her şey söylenebilir sigara için ama ne söylense yalandır. neden sigara içildiğini anlamayanlara, neden sigaranın bırakılamadığını kavrayamayanlara ithaf ediyorum bu yazımı. sigara içenlerle ilgili binbir kötü yorum yapılır. başta kötü bir koku yaydığımızdan bahsedilir, ama o bize ait bir ten kokusudur ve biz o kokuyla mutluyuz. öleceğimiz söylenir ki anlaşılması en güç olan da budur. zira sigara içmeyenlerin ölümsüzlüğe ermediği isviçreli bilim adamlarının bile araştırmaya tenezzül etmediği bir konudur. peki o zaman anlatayım ben yine de ne var bu sigarada. bir öykü yazmak için oturduğumda illa ki bir paket sigaram olacak yanımda ( yedek bir paket daha tabii ki). düşündükçe sigaradan bir fırt çekeceğim ve fikirler üşüşecek beynime. ben bu yüzden içiyorum sigarayı. çok sıkıldığım zamanlar, elimdeki kitaba haksızlık yapmadan bir dal yaktığımda kitap daha da akıcı olmaya başlıyor. bu yüzden içiyorum.

sigarayla edebiyatın mutlak bir bağı vardır. sigara içenlerden rahatsız olanlar için söylüyorum elbette ki duman solumamak en doğal hakkınız. ama edebiyat ve sigara bağını göz ardı etmeyiniz.

edebiyatımızın en büyük isimlerinin sigarayla olan bağlarını sizinle paylaşacağım dumansız bir toplum olmaya hızlı adımlarla ilerlediğimiz şu biçare senenin son günlerinden birinde. öldürürken elimizin bile titremediği sabahattin ali. sabahattin ali’nin tütünle olan yakınlığı biraz daha aristokrat bir görüntü sergileyen pipo aracılığıyla olmuştur. ama en nihayetinde pipoda sigaranın avrupa görmüş hali değil midir? yazılarında mutlaka sigaraya ilişkin bir küçük olay vardır sabahattin ali’nin. bazen leit- motif olarak kullandığı da olmuştur.


şimdi anlatacağım isim ise türk edebiyatı’nın ince memet’i yaşar kemal. yaşar kemal de sigarayla haşır neşir olan yazarlarımızdandır. ancak o sigara yerine daha doğru bir şekilde cigara demektedir. yaşar kemal bir röportajında sigara ile ilgili şöyle bir anı anlatır ki ben bu anıyı okuduktan sonra yaşar kemal’in sigara içmesine şaşırmıştım. hüyükteki nar ağacı isimli kitabının ilk beş sayfasını kaybettiği için bu kitabı yazmaktan vazgeçen yaşar kemal, bu sayfaların anası tarafından sigara içmek isteyen komşulara sigara kağıdı olarak kullanılmak üzere verildiğini öğrenir. yıllar sonra o kitabın komşularının ciğerlerine giden ilk beş sayfasını yeniden yazar ve yayımlatır.


türk edebiyatının temel taşı ahmet hamdi tanpınar da sigara tiryakileri tayfasından. onunla ilgili kısmı ben yazmayacağım. üstadın öğrencisi olma şeref ve mutluluğuna erişmiş ahmet miskioğlu’nun satırlarıyla paylaşıyorum:tanpınar, geldi, masanın başına oturdu. sigara paketini çıkardı. büyük bir beğeniyle, insanı imrendiren bir biçimde sigarasını yaktı; derin derin çekti içine. konuşmaya başlamadan sevdiği öğrencilerine şöyle bir baktı. gerçekten seviyordu bizi, biz de onu çok seviyorduk. üç beş arkadaştan tek not tutan bendim. kalemim kâğıdım hazır, yazmaya başlayacağım artık. dedi ki;

«bir komedi oynuyoruz… ancak, aktörler değişiyor!..»



yangınların şairi metin altıok artık lanetlemeye bile dilimin varmadığı o meşum yangında hayatını kaybeden ve bence türk dilinin en büyük şairlerinden biri olan kişidir. orda ölümü beklerken bir elinde kendini savunmak için tuttuğu süpürge sapı -o resmi ne zaman görsem ağlarım- diğer elindeyse fikrine dayanak sigarasıyla bekler. bazen şiirlerini o sigara kağıdına karalar şair ki o karalamlar aydınlıktır sigaranın ucu kadar.


sondan bir önce de bir kadın yazarımızdan bahsedelim. dünya okurları tarafından geleceğe kalacak 50 yazar arasında gösterilen aslı erdoğan. son dönemin en iyi yazarı. ancak reklam peşinde koşmayan yazarımız, türk okurları tarafından pek iltifata layık görülmez nedense. kabuk adam romanını okurken sigara üstüne sigara içmiştim. sürekli tepeleme dolu kül tablalarından bahsettiği belki onlarca yazısını okudum aslı erdoğan’ın ve hem okuduklarımdan hem de içtiklerimden dolayı kendisine minnettarım.


ve kapanışı isminin bir harfini iddia sonucu kaybedecek kadar cesur ve hayalgücü kuvvetli olan, büyük insan cemal süreya ile yapıyorum. trt’de katıldığı bir programda elindeki sigarayı görmek beni anlatamayacağım kadar mutlu etmişti. ama onunla ilgili bir şey anlatmayacağım yalnızca bir şiirini buraya bırakıyorum, alırsınız;

eskiden birinci işimdi sigara içmek
şimdiyse içmemek birinci işim.



sigara ve edebiyat birbiriyle gönül bağı olan şeylerdir. bazen bir kitabı açtığınızda burnunuza bir sigara kokusu çarpar. rahatsız olmayın. yazarın parmaklarından gelmektedir o koku. ama kokudan rahatsız oluyorum diye bar bar bağıranlardansanız sigara içenleri koklamayın…
devamını gör...
ciĝer çürütmeden edebiyat yapılamazmış gibi.
devamını gör...
ikisi de sol köşeden harcar, işte şuradan.
devamını gör...
şu gibi mi...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
24 ağustos pazartesi , saat 00.03:
"binlerce kez yapıldığından otomatikleşmiş bir hareketle elindeki sigarayı kül tablasına bastı kadın..."

yok öykü böyle başlamamalıydı. o son sigarananın yakılması-içilmesi-vedası anlatılmalıydı ki hakkı verilmeliydi.

" artık vücudundaki kırgınlığa dayanamıyordu kadın. huzurla nefes alabildiği zaman dilimi haftada dört gün spor yaptığı anlardan ibaretti. üstelik yaşlı insanlar gibi çabucak yoruluyor, kanepede uzun saatler geçirmek zorunda kalıyor, bu durumdan rahatsız olduğu için de huzursuz bir ruh haline bürünüyordu.
artık yeter deyip doktora gittiği gün, yeni bir doktor ile karşılaştı. tüm tetkiklerden sonra uzun uzun anlattı; sebepleri, etkileri, uzak durulması gerekenleri. başını sallayarak dinliyor, iyi olmak için sorularla konuşmayı daha anlaşılır kılmak için uğraşıyordu kadın. doktor anlattı, kadın dinledi. en son doktor dedi ki 'yalnız ameliyatını yapmadan bir ay önce sigarayı bırakmalı ve tekrarlamaması için de bir daha içmemelisin! ' düşüneceğim diyerek ayrıldı kadın.
düşündü de. neydi ki sigaranın hayatındaki yeri. sabahı karşılamanın yoluydu kahveyle beraber. ev işlerinin arasındaki soluklanma anıydı. minik balkonunda öykülerini karalarken düşünme anıydı. dostlarınla tokuşturduğu kadehlerin arkadaşıydı. moralini bozan bir konuşmaya es vermek için kaçma anıydı. kaçış ya da keyifti. hatta keyifli geçirilmiş anların kutlamasıydı.
düşündü. düşündü. çok zor, dedi.
aradan iki ay geçti. bu iki ayda canı sigara istediğinde sonra, dedi. kahveden henüz iki yudum almışken biten sigaranın ikincisini yakmadı. keyif aldığı şeyleri yapmaya devam etti ama sigara ile taçlandırmayı bıraktı. artık tamam, dedi.
ameliyat öncesi son gecesinde saate baktı. tam olarak on ikiye on kala kendine koyu bir americano yaptı. müziğini açtı. bir sigara yaktı. hızlıca çekti içine. saate göz attı, bardaktaki yarım kahveye baktı. bir tane daha, dedi. bir sigara daha yaktı. keyfini çıkara çıkara çekti içine zehri. ve son kez - binlerce kez yapıldığından otomatikleşmiş bir hareketle- elindeki sigarayı kül tablasına bastı kadın..."
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sigara ve edebiyat" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim