öne çıkanlar | diğer yorumlar

barış bıçakçı'yı sıradan yaşamları şiirsel bir dille hikayeleştirebilen bir yazar olarak nitelendiriyorum. iletişim yayınlarının 12. baskısından okuduğum 166 sayfalık sinek ısırıklarının müellifi'nde de büyük aşk hikayeleri, entrikalar veya şaşırtıcı tesadüfler gibi diğer romanların çoğunda bulunan, okuyucuyu hayatın olağan akışının dışına sürükleyen ögeleri göremiyoruz. mekan unsurlarını, karakterin yaşam tarzını, insan ilişkilerini ele aldığımızda sanki kendi hayatımızı görüyoruz. mamafih, bu kadar sıradan şeyi güzel bir dil ile bir araya getirdiğin zaman işte böyle edebi bir zevkle okunabilen şiir gibi bir roman ortaya çıkıyor. hatta yazar bununla ilgili şöyle bir tespitte bulunuyor:

"yazmak bir bakıma anlatılmaya değmez olanı anlatmaktır. böylelikle anlamsız olanı anlamlı kılmaya cüret etmektir."(s.159)

kitap, cemil'in kısa kısa kimi zaman geçmişten, kimi zaman şimdiki zamandan anlatılan, küçük küçük parçalardan oluşan hikayeciklerinin birleşiminden oluşuyor. cemil 40'lı yaşlarında, belli bir dönem mühendislik yaptıktan sonra işini bırakmış ve evvelden beri merak sardığı yazarlıkta bir yol tutturmaya çalışıyor. eşi nazlı ise doktor olarak görev yapıyor. haliyle cemil çoğunlukla evde vakit geçirdiği için hikaye de burada düşündükleri şeyleri ve geçirdiği zamanı anlatıyor.

kitabın isminin nerden geldiğini çıkarsadığımız, sevdiğim bir bölümünü alıntılayarak tanımımı noktalıyorum. bu alıntının, romanın genel üslubu hakkında bir fikir edinmemize yardımcı olacağını düşünüyorum.


"beş yaşındayken annem ve babamla bir taksiye binip sünnet olmaya giderken, annemin elinden tutmuştum. korkuyordum. babam ön koltuktan bana doğru dönüp canımın hiç acımayacağını müjdelemişti: "sinek ısırığı gibi bir şey hissedeceksin."

hayır! o hamleyi bulamadım! yazar filan değilim ben editör hanım, ben sinek ısırıklarının müellifiyim. kitabımı basarsanız arka kapağına da okuyucu için lütfen şöyle bir uyarı yazın: "hiç acımayacak."

saygılarımla..." (s.129)
devamını gör...
bir barış bıçakçı kitabıdır.

bazı insanlar her zaman yalnızdır. etrafında kaç kişi olduğuna bakılmaksızın yalnızdır onlar. en çok yazanlar da bu yalnız insanlardır. çünkü onların içinden geçenleri anlatacak kimseleri yoktur. bir iç dökme ihtiyacı duydukları an hemen bir yazı aracı ararlar ve bu o kadar büyük bir alışkanlığa dönüşür ki artık yalnız kalmadıklarında bile kurtulmazlar yazma isteğinden.

cemil kendince dertleri olan bir yazardır. işini gücünü bırakıp sırtını yazıya dayanacak kadar güvenir edebiyata. eşi nazlı bir doktordur ve biz anlarız ki ne olursa olsun cemil nazlıyı çok sevmektedir. çünkü bir yazar başka bir insan için bir yazı yazıyorsa, onun içinde olduğu bir kitap yazmak istiyorsa o insanı çok seviyor demektir.

cemil herkesle konuşuyor ama sesli değil. bir yazarım konuşmak için seslere değil küçük hikayeleri yazabileceği bir yazı aracına ihtiyacı vardır. ve bir yazar odada yalnızsa, tıpkı hayatta olduğu gibi, yazı aracı kişisel tarihinde zaman yolcusunu yapmasına imkan tanıyan bir zaman makinesine dönüşür.

cemil aynı zamanda çocukluktan kalma bir anı sayesinde sinek ısırıklarının müellifidir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sinek ısırıklarının müellifi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim