sıkıntıdan yapılanlar

zed's dead baby ukdesi.

gardrobumu düzenledim.
bir şiir kitabı bitirdim.
radyomu şarjı dolu olduğu halde şarj ettim.
iki kupa kahve içtim.
noodle yedim.*
temizlik yaptım.
ukdelere baktım, bir daha baktım.
allah kahretsin en sonunda kalktım buraya geldim.(bkz: orhan veli.)

uyurum, uyanırım baktım sıkıntım geçmemiş yine uyurum.

gece (bkz: online yazarlar) listesinden yazar seçip, tanımlarını okumak..

yiyorum genelde .abur cubur olsun .tatlısı olsun.belli bir zaman sonrası neye sıkıldığını unutabilirsin gerçi.

az kalsın şiir yazıyordum az önce.

çiçeklerle uğraşmak.

sıkıldıkça onların başına geçiyorum. mesela çiçeklerin kötü yapraklarını temizlemek, hava güzelse dışarıya çıkarmak*, daha da geçmediyse sıkıntım, dallarından kırıp kırıp oraya buraya sokuşturmak. sonracığıma sokuşturduğum dalların saksılarını beğenmeyip değiştirmek ama önce saksıları boyamak. hatta minik saksıların altına uygun tabak bulamadığım için kavanoz kapağı falan boyuyorum. çiçeklerle bozdum kafayı, hobi mobi derken galiba deliriyorum.

bunlar da minnoşlarımdan bazıları;

diğerleri de fotoğrafı çektiğim yerin sağında ve de solunda ve hatta karşı evdeki balkonda.* don olacakmış, geri çektim hepsini.

domatesim bile var be;


ekleme: çiçek ekmek için yoğurt kovası boyadığımı yazmayı unutmuşum, hay allah.

son günlerde benim için uyumaktır. normalde geceleyen ben sıkıntıdan uyuyorum artık.

saçlarımdaki kırıkları temizlemek.

sıkılmaktan da sıkılmak. her seyden sıkıldigin icin ondan da sıkılmak. sonra sıkıldigina sıkılmak. boyle dongu gibi

aynı müziği tekrar tekrar dinlemek sonra koltuğa kenarına kıvranmak. kedi gibi kuyruğu kıstırmak da denebilir.

naim süleymanoğlu rozeti aldım.

sigara içmek

tanım yazar gibi saçmalamak.swh.

gaza gelip bahçede ot yolmak.

esnemek. sıkıntı aninda geliyor.