sözlük bağımlılığı yüzünden grup terapisine başlamak
başlık "echoes of the past" tarafından 23.09.2025 13:02 tarihinde açılmıştır.
1.
itiraf etmekten utanıyorum ama anlatacağım yine de, çünkü korkularımın üzerine gitmezsem sınırlarımı keşfedemeyeceğimi biliyorum. ışık saçmak için önce yanmak gerekmez mi hem. sizin için kendimi yakıyorum.
grup terapisinin ilk günüydü. içeri girer girmez herkesin hikâyesi belliydi: biri kahveye bağımlı, diğeri telefona, inanır mısınız kadın bağımlısı bile vardı. sıra bana gelince sustum, derin bir nefes aldım ve söyledim:
"şey ben… ben bir sözlük bağımlısıyım."
o an odada bir sessizlik oldu. terapist not defterine yazdı, diğer bağımlılar bana dönüp baktı. sigarayı bırakmaya çalışan adam, alkolle boğuşan kadın, pubg bağımlısı ergen, mokar hastası nigar. hepsi kafasını salladı. çünkü onlar bağımlılığın ne olduğunu çok iyi biliyordu.
"günde kaç saat?" dedi terapist.
"en az bir saat." dedim, gözlerim hafif yere kayarken mahcup şekilde.
ama şunu da eklemeden duramadım:
"o başlıklarda gezmesem şimdi ispanyolca’yı b2 seviyesine taşımıştım. belki de italyanca’ya başlamıştım. hatta yeni bir müzik aleti çalmayı bile öğrenebilirdim. ama ben ne yaptım? 'kedim beni neden umursamıyor' başlığına yorum yazdım. çok gerekliymiş gibi nick vermeden yazarlara seslendim, patlamış mısır eşliğinde sözlük kavgalarına düşüp gereksiz kalorilere boğdum kendimi."
grup kahkahaya boğuldu. mizah, bağımlılığın ortak diliydi.
o günden sonra kendime söz verdim:
her sözlük başlığı açma isteği geldiğinde, bir ispanyolca kelime öğreneceğim. 'günaydın' yerine buenos días. "hoşça kal" yerine adiós. ve gitarla gipsy kings - bem bem maria şarkısını ezberden söylemeyi öğrenene kadar durmayacağım.
üç hafta sonra terapi grubuna döndüğümde, sözlükte geçirdiğim saatleri azaltmakla kalmamış kafamın içinde antonio banderas aksanıyla cümleler kurmaya başlamıştım. sangria'nın tadı bile bir başka gelmeye başlamıştı.
terapist bana bakıp: "sen başka bir seviyeye geçmişsin." dedi.
ben de omuzlarımı kaldırıp, hafif karizmatik bir gülümsemeyle bıyıklarımı burup cevap verdim:
"artık başlıklarda değil, hayatta gezinmeyi öğreniyorum."
hasta la victoria siempre...
grup terapisinin ilk günüydü. içeri girer girmez herkesin hikâyesi belliydi: biri kahveye bağımlı, diğeri telefona, inanır mısınız kadın bağımlısı bile vardı. sıra bana gelince sustum, derin bir nefes aldım ve söyledim:
"şey ben… ben bir sözlük bağımlısıyım."
o an odada bir sessizlik oldu. terapist not defterine yazdı, diğer bağımlılar bana dönüp baktı. sigarayı bırakmaya çalışan adam, alkolle boğuşan kadın, pubg bağımlısı ergen, mokar hastası nigar. hepsi kafasını salladı. çünkü onlar bağımlılığın ne olduğunu çok iyi biliyordu.
"günde kaç saat?" dedi terapist.
"en az bir saat." dedim, gözlerim hafif yere kayarken mahcup şekilde.
ama şunu da eklemeden duramadım:
"o başlıklarda gezmesem şimdi ispanyolca’yı b2 seviyesine taşımıştım. belki de italyanca’ya başlamıştım. hatta yeni bir müzik aleti çalmayı bile öğrenebilirdim. ama ben ne yaptım? 'kedim beni neden umursamıyor' başlığına yorum yazdım. çok gerekliymiş gibi nick vermeden yazarlara seslendim, patlamış mısır eşliğinde sözlük kavgalarına düşüp gereksiz kalorilere boğdum kendimi."
grup kahkahaya boğuldu. mizah, bağımlılığın ortak diliydi.
o günden sonra kendime söz verdim:
her sözlük başlığı açma isteği geldiğinde, bir ispanyolca kelime öğreneceğim. 'günaydın' yerine buenos días. "hoşça kal" yerine adiós. ve gitarla gipsy kings - bem bem maria şarkısını ezberden söylemeyi öğrenene kadar durmayacağım.
üç hafta sonra terapi grubuna döndüğümde, sözlükte geçirdiğim saatleri azaltmakla kalmamış kafamın içinde antonio banderas aksanıyla cümleler kurmaya başlamıştım. sangria'nın tadı bile bir başka gelmeye başlamıştı.
terapist bana bakıp: "sen başka bir seviyeye geçmişsin." dedi.
ben de omuzlarımı kaldırıp, hafif karizmatik bir gülümsemeyle bıyıklarımı burup cevap verdim:
"artık başlıklarda değil, hayatta gezinmeyi öğreniyorum."
hasta la victoria siempre...
devamını gör...
2.
(bkz: sözlükte grup seks)
devamını gör...
3.
gruptan sonrasını okumadım.
devamını gör...