında onların rol yaptıklarını görüyor ama bu oyuna devam etmeli eğer devam ederse hedefi olan lobotomiye ulaşacaktır. burda asıl amacının lobotomi olduğunu görüyoruz. bunu filmin sonunda görüyor olacağız. 5- dicaprio hastalarla görüşme yaptığı sahnede genç olan hasta " öz çocuklarını boğdu. berbat bir dünyada yaşıyoruz..." cümlelerini söylerken di caprio kendini zor tutuyor ve hastayı sinirlendirmek için not defterini karalıyor. 6- di capri yaşlı doktorla karşılaşıyor ve doktor travma kesimesinin yunancada "yara" demek olduğunu biliyor muydunuz ? bir canavar görünce durdurmak gerekir buna katılıyor musun diye soruyor. di caprio da buna katılsa da kabullenemediği için sinirli bir şekilde katılıyorum diye yanıtlıyor. 7- di caprio ortağıyla deniz kenarında falezlerin üstündeyken portlanda hava şimdi nasıldır chuck diye soruyor. ortağı ben seatteldanım diyor ardından di caprionun o sert ve aşağılayıcı bakışını görüyoruz. yani genel olarak di caprionun karısının ölümünden kendisini sorumlu tuttuğu için ve karısı hasta iken onun yanında olmadığından dolaylı olarak da çocuklarının ölümünden sorumlu hissettiği için bir canavar olarak yaşamaktansa lobotomi olmak istediği görülüyor.
film boyunca teddy daniels ( di caprionun) olayın farkında olduğu ve doktorlarla adeta bir satranç maçı oynar gibi hamleleşmelerini izliyoruz. psikiyatristlerden dr.john(kel abimiz) psikiyatrik tanı alan bireyler için toplum temelli tedaviyi destekliyor. dr. jaremiah ( yaşlı kurt dayı) ise psikiyatride geleneksel tedaviyi savunuyor. yani di caprioya lobotomi uygulanması taraftarı. film bir yandan geleneksel psikiyatri ile toplum temelli sağaltımın mücadelesine de dikkat çekiyor. di capria aslında göründüğünden daha zeki bir karakterdir. olan bitenden de aslında başından itibaren haberi vardır. bunu bu sahnelerde görüyoruz : 1- filmin hemen başında gemide konuşurlarken di caprio portlanda ot falan mı içiyorsunuz diye soruyor ama ortajı chuch seattle bürosundanım şeklinde yanıtlıyor burda di caprionun alaycı bakışını görüyoruz. 2- silah teslim sahnesine chuch karakteri silahını belinden çıkarırken di caprionun sert bakışına maruz kalıyor ( hay senin bana hazırlandığın role dercesine). 3- di caprio dr. john a bana kalırsa onları ( hastaları) tedavi etmeyin diyor burada beni boşuna tedavi etmeyin mesajı verdiğini görüyoruz. 4- kaybolan kadını ararlarken gardiyanların oturdukları görülüyor burda aslında onların rol yaptıklarını görüyor ama bu oyuna devam etmeli eğer devam ederse hedefi olan lobotomiye ulaşacaktır. burda asıl amacının lobotomi olduğunu görüyoruz. bunu filmin sonunda görüyor olacağız. 5- dicaprio hastalarla görüşme yaptığı sahnede genç olan hasta " öz çocuklarını boğdu. berbat bir dünyada yaşıyoruz..." cümlelerini söylerken di caprio kendini zor tutuyor ve hastayı sinirlendirmek için not defterini karalıyor. 6- di capri yaşlı doktorla karşılaşıyor ve doktor travma kesimesinin yunancada "yara" demek olduğunu biliyor muydunuz ? bir canavar görünce durdurmak gerekir buna katılıyor musun diye soruyor. di caprio da buna katılsa da kabullenemediği için sinirli bir şekilde katılıyorum diye yanıtlıyor. 7- di caprio ortağıyla deniz kenarında falezlerin üstündeyken portlanda hava şimdi nasıldır chuck diye soruyor. ortağı ben seatteldanım diyor ardından di caprionun o sert ve aşağılayıcı bakışını görüyoruz. yani genel olarak di caprionun karısının ölümünden kendisini sorumlu tuttuğu için ve karısı hasta iken onun yanında olmadığından dolaylı olarak da çocuklarının ölümünden sorumlu hissettiği için bir canavar olarak yaşamaktansa lobotomi olmak istediği görülüyor.
devamını gör...
9.
-bu adadayken düşünmeden edemiyorum.
+neyi patron ?
-hangisi daha kötü olurdu ? bir canavar olarak yasamak mı yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi ?
bizim leo sonunda tedavi oluyor. olayları anlıyor. yani kendi teşhisini koyuyor. yalnız her seferinde başa sardığı için, lobotomiyi seçiyor. olayı bitiriyor.
beyin yakan güzel film. izleyin. izleyin ki beyniniz yansın. sonra gidip lobotomi yaptırın.
+neyi patron ?
-hangisi daha kötü olurdu ? bir canavar olarak yasamak mı yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi ?
bizim leo sonunda tedavi oluyor. olayları anlıyor. yani kendi teşhisini koyuyor. yalnız her seferinde başa sardığı için, lobotomiyi seçiyor. olayı bitiriyor.
beyin yakan güzel film. izleyin. izleyin ki beyniniz yansın. sonra gidip lobotomi yaptırın.
devamını gör...
10.
2010 yapımı,2 saat 20 dakika,gerilim/gizem türü,mindfuck bir filmidir.filmi izlerken aynen şöyleydim
'' neymiş bunun olayı ?''
'' hee anladım klasik gerilim filmi bir b*klar çıkacak bu adadan ''
'' lan noluyor ?! ''
'' he aslında o şeymiş ''
'' lan alakası yok o öyle değilmiş ''
bu şekilde filmi çözmeye çalışıyorsunuz ama bitene kadar olayı anlayamıyorsunuz.annem önermişti,uzun olduğu için izlemek de tereddüt ettim ama kesinlikle deydi.
'' neymiş bunun olayı ?''
'' hee anladım klasik gerilim filmi bir b*klar çıkacak bu adadan ''
'' lan noluyor ?! ''
'' he aslında o şeymiş ''
'' lan alakası yok o öyle değilmiş ''
bu şekilde filmi çözmeye çalışıyorsunuz ama bitene kadar olayı anlayamıyorsunuz.annem önermişti,uzun olduğu için izlemek de tereddüt ettim ama kesinlikle deydi.
devamını gör...
11.
ters köşe yapan bir filmdir. izlerken beynim yandığı için ve fazla duygusal olduğum için yarıda bıraktığım ve her ne kadar başkalarından izlemem için övgü ve tavsiyeler alsamda bir daha izlemediğim filmlerden biri.
devamını gör...
12.
çok beğendiğim, sıfır spoilerla izleyebildiğim icin kendimi şanslı hissettiğim mükemmel oyunculuk,güzel kurgu,iyi senaryo birleşimi seyir zevki yüksek bir film zindan adası.
filmin tek kötü yanı berbat türkçe ismidir.ismindeki kelime oyununu çeviriden kaynaklı türk izleyicileri fark edemiyor maalesef.
eleştirmenler tarafından düşük puan almasına rağmen martin scorsese 'yi seyirci yalnız bırakmamış,scorsese'nin en yüksek gişe yaptığı film olmuştur.
film oscar'a hiçbir dalda aday gösterilmemiştir.(asla anlayamıyorum neden)
filmi izledikten sonra etkisinden cikamiyrosunuz.filmi izledikten sonra ben üzerine yazılan her yazıyı,videoyu okuyup inceledim.
film sizi o derece anlama ve öğrenme kaygısı içine düşürüyor ki filmi düşünmekten ,üzerine konuşmaktan vazgecemiyorsunuz.
eğer izlemediyseniz mutlaka izlemeniz gereken kaliteli bir yapım.
filmin sonunda hastanın ona oynanan oyun sayesinde iyileştiği ama yine de çocuklarının ölümüne sebep olan bir baba, eşini öldüren bir koca olarak yasamak istemediği için hasta taklidi yaptığı gerçeği çıkıyor.yani hikaye sizi oraya götürüyor.filmdeki her şeyin kurgu olduğu .
ama bence asıl olayı leonardo dicaprio'nun karakteri oynuyor onlara.en başından beri istediği lobotomi için doktorun son oyununu da tamamlaması gerek.doktor ve arkadaşları ona oyun oynarken aslında karakterimiz onlara oyun oynuyor.son oyunlarına da katlanarak onları hasta olduğuna lobotomiyi istediğine ikna ediyor.ama hasta olmadığını bunu kendisinin tercih ettiğini sondaki cümlede seyirciye ve doktora fısıldıyor.
filmin tek kötü yanı berbat türkçe ismidir.ismindeki kelime oyununu çeviriden kaynaklı türk izleyicileri fark edemiyor maalesef.
eleştirmenler tarafından düşük puan almasına rağmen martin scorsese 'yi seyirci yalnız bırakmamış,scorsese'nin en yüksek gişe yaptığı film olmuştur.
film oscar'a hiçbir dalda aday gösterilmemiştir.(asla anlayamıyorum neden)
filmi izledikten sonra etkisinden cikamiyrosunuz.filmi izledikten sonra ben üzerine yazılan her yazıyı,videoyu okuyup inceledim.
film sizi o derece anlama ve öğrenme kaygısı içine düşürüyor ki filmi düşünmekten ,üzerine konuşmaktan vazgecemiyorsunuz.
eğer izlemediyseniz mutlaka izlemeniz gereken kaliteli bir yapım.
filmin sonunda hastanın ona oynanan oyun sayesinde iyileştiği ama yine de çocuklarının ölümüne sebep olan bir baba, eşini öldüren bir koca olarak yasamak istemediği için hasta taklidi yaptığı gerçeği çıkıyor.yani hikaye sizi oraya götürüyor.filmdeki her şeyin kurgu olduğu .
ama bence asıl olayı leonardo dicaprio'nun karakteri oynuyor onlara.en başından beri istediği lobotomi için doktorun son oyununu da tamamlaması gerek.doktor ve arkadaşları ona oyun oynarken aslında karakterimiz onlara oyun oynuyor.son oyunlarına da katlanarak onları hasta olduğuna lobotomiyi istediğine ikna ediyor.ama hasta olmadığını bunu kendisinin tercih ettiğini sondaki cümlede seyirciye ve doktora fısıldıyor.
devamını gör...
13.
kesinlikle senaryosu zeka içeren muhteşem bir filmdir. hala sonunu tam olarak kafamda çözümleyemedim. nedense leonardo di caprio'nun oynadığı çoğu filmin senaryosu zeka içeriyor. mesela inception, köstebek...
devamını gör...
14.
gerilim filmi.
izlerken korkak bir tip iseniz benim gibi tek izlemeyin yoksa korkudan filmi takip edemeyebilirsiniz.
film 2010 yılı yapımı. yeni bir film olsa da 1954 yılında yaşanan olaylar anlatılmaktadır.
bir ada düşünün içinde sadece suçlu akıl hastalarının denek olarak kullanıldığı bir hastane var. adada yalnızca hastalar, doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar ve güvenlik görevlileri var. bir hasta kaçar ve hastane yönetimi bulunması için federal ajanları çağırır ve olaylar gelişir.
izlerken korkak bir tip iseniz benim gibi tek izlemeyin yoksa korkudan filmi takip edemeyebilirsiniz.
film 2010 yılı yapımı. yeni bir film olsa da 1954 yılında yaşanan olaylar anlatılmaktadır.
bir ada düşünün içinde sadece suçlu akıl hastalarının denek olarak kullanıldığı bir hastane var. adada yalnızca hastalar, doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar ve güvenlik görevlileri var. bir hasta kaçar ve hastane yönetimi bulunması için federal ajanları çağırır ve olaylar gelişir.
devamını gör...
15.
kafamı allak bullak eden, streslere sürükleyen ve sonunda ters köşe ederek boşluğa bakmamı sağlayan psikolojik gerilim filmlerinin hastasıyım. bu filmi de güzel olduğunu bildiğim için uzun zamandır bekletiyordum, sonunda izledim ve niye daha önce izlemediğime hayıflanıyorum şu an. tam olarak anlayabilmek için bir iki kere daha izlemek lazım ama.
en beğendiğim sahnelerden birini spoiler olarak bırakayım.
- you don’t know me.
+ oh, but i do.
- no, you don’t. you don’t know me at all.
+ oh, i know you. we’ve known each other for centuries.
en beğendiğim sahnelerden birini spoiler olarak bırakayım.
- you don’t know me.
+ oh, but i do.
- no, you don’t. you don’t know me at all.
+ oh, i know you. we’ve known each other for centuries.
devamını gör...
16.
bugün bu filmle ilgili ilginç bir bilgi okudum.
leonardo dicaprio'nun canlandırdığı karakterin sigaralarını film boyunca başka birileri yakıyormuş. sebebi de akıl hastalarına yanıcı madde verilmemesiymiş.
seviyorum böyle yönetmen yönlendirmelerini. izlerken anlamadık orası ayrı.
leonardo dicaprio'nun canlandırdığı karakterin sigaralarını film boyunca başka birileri yakıyormuş. sebebi de akıl hastalarına yanıcı madde verilmemesiymiş.
seviyorum böyle yönetmen yönlendirmelerini. izlerken anlamadık orası ayrı.
devamını gör...
17.
filmde leonardo dicaprio abimize hala oyun mu yapıyorlar yoksa gerçekleri mi söylüyorlar diye emin olmadığım için 3 kez izlediğim ve sonunda gerçekleri söylüyorlar olarak karar kıldığım film.
en sonda ise gerçekleri hatırlayıp canavar gibi yaşamaktansa masum bir şekilde ölmeyi tercih ederek bizleri derin düşüncelere sevk etmiştir.
filmde akıl hastalığı bulunan kişilere uygulanan lobotomi metodu ise göz küresinden optik sinirin de geçtiği açıklıktan beynin frontal lobunun çıkarılması işlemidir.aynı zamanda nobel ödüllü yasaklanan tek işlemdir.
en sonda ise gerçekleri hatırlayıp canavar gibi yaşamaktansa masum bir şekilde ölmeyi tercih ederek bizleri derin düşüncelere sevk etmiştir.
filmde akıl hastalığı bulunan kişilere uygulanan lobotomi metodu ise göz küresinden optik sinirin de geçtiği açıklıktan beynin frontal lobunun çıkarılması işlemidir.aynı zamanda nobel ödüllü yasaklanan tek işlemdir.
devamını gör...
18.
mükemmel ötesi martin scorsese filmi. tehlike yaratan akıl hastalarının yattığı bir adada kaybolan bir hastayı aramaya giden bir polisin yaşadıklarını anlatıyor. yakın zamanda kapalı psikiyatride çalışan bir arkadaşımla konuştuktan sonra izlediğim için daha bir içine çekildim. 10/10 film.
devamını gör...
19.
sözlükten'film önerisi' diye aratıp karşıma çıkan ilk filmi izleyeceğim, demiştim. iyi ki demişim ve iyi ki izlemişim. baş rolünde leonardo dicaprio'nun olduğu bir psikolojik/gerilim filmi. ilginç bir konusu var, neredeyse gözümü bile kırpmadan izledim!
benden başka izlemeyen kalmamıştır ama eğer kıyıda köşede varsa zaman kaybetmesin gitsin izlesin. ama gece izlemesin biraz ürkütücü.
ayrıca izlerken gerim gerim gererek işini hakkıyla yapan gerilim müziklerine de değinmeden geçmek istemedim..
benden başka izlemeyen kalmamıştır ama eğer kıyıda köşede varsa zaman kaybetmesin gitsin izlesin. ama gece izlemesin biraz ürkütücü.
ayrıca izlerken gerim gerim gererek işini hakkıyla yapan gerilim müziklerine de değinmeden geçmek istemedim..

devamını gör...
20.
baştan sona gerilimi hissettiğiniz, görsel olarak kasveti de iyi yansıtmış, di caprio'nun oyunculuğunun her zaman ki gibi üst seviye olduğu ve sonu insanı ikilemde bırakan film.
seneler önce izlemiştim.
hâlâ emin değilim adam gerçekten hasta mıydı yoksa onu hasta olduğuna ikna mı ettiler diye.
aklıma soktunuz açayım da netflix'ten baka baka koltukta uyuyayım bari.
seneler önce izlemiştim.
hâlâ emin değilim adam gerçekten hasta mıydı yoksa onu hasta olduğuna ikna mı ettiler diye.
aklıma soktunuz açayım da netflix'ten baka baka koltukta uyuyayım bari.
devamını gör...