orijinal adı : the power of now: a guide to spiritual enlightenment
yazar : eckhart tolle
yayım yılı : 1997
anı yakalayıp yaşamın tadına varabilmek için, insanın takılı kalıp kaçamadığı duyguları ya da yaşantılarını geride nasıl bırakacağını anlatan kitaptır. yaşamın her anının kıymetli olduğunu, buna ulaşmak için de aşılması gerekenleri geride bırakmayı anlatır.
yazar : eckhart tolle
yayım yılı : 1997
anı yakalayıp yaşamın tadına varabilmek için, insanın takılı kalıp kaçamadığı duyguları ya da yaşantılarını geride nasıl bırakacağını anlatan kitaptır. yaşamın her anının kıymetli olduğunu, buna ulaşmak için de aşılması gerekenleri geride bırakmayı anlatır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "nafnaf" tarafından 06.01.2021 00:19 tarihinde açılmıştır.
1.
eckhart tolle tarafından yazılmış bir kişisel gelişim kitabı. kitap geçmişi geleceği bırak şimdi neler oluyor dön bir bak diyor. bilinç, aydınlanma, acı beden derken biraz kafamı karıştırdı. okuyun sizin de kafanız karışsın.
"diyelim ki geceleyin bir yolda, yoğun bir
sis tarafından kuşatılmış bir halde yürüyorsunuz. ama, elinizde sisi yarıp önünüzü dar bir aralıktan berrak bir biçimde görmenizi sağlayan bir el feneri var. sis sizin geçmişi ve geleceği içeren yaşam durumunuzdur; el feneri bilinçli mevcudiyetinizdir ; önünüzdeki berrak yer ise şimdi'dir."
"diyelim ki geceleyin bir yolda, yoğun bir
sis tarafından kuşatılmış bir halde yürüyorsunuz. ama, elinizde sisi yarıp önünüzü dar bir aralıktan berrak bir biçimde görmenizi sağlayan bir el feneri var. sis sizin geçmişi ve geleceği içeren yaşam durumunuzdur; el feneri bilinçli mevcudiyetinizdir ; önünüzdeki berrak yer ise şimdi'dir."
devamını gör...
2.
eckhart tolle'nin yazdığı kitap. anksiyete, bağımlılık, depresyon vb. birçok problem ya geçmiş ya da gelecekten kaynaklanır. şimdi'yi kavramak, anlamak kişiyi adeta özgürleştirir. bu kitap bence her insanın tekrar tekrar okuması gereken bir kitap. kitaptan bazı alıntılar:
- "artık kendime dayanamıyorum." zihnimde tekrarlanıp duran düşünce buydu. sonra birden bunun ne kadar garip bir düşünce olduğunu fark ettim. "ben bir miyim, yoksa iki mi? eğer ben kendime dayanamıyorsam, o halde ben iki kişi olmalıyım: ben ve dayanamadığım 'kendim'." "belki," diye düşündüm sonra, "bunlardan sadece biri gerçektir."
- insanın çektiği acının büyük bölümü gereksizdir. o gözlemlenmeyen zihin yaşamınızı yönettiği sürece kendi yarattığınız bir şeydir. yarattığınız acı daima, olanı kabullenmemekten, olana bilinçsiz bir biçimde direnmekten kaynaklanır. düşünce düzeyinde, direnme bir yargı biçimidir. duygusal düzeyde, o bir olumsuzluk biçimidir. acının yoğunluğu şimdiki an'a karşı direnmenin derecesine bağlıdır .zihin daima şimdi'yi yadsımaya ve ondan kaçmaya çalışır. siz şimdi'yi ne kadar çok onurlandırır ve kabul ederseniz, acıdan, ıstıraptan -ve egosal zihinden- o kadar çok kurtulursunuz.
- yargılamayın ya da analiz etmeyin. ondan kendinize bir kimlik yaratmayın. orada mevcut kaim ve içinizde olup bitenin gözlemcisi olmayı sürdürün. sadece duygusal acının değil, ama aynı zamanda "gözlemleyenin" sessiz izleyicinin de farkında olun. bu, şimdi'nin gücü, kendi bilinçli mevcudiyetinizin gücüdür. sonra neler olduğunu görün.
- "artık kendime dayanamıyorum." zihnimde tekrarlanıp duran düşünce buydu. sonra birden bunun ne kadar garip bir düşünce olduğunu fark ettim. "ben bir miyim, yoksa iki mi? eğer ben kendime dayanamıyorsam, o halde ben iki kişi olmalıyım: ben ve dayanamadığım 'kendim'." "belki," diye düşündüm sonra, "bunlardan sadece biri gerçektir."
- insanın çektiği acının büyük bölümü gereksizdir. o gözlemlenmeyen zihin yaşamınızı yönettiği sürece kendi yarattığınız bir şeydir. yarattığınız acı daima, olanı kabullenmemekten, olana bilinçsiz bir biçimde direnmekten kaynaklanır. düşünce düzeyinde, direnme bir yargı biçimidir. duygusal düzeyde, o bir olumsuzluk biçimidir. acının yoğunluğu şimdiki an'a karşı direnmenin derecesine bağlıdır .zihin daima şimdi'yi yadsımaya ve ondan kaçmaya çalışır. siz şimdi'yi ne kadar çok onurlandırır ve kabul ederseniz, acıdan, ıstıraptan -ve egosal zihinden- o kadar çok kurtulursunuz.
- yargılamayın ya da analiz etmeyin. ondan kendinize bir kimlik yaratmayın. orada mevcut kaim ve içinizde olup bitenin gözlemcisi olmayı sürdürün. sadece duygusal acının değil, ama aynı zamanda "gözlemleyenin" sessiz izleyicinin de farkında olun. bu, şimdi'nin gücü, kendi bilinçli mevcudiyetinizin gücüdür. sonra neler olduğunu görün.
devamını gör...
3.
eckhart tolle vasıtasıyla insanlığa armağan edilmiş bir değer
evreni, maddeyi ve dünyayı anlama gayretinde olarak "dışarıya yönelen" anlama arzusunun fiili bir sonucu olarak bilim ve tekniğin yarattığı dünya, yalnızlık, depresyon, tatminsizlik, terk edilmişlik, endişe, sosyal fobi ve bilimum kemikleşen duygudurum bozuklukları. işte modern dünya dediğimiz şey
keza aynı minvalde bu mezbeleliği sürdürmeye yarayan tamamı teknik bilgiye dayalı zorlayıcı ve dayatmacı basmakalıp eğitim sisteminin tornasından geçip, kafasının içinde bu eğitim sonucu kurgulaşan "olması gereken yaşam" ile "olan yaşam" arasında sıkışan "modern insan"ın dramatik öyküsü. eğitimli insan dediğimiz şey.
içinde bulunduğu - doğal olmayan sıkışıklığı aşmak için kullandığı yine aynı bilimin ilaçları kişisel gelişim kitapları ve psikolojik süreçler...
bize sürekli konuşup duran zihnimizle ne yapacağımızla alakalı hiç bir şey öğretilmedi. acılarımız ve korkularımızla yanak yanağa süregiden şu yaşantımız içerisinde haz için katlandığımız acı süreçlerinin üzerine kurulu bu dünya sisteminin içerisinde "bilimsel" olarak hiç bir değerimiz yok.
tolle'nin bu kitabı bir kişisel gelişim hedehödösü değil, bize bir şey öğreten bir kitap değil. bize unuttuğumuz kadim bir olguyu hatırlatan bir hatırlatıcı sadece. bunu yaparken de günümüzün eğitimine maruz kalmış "modern insan"ın dilini kullanarak anlatıyor. onun cümleleri, sürekli bir şeyler arayan dışarıya dönük huzursuz zihnin gasp ettiği dikkatimizi içe yönetlmemizi sağlıyor. okudukça kontrolden çıkmış zihnin tüm oyunları, tüm tuzakları, kendimiz olmayan - öteki ben - in tüm kalıpsal davranışlarını tespit edip hayretler içinde kalıyoruz.
ve zihin sustuğunda... onun bağıran sesi azaldığında, bir masal ülkesinin dev kapılarının önünde buluyoruz kendimizi. ve en başından beri zaten hep orada olduğumuzu, en başının aslında en son olduğunu anlıyoruz. sonsuzluğun aslında an'ın içinde olduğunu, şimdi'nin öncesiz ve sonrasız tek bir an olduğunu idrak ediyoruz.
bilincin kişiye özel bir şey olmadığını, her bir insanın ayrı ayrı bilinçleri olduğu yanılgısından, tüm evrenin tek bir bilincin ışığını paylaştığı gerçeğine uyandırmak için bizi "modern" uykumuzdan sarsarak uyandırıyor.
evreni, maddeyi ve dünyayı anlama gayretinde olarak "dışarıya yönelen" anlama arzusunun fiili bir sonucu olarak bilim ve tekniğin yarattığı dünya, yalnızlık, depresyon, tatminsizlik, terk edilmişlik, endişe, sosyal fobi ve bilimum kemikleşen duygudurum bozuklukları. işte modern dünya dediğimiz şey
keza aynı minvalde bu mezbeleliği sürdürmeye yarayan tamamı teknik bilgiye dayalı zorlayıcı ve dayatmacı basmakalıp eğitim sisteminin tornasından geçip, kafasının içinde bu eğitim sonucu kurgulaşan "olması gereken yaşam" ile "olan yaşam" arasında sıkışan "modern insan"ın dramatik öyküsü. eğitimli insan dediğimiz şey.
içinde bulunduğu - doğal olmayan sıkışıklığı aşmak için kullandığı yine aynı bilimin ilaçları kişisel gelişim kitapları ve psikolojik süreçler...
bize sürekli konuşup duran zihnimizle ne yapacağımızla alakalı hiç bir şey öğretilmedi. acılarımız ve korkularımızla yanak yanağa süregiden şu yaşantımız içerisinde haz için katlandığımız acı süreçlerinin üzerine kurulu bu dünya sisteminin içerisinde "bilimsel" olarak hiç bir değerimiz yok.
tolle'nin bu kitabı bir kişisel gelişim hedehödösü değil, bize bir şey öğreten bir kitap değil. bize unuttuğumuz kadim bir olguyu hatırlatan bir hatırlatıcı sadece. bunu yaparken de günümüzün eğitimine maruz kalmış "modern insan"ın dilini kullanarak anlatıyor. onun cümleleri, sürekli bir şeyler arayan dışarıya dönük huzursuz zihnin gasp ettiği dikkatimizi içe yönetlmemizi sağlıyor. okudukça kontrolden çıkmış zihnin tüm oyunları, tüm tuzakları, kendimiz olmayan - öteki ben - in tüm kalıpsal davranışlarını tespit edip hayretler içinde kalıyoruz.
ve zihin sustuğunda... onun bağıran sesi azaldığında, bir masal ülkesinin dev kapılarının önünde buluyoruz kendimizi. ve en başından beri zaten hep orada olduğumuzu, en başının aslında en son olduğunu anlıyoruz. sonsuzluğun aslında an'ın içinde olduğunu, şimdi'nin öncesiz ve sonrasız tek bir an olduğunu idrak ediyoruz.
bilincin kişiye özel bir şey olmadığını, her bir insanın ayrı ayrı bilinçleri olduğu yanılgısından, tüm evrenin tek bir bilincin ışığını paylaştığı gerçeğine uyandırmak için bizi "modern" uykumuzdan sarsarak uyandırıyor.
devamını gör...
"şimdi'nin gücü" ile benzer başlıklar
hayal gücü
20