ya böyle bir şart mı var? erdal inönü gibi siyasetçileri özlüyorum.

özgür özel'in de elektrikli testereden hallice bağırmalarına katlanamıyorum.

bağırmayın arkadaşım! zaten mikrofon denen bir icat var. duyuyoruz yani.
devamını gör...
kendi ekmeği için bağırıyor. pastadan pay kapmak için.

kimin için bağırdıkları seçimden sonra belli olmuyor mu?
devamını gör...
hitabetlerini kuvvetlendirdiğini düşünüyorlar. öyle bir şey yok dediklerini bile anlamaz hale getiriyorlar sürekli bağırarak. politikasını seversiniz sevmezsiniz orası size kalmış lakin gerçek hitabeti erdoğan'ın ilk yıllardaki videolarına bakarak öğrenebilirsiniz bu da ek bilgi olsun.
devamını gör...
tee davutoğlu'ndan beri devam eden akım. davut tan hiç öyle bağırma çağırma beklemezdim ilk başbakan olduğu zamanlar ama bir tayyip taklidine kayıyor hepsi. bu şekilde etkili hitabet sergilediklerini düşünüyorlar. bense akıl almaz buluyorum bu durumu. sırf bağırdın diye davasında haklı olan güçlü lider imajı yaratacak değilsin. o kadar kolay değil.

siyasetçiler bizim gördüğümüz şeyleri göremiyorlar mı? gibi bir soru belirecektir. evet göremiyorlar. salak oldukları için değil. bir işin içine ne kadar girersen içinde yer aldığın olaya uzaktan bakıp değerlendirme yetini de kaybetme ihtimalin o kadar artar. muhakeme yetisi kayboluyor yani. kaybetmeyenlerse kontrol mekanizması ve öz farkındalığı güçlü kişilerden çıkar ancak. ülkede her şeyde olduğu gibi siyaset de ezberlerden ibaret olduğu için daha çok bağırırlar böyle.
devamını gör...
bizim memlekette herkes bağırarak konuşur. sadece siyasetçilere özgü değildir.
devamını gör...
bazen seslerinin kısılmasına sebep olur.
(bkz: 27 mart 2014 erdoğan'ın sesinin kısılması)
devamını gör...
öteden beri, türkiye de siyasetçinin, aydının "halka inmek" türü bir derdi! olagelmiştir. bu kabule göre halk 'aşağıda' bir yerlerdedir, siyasetçi ya da aydın da, bu aşağılara inip 'onlar gibi' görünerek, onlardan biri olduğuna "inandırarak" oy ve desteklerini almaya çalışır. bir tür teatral oyun yani.. konuşurken şiveler mi yapılmaz, yerel kıyafet ya da aksesuarlar mı kullanılmaz.. artık ipin ucu kaçıncaya dek zorlanır.. yörenin tanınmış bilcümle abartılı özelliği en abartılı şekliyle sahneye konur seçim süresince.. dünya türkiye hayat bir tarafa, ilgili yöre neresiyse orası kabe ilan edilir kısaca.. iş öylesine abartılır ki, siyasetçi ve aydın, yörenin sıradan birisi olmaya dönüşür, rolden çıkamaz hale gelir. popülizmin dibine vurularak, kitle kuyrukçusu, pohpohçu bir avamlık hedef haline gelir. oysa gerçek aydın ve politikacı, halkın bir adım önünde ve ilerisinde kalarak, onları her gün bir adım daha ileri bir geleceğe yönlendirmek, taşımak zorundadır. oysa siyasi danışmanlar, bu sihir bozulsun istemezler. çünkü varlık nedenleri ve ekmekleri, gelecekleri mevcut yapıya bağlıdır. aksine cesaret edebilecek aydın ve siyasetçi azlığı da, bu hengameyi sürdürmeyi kolaylaştırır.
siyaset, kişisel bir meslek, çıkar aracı olmaktan çıkartılmadığı sürece de bu sürecektir. vardığımız düzey, ilkokul mezunu okuryazar bir güreşçinin en güçlü kamu bankası yönetim kuruluna getirilmesi, 8-9 bakanlık bütçesinden büyük bütçenin bir imamın emrine tahsisinin 'normal' sayılmasını mümkün kılmıştır. gerçekte yaşadıklarınız bir film senaryosu olsa ve bunu okusanız, abartılı, absürd bulacağınız için izlemeye değer bulmazsınız. ama içindesiniz, yaşıyorsunuz ve hepsi normalmiş de borazan sesle konuşmaları yanlışmış diye değerlendiriyorsunuz.. ( hani diyor ya büyük şair:
'söylemeye dilim varmıyor ama, kabahatin birazı da sende be kardeşim.')
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"siyasetçilerin borazan gibi bağırması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim