sızı

ince acı, derin ağrı anlamına gelen türkçe kökenli sözcüktür. sadece fiziksel ağrılar için değil, ruhun acısı için de kullanılır.

'78 çıkışlı serçe albümünden bir sezen aksu şarkısı.

inatçı, ısrarcı ve çokça alaycı. ağrıyor gibi, acıyamıyor da besbelli. acıtamıyor, acıtmaktan daha farklı bir niyette oysa ki. ince ince kesik atıyor da inlemeye müsade etmeden sesini kısıyor sanki... ışık sızıyor içeri, delemiyor derini. yine kaldın zifiri. su sızıyor da içeri, dindiremiyor eksiğini. yavaşça kuruyorsun, çorak bir toprak misali. ruh çatlıyor, biri sızıyor içeri. nefes gibi, can gibi. kaçıp gidiyor aniden. yer edemiyor da boşluğu sızlıyor akla düşen her saniye, her an sanki. hava sızıyor dışarı. ağlayıp sızlanmak istiyor da sesi çıkmıyor, lâl olup içine haykırıyor gibi.

bitecek gibi durmayan. bitmeyecek gibi vuran. bitmenin ne olduğunu unutturan. akmadan kanatan. uyutmadan sarmalayan. öldürmeden toprağa karıştıran. öldüm sanırken yaşadığını hatırlatan. hatırlamak istemedikçe varlığıyla tekrar tekrar yoklayan, yokladıkça yoran. rahat bırakmayan... tende. kalpte. ruhta. canda.

sızı bu; derinden ve inceden...

bir sezen aksu şarkısı.

sızım sızım sızlar içim....

aynı isimde bir sezen aksu şarkısı da olduğu için kelime olarak belirtilerek ayrıca başlık açılmıştır.

ne kadar mutlu olsak, aşklar yaşasak, her şey yolunda olsa bile hep bir şeylerin eksik kaldığını hissediyor, ulaşamadığımız şeylere ulaştığımızda mutlu olacağımızı düşünüyoruz. şarkıda "neden, neye, kime bu özlem?" diye sorarken aslında tam olarak da "hiçbir sorun olmadığı halde gelen mutsuzluk hissi"nden bahsediyor. hiç aç, susuz yaşamasak da, hiç parasız, pulsuz kalmasak da, hiç aşksız, sevgisiz olmasak da hep bir yanı eksik kalacak insanın.

t: güzel bir sezen aksu şarkısı.

“neden, neye, kime bu özlem…”