sizi en çok sarsan kitap

peyami safa ' nın yoksulluk dönemlerinde "server bedi" mahlası ile yazmış olduğu "leyla ve gölgesi " kitabı beni en çok etkileyen kitaptır.
sanırım psikolojik olarak da taklit etmekteyim.

küçük iskender/ her şey ayrı yazılır.
charles dickens/ büyük umutlar.
hemingway/ yaşlı adam ve deniz.

dostoyevski / suç ve ceza

kitap hırsızı - makus zusak
önce renkler sonra insanlar

yalniz gezenin dusleri j j rousseau
yer altindan notlar dostoyevski
babaya mektup kafka
kinyasla kayra hakan gunday
yasamin kisaligi uzerine seneca
sokratesin savunmasi
ve daha niceleri

fareler ve insanlar

zülfü livaneli- huzursuzluk
john steinbeck- fareler ve insanlar
boğazımı düğümlendiren, ağlatan iki kitaptır.

veronika ölmek istiyor, kürk mantolu madonna.

fonksiyonel nöroanatomi

tabii ki (bkz: şeker portakalı)

kafama atılan en kalın kitap. beyin sarsıntısı sonucu hafıza kaybı yaşadığım için ismini hatırlamıyorum.

kardeşini doğurmak . okuyun , okutturun.

kürk mantolu madonna.



insan ne ile yaşar'da ise mikail meleğin yere çakıldığı bölümü unutamıyorum.

kalp kırılması için örnek verecek olursam,

reşat nuri güntekin - acımak
stefan zweig - merhamet

ayrıca öneririm, cehenneme övgü

lüset kohen fins şarlatan. harikaydı.

kuyucaklı yusuf
sabahattin ali nin bütün eserleri beni derinden yaraladı ama yusufda bir başka olmuştum

böyle buyurdu zerdüşt!

victor hugo - bir idam mahkumunun son günü

küçük yaşta okuduğum için olsa gerek "suç ve ceza" travmatik diyebileceğim kadar etki bıraktı bende.

(bkz: tanrının doğum günü)

ama ebeveynlerimden öğrendiklerim, ama okulda veya arkadaş çevresinde öğrendiklerim beni hiçbir zaman tatmin etmemişti zaten. buraya yazdım ama bakmayın; bu kitap da tatmin etmedi. ama bu kitap benim için bir kıvılcım oldu. 2008 yılında ilk defa okuyunca sarsıldığımı itiraf etmeliyim. bir ay kadar bir zaman geçince tekrar aldım elime. daha sakin bir zihinle okudum.

birçok şey bana öğretilenden, düşündüğümden farklı olmalıydı. kitabın kendisinin ve bana verdiklerinin üzerinde tam sekiz yıl çalıştım. bambaşka bir şey çıktı.

"hiçbir şey düşündüğümüz gibi olmayabilir"

yukarıdaki cümle klavyemden üç saniyede çıktı.* ne kadar basit!

bu kitabı okuyan birçok kişinin görüşlerini, fikirlerini okudum. öve öve bitiremeyenden tutun yerden yere vurup, kitapta açık arayana kadar herkes bir şeyler yazmış. ama kimse olaya başka açıdan bakmaya çalışmamış! kitabın yazarının da benim baktığım açıdan bakıp bakmadığını bilmiyorum. kendisiyle iletişim kurmadım.

kitabın iskeletinden bahsedip spoiler vermek istemediğim için detayına girmiyorum. fakat şu kadarını söyleyeyim; tetikleyici olarak gördüğüm bu kitabı ve bende tetiklediği diğer kitapları okuyup kendi günlük yaşamıma başarılı bir şekilde entegre ettim. başardım da. hiç zor olmadı.

kitap hakkında hatırlatmam gereken bir husus var ve bu "bence"dir.

bu kitap gerçekten isminden ve kapak tasarımından çağrışım yaptığı üzere bir hediyedir. fakat aynı zamanda kitaba karşı "çok hoş bir kurgu, iyi bir kitap" fikirleri gibi standart sayılabilecek bir tepkide olamayacaksınız. mutlaka bir fikriniz olacak ve sizi olumlu veya olumsuz etkileyecektir. bu da bu kitabın yan etkisidir!